Oraya vardığımizda gözlerim kamaşmıştı. Harika bir yerdi. Yem yeşil çimenler ortada şelale gibi akan su yanlarda ki ağaçlardan gelen bahar kokusu renkli banklar... muhteşem görünüyordu. Bir yer bulup çimenlerin üzerine oturduk. Kıraç ve yaprak gereksiz ama bir o kdr lezzetli oln abur cubur almaya gittiler. Işık la ben bir kaç şeyden bahsediyorduk. Bir an müzik sesi duydum. Konserde duyduğum müzik sesiyle aynıydı. Biri gitar çalıyordu. Arkamı dönüp baktığımda bana çoktan bakmakta olan genç ile konserde ki ve beni düşmekten kurtaran genç ile aynıydı. Bir an gülümsedigini gördüm. Yanılmis olmalıydim. Hayır hayır gerçekten de gülüm süyordu. Ama neden? Kalbim çok hızlanmisti. Be yapcagimi bilemedim. Gülümseyisini karşılıksız bırakarak önüme döndüm. Kıraç la da yaprak gelmişti. Abur cubur lari yedikten sonra beni iki dakika bekleyin en yakın lavaboya gidip gelecem dedikten sonra cevap verişlerini duymayarak hızlı adımlarla ordan uzaklaştım. Muslera Pastanesine gelmiştim. Tavan tavan renkli ışıklarla aydınlatılmisti. Ilginc figürler masalar beyaz yerlere ahşapti. Harika bir yerdi. Lavaboya tam gececekken biri arkamdan ssstt diye bağırdı arkamı döndüğümde şaşa kalmıştım. Ağzım bir karış açılmıştı.