2. bölüm-- yorgunum!

5 1 0
                                    

6 ay sonra ....

Eylül Şentürk.

Geliyordu işte. 6 ay sonra. Kavuşacaktım. Sımsıkı sarıp sarmalayacakatım.  Kokusunu taa içime çekip soluyacaktım. Yine öpücektim adem elmasından. Yine gülümseyerek bakacaktı bana.  2 yıl önce. Sadece  2 ay sevgili olmuştuk.  Ve o birden gitmişti.  O gittiğinde benim asi, sert ve güçlü görünüşümden bana sadece içe dönük hayatı donuk ve karanlık olan biri gelmişti. Ben ben değildim. O yokken yarımdım. Gelince tamamlanacaktı diger yarım.

Sabah uyandığımda ilk kez isteyerek yataktan ayrıldım.  Kalkıp lavoboya gittim. İşlerimi hallettikten sonra ayna karşısına geçtim.  Kendime baktığımda  uzun zaman sonra ilk kez böyle  içten gülümsediğimi gördüm. Bu benim daha çok canlanmamı sağladı. Üzerime beyaz, siyah çizgili bir tişört, altımada dar paça koyu yeşil bir pantolon giyindim. Tişortün eteklerinden tutup  pantolonun içine attım.  Ayağıma beyaz babetlerimi giyip saçlarımı taradım.  Ben taradıktan sonra kabaran Saçlarımı  tepeden at kuyruğu yaptım.   Biraz rimel ve dudak koruyucumu sürüp parfüm sıktım ve odadan hızlıca çıktım.kapıyı çok sert çarptım sanırım. Çünkü bizimkiler çoktan yuhalamaya başlamıştı.

Merdivenlerden indikten sonra mutfağa bizimkilerin yanına geçtim. Ve kendi yerime oturdum.  10 kişilik masada birtek benim yanım boştu çünkü eren yoktu. Her sabah bana salam yemediğim için  beni tehdit ederek  ağzıma salam tıkmaya çalışmaları geldi aklıma. Gülümsedim hafifçe. Yarın burada beraber oturacaktık.  Yine birbirimize bakıp bakıp salakça gülecek ve yine erenin zorla ağzıma salam tıkma çabalarına gülecektik.

O sırada bizimkiler konuşmaya başladı.

Caner: eylül? Ne kendi kendine gülüyosun?  Çok komikse bizede söyle bizde gülelim.

Tunahan: caner. Kardeşim ölmek için çok yakışıklıyım. Lütfen. Yaşamamıza izin ver.

Gizem: kes sesini tunahanOlmok ocon cok yokosokloyom. Gerçekten mi?  Şurada eylül içten içten gülüyor öküz. Canerde bunu desteklemeye çalışıyor. Neden engel oluyorsun?

Bu tartışma böyle giderdi ama buna izin veremezdim.

Eylül: hey dostum  sakin olun. Ben iyiyim. Ve sebebini herkes biliyor.

Merin: evet bencede biraz sakin çocuklar.

Taner: hey millet! Bizim hayırsız geliyor siz didişiyorsunuz. Bravo kardeşcanlar!

Taner alkış tutarken ben dudaklarımı kemirip  kahkaha atmamamya çalışıyordum. Çünkü caner bize şaşkın şaşkın bakarken çok komik duruyordu.  Ben öyle canere bakarken sûra konuşmaya başladı.

Sûra: ya knkalarım.  Acaba öğretmen klişesinden buraya nasıl geldik? Biri canere açıklasın.

Üzeyir: ulan geç kalıyoruz!  Adam geliyor siz burda lak lak yapıyosunuz yeter ulan kalkın haydi!

Rüzgar hiç ağlar mı? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin