Selam arkadaşlar size başlığı bu hikâyemin altında açtım. Bu hikâyeyle alakası yok ama paylaşmaya en yakın gördüğüm hikâyem buydu ondan paylaştım. Şuan bu başlığı açmamın sebebi ( arka planımı görenler belki anlamıştır) can sıkıntısından dolayı açıp izlediğim Kore filmi A Moment To Remember yani Türkçe adıyla Hatırlanacak Bir Anı filmi içindir.
Söylemem gerekir ki izleyip de hüngür hüngür ağladığım ender filmlerden biri oldu benim için. Konusu, karakterleri ve hissettirdiği duygular bakımından harika bir filmdi. Beni fazlasıyla etkiledi hatta birkaç gün kurtulamadım etkisinden. Belki izleyenlerinizden biri şuan bu yazımı okuyordur ve şöyle diyordur : "Aman öyle abartılacak bir film değildi. Neresi etkiledi seni?" kaybetme duygusunu hissettirdiğinden olsa gerek bu kadar etkiledi beni.
Bir zamanlar Kore dizilerini ( çokta fanatiği olmayacak şekilde) izlediğim olmuştur. Sağ olsun bu konuda Trt'nin de etkisi tartışılmaz benim için. Kore dizi ve filmleriyle onlar sayesinde başladım. Her neyse filmin konusu Su Jin adında bir fabrikatörün kızı ile Chul Soo adlı bir marangoz ustasınınarasında rastlantılar sonucu başlayan harika bir aşkın, hazin sonunu anlatıyor. Tabi bilindiği üzere bu filmin bizde de versiyonu var: Evim Sensin... Ona da değineceğim sonradan. Kore yapımının afişine bakıp erkek karakter için ilk şunu demiştim: Bu ne be çok çirkin! ( Kızımıza laf yok maşallah) Filmi izledikçe adama âşık olduğumu oldum. Çirkinlik filan kalmadı gözümde. O kadar seviyordu ki kızı, onu kaybedeceğini hissettiği anları bana da yaşattı. Bir sevdiğini bu şekilde kaybetmek ne kadar acı bir durum aslında. Filmin başlarında da adamın korkusu buydu.
"Herkes bırakıp gitti beni. Sende gideceksin..."
Kızımız gideceğine ihtimal vermeyip ömrünün sonuna kadar âşık olduğu erkeği seveceğine söz verdi. Öyleydi zaten son nefesini verirken bile aşığı aklındaydı. Ben birkaç sahnesine görünce anladım ki Evim Sensin'in uyarlandığı Kore filmiymiş bu. İtiraf edeyim ki Evim sensini hiç izlememiştim. Ta ki Hatırlanacak Bir Anı'yı izleyene kadar...
Merak edip bizimkiler nasıl işlemiş diye ertesi gün izleyiverdim. Tanışmaları, filmin sonu ve birkaç sahnesi dışında her şey aynıydı doğal olarak. Fahriye Evcen (bana göre film de pek kiki dursa da) rolünün hakkını vermişti. Özcan Deniz de öyleydi. Eksik yanları var mıydı? Bence vardı ama bu temalı bir filmin bizim oyuncular tarafından ele alınmasına da çok sevindim. Yani bu filmin bir uyarlama olduğunu bilip de çalıntı gözüyle yaklaşanlardan değilim. Aksine iyi ki çekilmiş dediğim bir film oldu. Zaten sonu tartışılmaz beni ağlatan kısımdı. Filmin şarkısına da gelirsek her dinlediğim de bana aynı duyguları verdiği tartışılmaz. Her iki film içinde... Hatırlanacak bir Anı'nın tek eksiği bence böyle güzel şarkısı olmamasıydı. Ama Evim Sensin yârim idun bu açığı kapatmış gibiydi. Yaptıkları bu şarkı her iki filmi de karşılayacak cinsten olduğunun kanısındayım. Bunu sizinle paylaşmasam içimde nükte kalırdı. İyi ki izledim diyorum. Ve Kore filmlerine ön yargıyla yaklaşanlara buradan sesleniyorum. Adamlar harika işler yapıyorlar kesinlikle bir yerden başlamalısınız.
Neyse sevgili okurlarım bu yazıyı sonuna kadar okuduğunuz için çok teşekkürler. Öpüyorum sizi çok. Kendinize iyi bakın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ღ°•.♥.•°ღRuh Hali yalnızlık Hikayesi Bilgi ve Soru Platformu ღ°•.♥.•°ღ
RomanceUYARI: Bu başlıklı hikayeyi, © RUH HALİ: YALNIZLIK ⓡⓗⓨ adlı hikayeme ek bilgilendirme olsun diye açtım. . Asıl hikayem bu değildir. Asıl hikayem ve linki: http://www.wattpad.com/story/7241431-%C2%A9-ruh-hali-yalnizlik-%E2%93%A1%E2%93%97%E2%93%A8