•1•

145 12 4
                                    

         Elimdeki papatyaların yere düşüşünü izledim bir süre. Başımdaki şapkayı düzelttim. Yağmur damlalarının üzerime düşüp küçük ıslaklıklar bırakmasına izin vererek park kapısından içeriye doğru adımladım. Salıncakların olduğu yerin üstü kapalıydı. Sanırım hayatımda ilk defa şanslıydım. Salıncağın birinde yer edinirken yavaşça yerdeki taşlara vurup sallanmaya başladım. Çakıl taşlarının üzerinde gördüğüm ayakkabılarla başımı kaldırdım. Yaşlarla dolmuş olan kahvenin en güzel tonu gözlere baktım bir süre. Yine kusursuzdu yine tanrıdan bir hediyeymiş gibi parlıyordu. 

-Ağlama...

       Gözlerindeki yaşları elinin tersiyle sildi ve bana baktı. Bir anda o cennet kokusunu hissetmemle kollarımı ona doladım. Kollarını daha da sıklaştırdı. Böyle bir meleğe bu kadar acı fazlaydı. Acı çekmemeliydi o. Kollarını benden ayırdığında ellerimden tuttu ve beni yavaşça ayağa kaldırdı. O önden büyük adımlarla ilerlerken ben onunkinin yanında küçük kalan adımlarımla  onu takip ediyordum. Gözleriyle uyumlu kahverengi saçları bugün dağınıktı. Saçlarının dağılmasını sevmezdi oysa. Üstündeki gömleğinin ütüsü bozulmuştu. Düzen takıntısı olan biriydi oysa ki. Giymediği elbiselerini bile ütülerdi. Bir an saçlarına elimi daldırıp düzeltmek istedim. Adımlarını durdurduğunda geldiğimiz yere baktım mezarlıktı...                                                                                                                                                                                                                      Ağlama isteğiyle başımı gökyüzüne kaldırdım. Gözlerimi birkaç defa kırpıp yaşları geri göndermeye çalıştım. Başımı geri indirdiğimde meleğim ablasının mezarının başında göz yaşı döküyordu. Hee-yeon unni öleli bir haftadan az olmuştu. 

(Taehyung' un ablası Hee-yeon )

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Taehyung' un ablası Hee-yeon )

Benim meleğim, ablasını melek olarak yolladığından beri neşesini kaybetmişti. Mezarın çaprazındaki 3 mezara döndüm yavaşça. Gözlerim yeniden dolduğunda 3 mezarın ilkine doğru yürüdüm. Mezardaki ismi görünce içimdeki özlem ikiye katlandı sanki.

'Song Joong Ki'

Küçük kardeşim bu toprağın altındaydı. Annem de, babam da...                                                                          Omzunda hissettiğim elle başımı çevirdim. Sevdiğim adamın ezberlediğim yüzüne baktım. Ne zaman aktığını bilmediğim gözyaşlarımı sildi ve elimi tuttu. 

-Gitmeliyiz sevgilim...

elimden tutup kalkmama yardımcı oldu. Boş sokakta ikimizin adım seslerinden başka ses yoktu sanki. Eve geldiğimizde ceketimi koltuğun kenarına bıraktım ve mutfağa girdim. Bir şeyler hazırladım. Elimdekileri tepsiye koyarken cennet kokusunu yine hissetmiştim. Benim meleğim tam da olması gerektiği gibi kokuyordu.

-Aç değilim sevgilim. Boşuna hazırlamışsın...

-Hadi ama Tae günlerdir sürekli böyle söylüyorsun!

-Güzelim...

-Hm?

-Sadece uyusak?

-Olmaz Tae. Bu yemekler bitecek.

Bir şey dememiş ve masaya oturmuştu. Yemekleri masaya koyduktan sonra ben de karşısına oturdum ve yemekleri yemeye başladım. Yavaşça yemeğini yiyor ve beğendiğine dair sesler çıkarıyordu. Çok çabuk duygu değişimleri yaşıyordu ve bu yönü sanırım bana benziyor. Yemekler bitince sofradakileri topladım ve ortalığı temizledim. Odamıza çıktığımda yatağa uzanmış ve sol göğsünün üzerinde ablasının resmi ile uyuya kalmıştı meleğim. Sevdiklerine sonsuza kadar bağlı kalıyordu ve ben bu huyunu çok seviyordum. Yanına uzandım ve üzerini örttüm. Gözlerimi kapattım ve uyumaya çalıştım.

•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°
Gece meleğimin çığlığıyla açtım gözlerimi. Soğuk terler döküyor ve çığlıklar eşliğinde birşeyler sayıklıyordu. Onu korkutmadan uyandırmaya çalıştım. Pamuş şekere benzeyen saçları terden ıslanmış ve birbirine yapışmıştı.

-Tae...taehyung uyan. Sadece kabus tamam mı? Aç gözlerini...

Yaşlı gözlerini aralamış bana bakan meleğimin bedenini sardım yavaşça.

-Şşş geçti tamam mı? Sadece kabustu sevgilim...

Yanıt vermedi ve bana daha sıkı sarıldı. Veri eski yerini alırken elimden tuttu ve kiraz tadındaki dudaklarına götürdü. Dudaklarının dokunuşu kalbime işlemişti. Meleğime gülümsedim ve göğsüne yatarak cennet kokusuyla uykuya daldım.

Bu kitabı öz ablam gibi hissettiğim unnime yazıyorum.
BukkieTae
Seni seviyorum unni💜

Black Flower || Kim TaehyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin