Arkadaşlar gerçekten kusura bakmayın baya uzun bi zaman oldu fakat insan canı istemeyince yazdıkları şeyler de güzel olmuyor bi anlamı kalmıyor o yüzden içimden geldiği gibi yazmak istedim umarım beğenirsiniz. iyi okumalar :)
Nihayet İstanbul'a varmıştım. Buraya ilk gelişim ve sanki farklı bi ülkeye gitmişim gibi bambaşka bi dünya burası. Gerçekten aşık olmuştum bu şehre. Kendi gibi insanları da cok sıcak üstelik. Gelmeden önce birkaç yurt soruşturması yapmıştım. Okul çevresinde olması benim açımdan en iyisidir diye düşündüm. Kalicagim yere gitmek için bi otobüse daha binmem gerekiyordu. Bindim ve gittim. Çok şirin ve fazla gelişmiş bi yer. Daha önce hiç görmediğim çok katlı alışveriş merkezleri, bir sürü dükkan, bir sürü ev, bir sürü hastane ve daha neler neler...Kendime bir yurt buldum yani dışardan gözüme kestirdigim ve bütçeme uygun olabilecek diye düşündüğüm ilk yurda girdim. Gerçekten çok güzeldi içi ve odaları rahat denebilirdi. Yani gerekli her sey vardı. Lüks şeyler hayatım boyunca pek gormemistim şimdi de olmasa umrumda olmazdı. Sadece başımı koyabilecegim bi yastık ve yatağa ihtiyacım vardı. İçime sindigi için bir miktar ödeme yaptım ve eşyalarımı yerleştirip yurttan ayrıldım. Sıra okul için gerekli eşyalar ve birkac kıyafete gelmişti. Bulunduğum mekanda bunları alabilmek için yeterince dükkan vardı. Kitaplarımi aldım ve alışverişe başladım. Zevkli bi insan olduğum soylenemezdi çünkü köy kıyafetleri nasıldır bilirsiniz. Kendimi bildim bileli şalvar vs. giyiyorum. Ama artık özel bir okulda okuyacağıma göre ortama uyum sağlamaliydim. Kafam çok karışık ve ne alıcagımi gerçekten bilmiyordum. Elime gelen güzel gördüğüm ve fiyati dusuk ne varsa aldım kasaya ödeme yaptım. Bugün fazla yorulduğum için doğruca yurda gittim ve yorgun günün vermiş olduğu derin bi uykuya daldım.
19 gün sonra..
Bugün okulun ilk günü. Kendime göre güzel denebilecek şekilde giyindim ve okul yolunu tuttum. Kapıdan içeri girer girmez burada okuma imkanı olan çocukları ne kadar kiskandigimi farkettim. Gerçekten muhteşem denebilirdi. Ama kötü olan bir şey vardı. Dışardan bakan göz olarak insanları fazla havalı gibiydi. Derslere girip çıktım kimseyle iletişim kurmaya çalışmadım. Okulun son saatleri bana cehennem gibiydi. İnsanlar birlik olup benimle alay ettiler. Neden diye sorarsanız kıyafetlerim için köylü dediler. Umursamaz gibi davrandim içime attım. Okul bitti ve nihayet eve gelmiştim. İçeri girer girmez ağlamaya başladım. Günümü zehir ettiler. Ben o kadar umutlarla İstanbul'a gelmişken.. Takmamaya çalıştım. Ben ağlarken oda arkadaşım yanıma gelip ne olduğunu sordu. Biraz dertleştim, ona hayatımı anlattım. Oda sonuna kadar tek kelime etmeden dinledi. Onu gerçekten sevdim diğerleri gibi değildi bana önyargı ile yaklaşmiyordu. Aslında oda varlıklı bir aileden geliyordu ama iyi bi aile terbiyesi aldığı kesindi. Annemi aradım beni merak ederdi. Ona söylememeye karar verdim. Zaten morali bozuk olurdu her zaman babam yüzünden bende daha da bozmak istememistim. Gunumun cok güzel geçtiğini söyledim. Telefonla gorustukten sonra uyumak icin yataga gittim. Ertesi sabah ayaklarım geri geri gitsede mecbur okula gittim. Kapıdan içeri yüzümde tebessüm ile girdim ki insanlar herseye rağmen gulumsedigimi görsün. Sinifima geçip oturdum bikaç kitap vardı çantamda onları masaya koyup ders calismaya odaklandim. Özel okullar bilirsiniz sıkı bir disiplin olmadığı için derste rahatça başka şeylerle meşgul olabilirsiniz. Yarım saat felan geçmiş olduğunu düşündüğüm sırada omzumda bi elin beni durttugunu farkettim. Arkami döndüm ve çok sevimli ve güzel bi kız bana merhaba dedi. İsmimi felan sordu. Bi yarım saatte onunla sohbet ettikten sonra bana okulu gezdirmesini isteyip istemedigimi sordu. Bende tabiki kabul ettim çünkü bunu tek başıma yapmaya kalksam yüzde bir milyon kaybolurdum. Hem sohbet ettik hem gezdik. Bugün dünden çok daha farkliydi. Bana nasıl oldu da bu kadar kolay güvendiğini anlamadım ama sevdiği çocuğu anlattı. Onu merak ettiğimi ve çok şanslı bir çocuk olduğunu söyledim. Tam o sırada yanımızdan gerçek denemeyecek kadar yakışıklı bir çocuk geçti. Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Ardından büyük bi hayal kırıklığına uğradım çünkü ilk ve tek arkadaşımı heyecandan dili tutulmuş gördüm ki anladim sevdiği cocuk oydu. Oysa o yanımdan geçerken iki saniye bile olsa ne hayaller kurmuştum. Arkadaşıma ihanet etmemeliydim ve düşüncelerimden uzaklaştım. Bu kadar büyük bi okulda zaten kaç kere denk gelebilirdik ki. Bu arada arkadaşımın adı Defne. Yarın için beraber alışverişe gitmek ister misin diye sordu. İnsanlar kiyafetlerimle dalga geçerken birinin yardımını alsam fena olmazdı. Kabul ettim. Bu sefer günüm güzel geçmişti ve o okulu gezmek tahminimden de yorucu oldu. Okul bitiminde yurda doğru yola koyuldum..
Umarım beğenirsiniz :))

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşin Yansıması
Teen FictionHer güzel şeyin birde yansıması vardır etrafındakileri aydınlatan, güzelliğiyle göz kamaştıran. Ama herkes güneşin yansıması olamaz değil mi?