︻ ︼ ⊕ ︼︻
Gotham Üniversitesi
HARLEEN, sınıfın ortasında, sessizliğin az olduğu ortamda yalnızlığın verdiği etkiyle yerinden hafifçe kıpırdanarak, bıkkınlıkla mırıldandı. Sıkılmıştı, beyninde saçma sapan senaryolar geçen kendisinden, ona değer vermeyen ailesinden, kimse ile konuşma gereği duymadığı; insanların içsel sıkıntılarının az göründüğü; emekleriyle gelip buraya yer edindiği; ikinci yıllının sonlarını yaşadığı üniversiteden sıkılmıştı; genel olarak şimşeklerin eksik olmadığı; karanlık yönlerini görmek istemediği ama ailesi sayesinde gördüğü Gotham şehrinden fenalık gelmişti genç kıza.
İç geçirerek Sosyal Antropoloji dersinin bitmesine yakın uykulu hallere bürünerek, kafasını masaya koyup pencerenin, dışarıyı net gösteren kısmına döndürdü. Bu hayattan bezme seanslarını erteleyecek hiç bir eylem yoktu. Hepsini tek tek denemişti, hatta jimnastik bile ona yaramayacak kadar sade olmakla kalmayıp, bıkmış olduğu şeylerin arasında yerini en üst kısımlara vermişti. Resim yapmayı denemişti, sadece karalamakla yetindi; şarkı söylemeyi denemişti, aparman sakinleri onu şikayet etmişti, böylece uzayıp gitmişti, Harleen ilk kez aramaktan vazgeçmişti.
Tarz sahibi değildi, sadece belirlediği bir noktası vardı, o da psikoloji bölümünü başarıyla bitirmekti, ve bu da kendine yeni bir hobi bulmaktan bile daha kolaydı, çünkü zaten başarılı öğrencilerden bile başarılıydı. Bu konuda kendini yüceltebilirdi.
Güneşin ışınları yüzüne temas ederken, Gotham'ın belirli saatlerinde gözüken parıltılar etrafa saçılmıştı. Sevdiği en güzel zaman dilimiydi, bu sayede kendini Gotham haricinde farklı bir yerde hissediyordu. Her zaman istediklerinden biriydi, onu karanlık sokakların ardından aydınlatacak şeyi bulmak ama gerçekçilik buna engeldi.
Güneş ışınlarına doğru hafif gülümsemesini sağlasa da bu uzun sürmedi, çünkü kapatmak istediği gözleri sulanarak başka yöne kilitlenmişti. Yatay geçişten dikleşen kafasını kaldırdı ve pencereden ilk kez gördüğü camlı bölüme baktı. Çok büyük bir yer olmasına rağmen önceden fark etmemişti, aslında parlamasa bile dikkatini çekmeyecekti. Sadeydi, camlarla kaplıydı ve büyük ihtimal Gotham Üniversitenin sözde ünlü seralarından biriydi. Önceden Harleen ciddiye almamıştı, gidip bakma gereği de duyamamıştı, ama şimdi bu kadar sıkıntısın ardından kendini belli eden yere uğrama isteğini yalanlayamazdı. Kesinlikle, sıkıcı dersinin sonunda camlı seraya gidecekti.
︻ ︼ ⊕ ︼︻
Seraya giderken o kadar emin adımlar atmasına rağmen Harleen, kapının önüne geldiği an duraksayıp, çiviyi kendi elleriyle çakmıştı. Girip girmemek arasında ince çizgide ip atlarken, hayatında az da olsa heyecana yer vermesi gerektiğini düşündü, böylece kendini bilmediği o camlı bölüme attı.
Harleen Frances Quinzel, içeriye girdiği an ağzını istem dışı açmıştı. Her yer yeşillikten ibaretti, siyahtan ve diğer renkleri ezmekte olan ayrı dünya gibiydi sanki, ve genç kız hayranlık duymuştu. Buraya neden daha önce gelmediğini sorgulamak istemişti, ancak güzelliğin arasında olumsuzluk onu deli edecek seviyeye getirmişti.
Serada bulunan her bitki özenle yetişmişti sanki, ve Harleen hepsine bütünüyle incelemek istemişti. Kaybolmuş olan nefesini vererek, Gotham'da harcanan yeri gezmeye başladı. Hepsi mükemmelliğini gösterirken Harleen izleyici olduğu için gayet memnundu. Güzelliğiyle sınır tanımayan bu yerde kimsenin olmadığına şaşırırken, arkasından ses ile irkilip yanlış tercihte bulunduğunu hatırlattı. Gelen sese doğru döndüğünde ise kimsenin olmadığını anlamıştı ama ses gelmek için çok ısrarcı gibiydi. Sese en dikkatli adımlarıyla yaklaşırken, sesin aslında mırıltı olduğunu fark etti, hatta tanıdık bir şarkının mırıltısı bile olabilirdi.
Cam kapının yansıması gözüktüğü kızıl kafa sadece belirginliğini gösterirken, tırsmış adımlarla kapıyı açtı sessizce. Yere göre görkemini hazırda tutan ağacın orada saklanma gereği duyarken, neden bunu yaptığını sorgulamadan, serada gördüğü manzaradan garip ama şaşırtıcı derecede güzel, mükemmel, harika kelimelerini anlamlarını çürüten manzaraya, -ya da kişi mi demeliydi- bakarak yutkunmuştu.
Karşısında kızıl saçlı kadın, elinde ki su spreyiyle sarmaşıkların rengini açarcasına suluyordu, ve mırıldanması nazikliğin simgesiydi. Hepsine ince, uzun ve nadir parmaklarını dolaştırırken, onu izleyen Harleen vücudunun karıncalandığını, ürperdiğine şaşırmıştı. Ağaçla bütünleşen bedeni onu izlemeye başlarken, kadının gri, yeşil ve mavinin uyum içinde dans eden gözlerinin renginde kalmaksızın, kadının uzunluğuna, doğanın baş yapıtı olarak baktı. Harleen'in boğazı kurumuştu şimdiden, ama yutkunacak cesareti yoktu.
"Merhaba, tatlım. Orada gizlice ne yaptığımı izleyeceğine ortaya çıkıp benimle konuşabilirdin." Duyduğu melankolik ses ile az daha bedeninde ki kemiklerin yerlerini değiştirmiş, yok olmuştu. Erimenin kök anlamıydı. Genç kız istemeyerek de olsa kendisine bakmayan kadından garip tepkiler alacağının korkusundan korkarak yerinden çıktı. Kızıl olan ise harekete geçerek beyaz gömleğini düzelterek ona döndü, ve göz göze gelişleri Harleen için pek iyi sonuç yaratmış değildi, ufak çaplı kalp krizi geçirmiş olabilirdi. Sarışın kız çaktırmamak için göz ucuyla fiziğini incelerken, gözüne takılan gömleğinde takılı olan isim ile küfür etmesi bir oldu. Şansızın tekiydi.
"Ben Pamela Lillian Isley, burada Bitki Bilim'in profesörlerinden biriyim. Cam serayı gezen öğrencileri severim. Genellikle buraya gelen pek olmaz." diyerek tekrardan sarmaşıklarıyla uğraşmaya başladı, ama yinede gözü Harleen'e kaymakta ve bunu saklamak için herhangi bir çaba göstermiyordu.
Ve Harleen kadının öğretmen oluşuna tekrardan küfür etti. Lanet olsun!
︻ ︼ ⊕ ︼︻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SPREE NAECISSUS ↠ [HARLIVY]
Fanfiction❝DELİLİĞİN AİT OLDUĞU YERDE, ZEHİR BÜYÜYEN SARMAŞIKLARININ ARASINDA KAYBOLUR.❞ ❝Sadece söylemek istediğin, akıttığın kandan daha acı verir, ama yaranın sönüklüğün de kalan sevgi seni sonsuz derinliğe vurur, ve bundan zevk alırsın.❞ ...