❤M\1❤

28 3 0
                                    


"Sustum,birikti yanaklarıma alfabe...Ya İlahi,ya rab! Sûkutumu en güzel duam eyle...❤

   " Kaç yaşındayım ben! Hangi zaman aralığında kendi kararlarımı verme hakkım olacak! Küçükken,herkes oyun merkezlerinde oyunlar oynarken,ben evde oturmuş,Arapça dersleri alıyordum!

Daha hayata yeni başlamışken,başıma bir örtü taktılar! Bana sormadan,etmeden! Elbette sordular ama, ne deseydim? Hayır mı? Sonra da ailem bana yüz çevirseydi de ,camiaya rezil olsaydım değil mi?

Gerçi simdi yine rezilim...Zengin ve adı bilinen bir ailem var fakat ben ne kokteyllere,ne de düzenlenen partilere girebiliyorum! İzin yok!

Neymiş efendim? Günahmış,açık elbise giymek,içki içmek,herkesin içinde dans etmek...Ben 23 yaşındayım! Aptalım işte,aptal!"

Başımdakini yapmaya uğraşırken kendi kendime konuşuyordum,aynaya bakarak...

Ağustosun sıcağında ,insanlar nefes almaya uğraşırken,ben birde başörtüsü takıyorum! Dedeme sorsan
bir sen değilsin diyor. Ya arkadaşım,neredeyse herkes gönüllü takıyor. Ben istemediğim halde zorluyorsunuz. Cehennemde yanmak yerine bu dünyada yanıyorum o oluyor...

İçimden söylenmeye devam ederek başörtüsünü bitirip,merdivenlere yöneldim. Dedeme hiç görünmek istemiyordum,yine karşısına beni alıp öğütlerini dinletecekti emindim...

Kahvaltı hızla yapıp bi an önce dışarı çıkmalıydım...Bu evde durmak beni daha da çok boguyordu...

Merdivenleri pat pat indikten sonra dedemin salonda oturduğunu gördüm. Tam ona görünmeden köşeyi döneyim diyordum ki, başaramadım.

"Ayağındaki topukluların sesi bir kilometre öteden dikkat çekiyor be kızım.. Giyme şunları diyorum sana kaç kere...Bilmiyormuş gibi hala devam ediyorsun..."

Al işte...Ayağıma da karışmışlardı şimdi. Hayatını belirledikleri yetmiyor gibi...

" Of dede. Arkadaslarımın hepsi böyle giyiyor,moda bu su an...Ben ne yapayım"

Yeterli cevap verdiğimi düşünüp ,kahvaltı masasına doğru ilerledim. Masadakilere bakıp ne yesek diye düşünürken,merdivenlerden birinin indiğini fark ettim.

Annem ve babam yeni aşağı iniyordu ve babam bana gözleriyle dede mi beklememi işaret etti.

Unutmuşum değil mi? Örf,adet ,saygı...Bu çağda kaldımı böyle şeyler...

Herkes oturunca bende sandalyemi yere vura vura oturdum. Annem "yapma" diye işaretler verirken,babam yine burnundan soluyordu...

"Hayırdır Râna, bu sabah neye sinirlisin?"

Babam bu soruyla bana her sabah sinirli olduğumu çaktırmadan laf sokuyordu...Evet genellikle her sabah sinirli olurum...Ayda bir gün hariç...
Doğum günüm...

"Her zamanki şeyler,baba...Naparsın..."

Ağzıma minik bir ekmek,zeytin atıp,bir koca yudum da portakal suyu içtikten sonra kalktım masadan...

"Kızım yolda düşüp bayılacaksın ,biraz daha ye"

Al işte...Yemeğime de giriştiler...

"Yeter bu anne. Burcuyla buluşacağız,birşeyler yerim onunla"

"Burcu iyi bir arkadaş değil"

Babam bunu pat diye ortaya söylemişti. Oysa Burcuyu seviyordum.

❤MUHABBETEYN❤(Farklı bir İslami)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin