Bir çığlık.
Hislerimi hapsettiğin zincirlerden kurtaramayacak kadar kısık.
Duyuyor musun?
Ruhumu bedenimden koparacak kadar yüksek.
Duyamazsın.
Onlar benim sessiz çığlıklarım.
Bir çığlık daha.
Bu daha yüksek.
Hatta beynimin boş koridorlarında yankılanıyor.Oralar sen gittiğinden beri bir hayli ıssız.Yerini dolduruyorlar,ama bu sadece acı veriyor.
Anlıyorum.
Sonu gelmeyecek haykırışlarının yüreğimin,sen de gelmeyeceksin.Ateşimi söndürecek su, bu kadar uzaktayken onlar bana fazla yakın.Alevlerini hissedebiliyorum.Beni diri diri yakıyorlar.Acımasızca.
Bekliyorum.
Gidişinden sonra günleri sayardım,artık yapmıyorum Âfil'im.Zaman kavramı beni terk edeli çok oluyor.Saatlere yokluğun hükmetiyor.Dakikalar önünde diz çöküyor,zaman sen olmuş.Zaman, Âfil olmuş.
Biliyorum.
Ben,yokluğunda kaybolmuş bir Suskun seni özlüyorum.
Bu son çığlık.
Bu sefer haykırmaktan zarar görmüş ses tellerim de eşlik ediyor zihnime.Bu çığlık daha gerçek,daha da sen.Yine de duymuyorsun yakarışlarımı,çok ıraktasın.Ama durmuyor çığlığım,sanki duyabilecekmişsin gibi haykırıyorum.Beni duymanı istiyorum.Geri gelmeni istiyorum.
Ama gelmiyorsun,gelemiyorsun.
Âfil'im.
Gözlerim de katılıyor serzenişime artık.Yaşlar yüzümde geçtiği her yeri buram buram kavururken ruhum alevlerini söndürmeyi deniyor.Olmuyor,küle dönmeye başlıyorum,yangın olmuş bedenim çoktan.Seni de yakmak istiyorum ama sen gitmişsin,tekrar hatırlıyorum.
Affedemiyorum.
Varlığımı unutmuşum,yokluğunla koyu bir sohbete dalmış,senden bahsediyoruz.Arada histerik kahkahalarım karışıyor gökyüzüne,yeni fark ediyorum.
Ve sonra yine seni hatılıyorum.
Son vedan sarıyor zihnimin en kuytu köşelerini.Sözcükler diziliyor boğazıma,nutkum tutulmuş,seni dinliyorum.Gidişini iliklerime kadar hissedebiliyorum Âfil'im.
Yangına dönmüş bedenimi üşümekten alıkoyamıyorum.
Bu yokluğunun rüzgarı.
Yerle bir olmuş benliğini savuracak kadar sert esiyor.Çarpıyorum,her estiğinde duvarla buluşuyor bedenim.
Kanı hissediyorum.
Bu çaresiz bir Suskun'un kanayışı.
Umursamıyorum.
Kederime seni karıştırıyorum bu sefer.Sen olan her şey daha bi güzel oluyor.Suskunlukla lanetlenmiş dilim,nasıl da çözülüyor,senin hasretinle Âfil'im.
Hayal ediyorum.
Sel olmuş artık düşlerim,akıntına kapılıp sana dokunmayı deniyor.Benden çalamadığın tek şeye,hayallerime,sıkı sıkı tutunuyorum.Onlar,habersiz giden bir Âfil'den bana kalan son şeyken,varlığım tek servetimle,düşlerimle, hayat buluyor.
Dön artık.
Bu hasret,bana fazla geliyor.
Bu aşk,beni alevlere esir düşürüyor.
Ve sen,beni yokluğunda hapsediyorsun.
Kafesimden kurtulmak için çırpınıyorum.
Sonra vazgeçiyorum.
Sen çırpınışlarımı duymana rağmen anahtarlarını Âfil nehrine fırlatıyorsun.Benim uzanamayacağım kadar uzağında olduğumu unutuyorsun,beni de unutuyorsun.
Ve ben,Suskun,yokluğunda kayboluyorum.
Bütün yollar sana çıkıyor Âfil'im.
Ama sen gideli çok oluyor.
Ben biteli çok oluyor.
...
Merhaba,Öncelikle bu benim ilk hikayem ve yorumlarınızı bekliyorum.Olumlu dönüşler alabilirsem ne mutlu bana.
Ayrıca bu bölümümü MaroonWithBlack , beorange ve smellofthesky 'a ithaf etmek istiyorum.Üçünün de yeri bende çok özel.Hikayeleri,beni yazma tutkusuyla dolduracak kadar can alıcı.Onların satırları sayesinde,kalemim mürekkebini buldu.
Teşekkür ederim.^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yokluğundan Doğdum.
Short Story"Saat hapis olmuş,akrep zincirim,muhafız sensin Âfil'im." Zaman seni haykırıyordu. Benliğim gibi. Sustun. Savaşıyordu kalbim. Seni sevdiğim günkü gibi. Yoktun. Sonsuzluğa uğurladın bedenimi. Kendin gibi. Sondun. Ve ben yokluğundan doğdum. *Yokluğund...