''GEVŞEK'' Bölüm 1

19 1 2
                                    

Belki bir hayat tarzıydı yaşadıkları,yaşattıkları.içindekileri bilmem ama bu çocukta kesinlikle normal olmayan bir şeyler vardı.bir insan evladı nasıl aynı anda hem şerefsiz hemde sempatik görünebiliyor.evet,tabii.bu düşünceler yani onu her şekilde haklı çıkarma çabaları o sınıfa adım atarken son buluyor.yine o yavşak yavşak tavırlar.öğleden önce yanına oturup ''kardo''dediği adamın öğleden sonra sevgilisine sarkmalar.bu nasıl bir gevşekliktir ya.gevşek elini masaya yaslanmış olan elanın sağ kalçasının yanına koydu ve git gide yanaşarak dibine kadar girdi. kulağına bir şeyler fısıldamaya başladı.ne fısıldıyordu acaba. ah,tanrım.neler düşünüyorum ben böyle.şimdide ela denen kaşar dilimi kıkırdıyordu. burak usulca ela'dan uzaklaştı ve arkasını dönerken ''numaramı biliyorsun'' dedi.tanrım,aklımı kaçıracağım ya.bu nasıl bir cesaret,öğlen yemeğinde yürek falan yemişti galiba.hemde sınıfın ortasında. hiç mi korkmuyor arda'dan bu adam.şimdi gelse üçüncü dünya savaşı çıkar herhalde.o da ne burak bana doğru geliyor,şaka mı bu.yine o çarpık gülümsemesini gizlemeksizin sergiliyordu ah,hayır bana doğru geliyor hemde kanlı canlı ve işte en büyük kabusum tam sıramın üzerine iki elini koydu ve ''nasılsın''dedi. ah,tanrım çıldıracağım az önce gözümün önünde yaptığı onca iğrençlikten sonra bile hala gelip pişkin pişkin bana sarkma niyetindeydi ama bu her zaman yaptığı bir şeydi ve kızlar onun bu davranışına hiç bir zaman aldırmamış kendilerini hep bir burak'a beğendirme çabası içinde bulmuşlardır.çok şükür hiç bir zaman bu kızlardan biri olmadım ama çocuğunda hakkını yememek gerek;her zaman düzenli ve bakımlı sarı saçları,saçının rengiyle aynı renk olan gözleri ona ben farklıyım havası katıyordu. gerçekten de o farklıydı diğer erkeklerde utanma duygusu olur azda olsa haya olur ama yok işte farkı buydu. gevşek işte, çileği ısırdığımda içinden çekirdek çıkma olasılığı burak'ta utanma duygusu olma olasılığından daha yüksektir.tam tavrımı ortaya koyup 'sana ne' diyecektim ki bakışlarım burak'ın omuzunun üstünden bize doğru gelen arda'ya kaydı. kahretsin burağın duvarda portresini çıkaracaktı.o kadar öfkeliydi ki. bakışlarımı bize doğru gelen arda'dan ayırmadan ''sanırım az sonra eşşek sudan gelinceye kadar dayak yiyeceksin''bana baktı,alaycı gülüşü yüzündeki yerini kaybederken hışımla arkasını döndü ama artık çok geçti sol gözüne yumruğu yemişti bile.o ''Ahh''diye inlerken ben dehşetle sıramdan kalkıp geriledim. tuhaf bir histi sanki bana da dokunmuştu o yumruk,sanki içim sızlamıştı. ben kafamda bu düşünceleri kapıştırırken egemen ile mert hala kapışmakta olan ardayla burağı ayırmaya çalışıyordu. tuhaf bir biçimde sol omzumun üstünden kulağıma sanki biri fısıldadı 'sen bunu çoktan hak etmiştin'.

flörtTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang