3-Düzenek

46 5 0
                                    


Takım elbiseli,40'larının sonunda olan aynı zamanda oldukça yakışıklı bir adam ona saygıyla bakan gözleri umursamadan yürümeye devam etti.Yavaş adımlarla ilerleyip önümüzde dikildiğinde gözlerimi Emir'e çevirdim.Adama tuhaf ve şaşkın bakışlar atıyor gözlerini belerterek bakıyordu.Neden şaşırmıştı ve bu kadar korkmuştu? Bu adam da kimdi? Beynimi artık daha fazla kurcalayamıyordum.Beynimde bir bir açılan sekmeleri durduramıyor,aklıma her defasında farklı sorular geliyor ve onları cevaplayamadan başka sorular yerini alıyordu.

Yaşını almış aynı zamanda yaşının yanında tuhaf bir çekiciliği olan adam eliyle saçımdan tutup yukarı çektiğinde kafamı kaldırmak zorunda kaldım.

"Korktun mu yoksa?" Sırıtarak yüzüme baktığında yüzüne tekme geçirmek istesemde yapamadım.Yüzü bir yerlerden tanıdık geliyordu ama bir türlü anlam verememiştim.Sadece ellerimizi ve ayaklarımızı bağlamışlardı.Bileklerimi yakan kalın ipleri şuan umursamıyordum.Adama soğuk bakışlarımı göndermeye devam ettim.

"Rahat bırak onu." Emir'e gözlerimi çevirdiğimde eski Emir'i göremiyordum.Tuhaftı.Adam elini saçlarımdan çektiğinde bir adım atarak Emir'in önünde dikildi.Adamlara sert bakışlar atarak baktığında iri yapılı bir adam korku dolu gözlerle kafasını eğerek konuştu."Abi,kızı alırken o da vardı yanında onu da almak zorunda kaldık."

Adam sert bakışlarını tahminimce koruma ve getir götür işlerini yapan adamlara gönderdi.

"Bir taşla iki kuş demek.Getirin içeri."

Adam hızla odadan çıktıktan sonra bir kez daha Emir'e ne yapacağız der gibi bakışlarımı yolladım.Emir'in de benle birlikte yanacağına mı kafa yorayım yoksa bu adamların bize ne yapacaklarına mı yorayım bilmiyordum.Korku kalbimi kemirirken bir yandan da olsun bitsin de gidelim havasındaydım.Ama Emir'in bu hâlleri benim daha çok endişelenmeme sebep oluyordu.Ellerimizi ve ayaklarımızı çözüp kollarımızdan tutarak uzun bir koridorda bizi yürütmeye başladılar.

Koridorun sonlarında duran siyah bir kapıyı aralayıp bizi içeri attılar ve arkamızda sert bir şekilde kapıyı kapattılar.Etraf karanlık olduğu için birşey göremiyordum.

"Emir!" Ellerimi sağa sola sallayarak Emir'i bulmaya çalıştığımda aniden bir ışık yandı.Kafamı yanan abajurun olduğu yöne çevirirken az önceki adam kötü kötü bakıyor du.Emir'i gördüğümde küçük bir çığlık attım.Demirden bir masaya yatırılmıştı üzerinde de bir demir vardı ama o demirden keskin bıçağa benzeyen şeyler sarkıtılmıştı.Elleri ve ayakları bağlıydı.Korkmamamı söyleyen bakışlar atıyordu.Odanın sonradan hazırlandığı belliydi.Bu adam insanları kaçırıp işkenceler düzenleyen psikopat bir manyak olamazdı sonuçta değil mi?

"Babanın dikkatli olmasını konusunda uyarmıştım." Tehditkâr bakışlarını üzerimden çekmedi. "Ve bunun sonucu sen oldun.Baban hayatımı mahvetti bende onunkini mahvedeceğim.Siz kaşındınız Tokgöz ailesi." Tokgöz ailesini alayla ve üstüne bastırarak söylemişti.Aklıma gelen şeyle alayla gülmeye çalıştım.

"Babamın umrunda mı sanıyorsun?"

O da alayla güldü ve Emir'in yanından ayrılarak benim yanıma geldi."Merak etme baban bunları öğrendiğinde sinirden kuduracak ve ben keyifle izliyor olacağım." Korkusuz durmaya çalışıyordum.Her zamanki gibi güçlü bir kız olmaya çalışıyordum.Altın Kural:Sizi paramparça ettiklerinde dahi güçlü olun ve kimsenin hassas noktanızı öğrenmesine izin vermeyin.

Beni de bir demir sedye şeklinde olan yere zorla yatırdıktan sonra ellerimi bağlamadan bacaklarımı demir kelepçelerle bağladı.Biliyordum kaçışım yoktu tek yapabileceğim sonuna kadar mücadele etmem gerektiğiydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 16, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin