1. BÖLÜM (YÜZLEŞME)

779 57 28
                                    


1,2,3,4,5,6,7...

Kafama yediğim sert darbeyle gözlerimi aniden açtım. Rüyamda dün olanların etkisiyle bir sürü boynuzlu koyunun peşimden koşup beni kovaladığını görüyordum. Saymaya başladığımda en son 7'de kaldım çünkü birisi kafama bir şey atıp uyanmama sebep oldu. Hemen kimin ne attığına baktım. Karşımda pişmiş kelle gibi sırıtan Enis'e gözlerimi kısarak baktım, daha sonrada attığı şeye.

Kafama kalemlik atmış, beyinsiz ya tekrar ona dönüp pis pis baktım. ''Lan oğlum sen mal mısın? hı mal mısın? Ne diye uyuyan birinin kafasına kalemlik atıyorsun, seni benimle zorun ne? '' O an aklıma İrem Derici'nin 'senin benimle zorun ne sevgilim' şarkısı gelip, söyleme isteği uyandırsa da daha önemli bir konuya odaklandım tekrar ve Enis'e kalemliği geri fırlattım. Tam kafasına geleceği sırada kalemliği havada yakaladı ve, '' Kızım iki derstir uyuyorsun lan, okul çıkışı oldu hala uyuyorsun, kalk evine git.'' diyerek sınıftan çıktı. Şu havalara da bak, Artist!

Sıramdan çantamı alıp okulun çıkışına doğru yürürken, cebimden telefonumu çıkarıp Alım'ı aramayı düşündüm ama onuda dertlerimle boğamazdım, kız zaten hasta, en iyisi o iyileşince anlatmaktı. Dün olanları kimseye anlatmamıştım, daha doğrusu anlatamamıştım nasıl derim ki 'sevgilime sürpriz yapmak için babasının barına gittim ve onu odada başka biriyle öpüşürken gördüm.' diye hala aklıma geldikçe delirecek gibi oluyorum ama intikamımı alıp kızın saçını başını yolup, Koray'ın da bacak arasına tekme atmıştım, çünkü Meyra Umay olmak bunu gerektirir, az bile bu yaptıklarım. ( Kötü cadı gülüşü nihahahahah )

Eve gittiğimde hemen odama gidip üstümdeki formalardan kurtulup pijamalarımı giydim. Yatağa bağdaş kurup otururken Alım'a mesaj atıyordum ''Fıstık geçmiş olsun, hemen iyileş özledim ;)'' yazıp gönderdikten sonra aşağıya indim. Annem yemekleri tabaklara koyarken, babamla benden bir yaş küçük olmasına rağmen ağabeylik taslayan kardeşim, Barın bey masaya çoktan oturmuşlardı bile. Masaya geçip hemen tabağımdakileri yemeye başladım bir yandan da annem ve babamın, Barın ile ilgili konuşmalarını dinliyordum.

''Bence Barın da ablasıyla aynı okulda okusun. '' dediğinde annem, yemek boğazımda kaldı. Hemen önümdeki bardağa uzanıp bir kaç yudum su içtim '' Bence de iyi fikir hem eğitimi ve disiplini de güzel, Barın da orada okusun. '' Babamın konuşmasından sonra Barın birden ''Olmaz!'' diye bağırarak ayağa kalkınca, yerimde korkuyla irkildim. ''Ben o okulda okumam, ben yurt dışında okuyacağım, orada okumak istiyorum, '' dedikten sonra elindeki çatalı bırakıp hızlıca yukarı çıktı.

Aslında yurt dışında okumak falan umurunda değildi, sırf sevdiği kız İngiltere'ye taşınıyor diye o da gitmek istiyor, ayrı kalmak istemiyor sevdiceğinden. Aslında gitse fena da olmaz, kurtulmuş olurum. Bende hemen barından kurtulmak için söze girdim '' Bence Barın nerede okumak istiyorsa orada okusun, sonuçta bu onun kararı, o okuyacak. '' dedim.

Annem ve babam birbirlerine baktıktan sonra '' Kızım saçmalama, Üniversite olsa hadi neyse ama Lise bu, daha tek başına oralara gitmek için küçük Barın burada okuyacak liseyi o kadar!'' Babamın söylediklerinden sonra annemde onu onaylayan mırıltılar çıkardı ben de yemeğimi yemeye devam ettim.

Yemeğim bittiğinde yukarıya çıkıp yatağıma uzandım ve telefonumla oynamaya başladım. Birden mesaj geldiğini görünce hemen mesajı açıp okumaya başladım ''Meray. Çok özür dilerim. Ne olur affet beni, her şeyi açıklayabilirim. Ben seni aldatmadım sadece sarhoştum ve kızda birden yapışınca sen gördün. Benim bir suçum yok. Lütfen inan bana.''

Mesaj Koray'dandı, bu çocuk kendini ne sanıyor Allah aşkına birde benim bir suçum yok diyor, salak ya sanki bende yedim. Şu düştüğüm hallere bak resmen Koray denen o şerefsize inanmıştım, sevmiştim, değer vermiştim ama yok ağzıyla kuş tutsa nafile, onu asla affetmeyecektim.

Sabah uyandığımda hemen koşar adımlarla banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım, sonrada dişlerimi fırçalayıp banyodan çıktım ve hemen formamı giyip saçlarımı taradım. Okul eteğim dar olmadığı için çok rahattım ve bu durumdan da rahatsız değildim. Saçlarımı da tarayıp yukarıdan at kuyruğu yaptıktan sonra hemen rimel ve dudağıma nemlendirici sürüp aşağıya koşar adımlarla inip annemlere 'günaydın' dedikten sonra kapıya doğru gittim.

Kahvaltı etmeyecektim, çünkü Alım bugün okula gelecekti. Çok şükür iyileşmişti ve beraber kahvaltı için her zaman gittiğimiz cafeye gidecektik. Kapının önüne gelip, beyaz nike'lerimi giyip annemlere görüşürüz diyerek el salladım. Çantamı alacağım sırada kapı çaldı, Alım'ın geldiğini düşünüp hemen kapıyı açtığımda karşımdaki kişiyi görünce şok oldum. Bunun burada ne işi vardı?

Merhaba canlar. Bu benim ilk kitap yazışım olduğu için aşırı derecede heyecanlıyım ve yorumlarınızı merakla bekliyorum. Biliyorum çok kısa oldu ama ileriki bölümlerde daha uzun yazacağım. Yazım hatalarım varsa maruz görün, ilk deneyimim olduğu için. Ama sizlerle daha iyi ilerleyeceğime eminim. SEVİLİYORSUNUZ. *_* :D


OKULDAKİ ASİSTANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin