Medya Emre ATILGAN.
Zaman bazen beklemediğimiz şeyleri önümüze sunar ve öyle kabulleniriz ya işte öyle bir durumdayım şuan. Denize öyle bakıyorum birşeyler demek istiyorum ama ağzımdan iki kelime dahi çıkmıyor. Bu adam dediğini nereden biliyordu. Ahh sanırsam artık birşeyleri öğrenme zamanım gelmiştir. Derin bir nefes alıp emreye döndüm
'Ne dediğinin farkın da mısın sen? '
Gözlerini gözlerime mühürlemiş gibi baktı sanki birşeyler anlatmak istiyor gibiydi.
' farkındayım Dase. Asıl sen farkına var böyle sert olunca sevimli falan olmuyorsun ama ben sevdim bu huyunu. Uyuz musun kızım sen biraz diğerleri gibi olsana ne bu erkek gibi cik cik cik yakışmıyor sana bu haller. '
Bu adam bira şişesini yemek istiyordu kesin, yada fazla sarhoş olmuştu. Ben neyle uğraşıyorum ya gece gece. Tekrar denize baktım biraz daha kalırsam boğarim bunu diye düşünüp biramı kafama diktim. Sonra ona baktım fazla masum bakıyordu. Gözleri beni çekiyordu ne diyorum ben kendine gel içimdeki sürtük. Çöplerimi toplayıp ayaklandım. Benim kalktigimi görünce oda kalktı. Beni mi sınıyor cidden bu çocuk anlamadım.
'Iyi geceler sana.' Diyip yuruyordum ki dikkat edin yuruyemedim çünkü gene kolumu tutu. Ne istiyor bu çocuk kolumdan anlamadım ki hayır çok begendiyse alsın onun olsun.
Ne var der gibi suratına baktım.
'Ben bırakayım geç oldu dedi. Saatte baktığımda 2olduğunu gördüm bu saatte tek yürüdüğüm zaman kesin birşey çıkar başıma ne kadar kendimi koruyabilsem de bazen yemiyor ışte kadınım yahu ben olsun o kadar. Inat etmeden kafamı olur anlamında salladım. Yuruyeme başladık. Çöp kutusunun önünde durup çöpleri attigimda oda yanım da durdu sanki küçük çocuğum. Eve gelene kadar hiç konuşmadık. Eve geldiğimiz de iyi geceler deyip döndüm arkamı tam kapıya gelmiştim ki gitmediğini fark ettim ona sor şekilde baktığımda afalamış gibi arkasını dönüp gitti. Bu haline güldüm. Direk odama çıkıp üstümü değiştirip yatağa kendimi attım.
------------------------------------------------------------
Alarmın çalmasıyla gözlerimi açtım. Kısa bir duş alıp hazırlanmak için odama döndüm. O sıra kapı çaldı sabahın bu köründe karga bokunu yemeden kim gelirdi ki? Bornuzlu olduğumu unutup kapıyı açmaya gittim. Karşımda eşşek gibi sırıtan bir adet Emre ve hala uyuduğunu belli eden Can vardı. Allah aşkına ne oluyor burda!
'Ruyanizda beni mi gördünüz hayırdır? dedim.
' sana da günaydın Can dedi gidelim hep birlikte kahvaltı yapalım diyince seni de almaya geldik dedi. Iyi de Can ayakta uyuyordu neyse işime gelirdi.
'Siz geçin ben hazırlanıp geliyorum dedim. Emre bir an beni süzünce istemsiz yerimde kımıldadım. Kaşları çatılıp içeri girip kapıyı kapattı. Can o sıra uyanıp geldik mi diyince güldüm. Emre onun gözlerini kapatıp git giyin dedi sonra birşeyler mırıldandı ama duyamadım. Yukarı çıkıp hazırlandım. Siyah şortumu giyip üstüne kalın askılı badimi giyip sacimi yukardan sıkı bir kuyruk yapıp makyajımı yapmaya başladım. Herşey tamamdı. Son olarak toprak rengi rujumu sürüp cantimi alıp aşağı indim. Benim geldiğimi gördüklerinde gülümsediler. Ama bay uyuz gene kaşlarını çattı. Ne oluyor bu çocuğa böyle anlamış değilim.
'Hazirsak çıkabilir miyiz? ' kafamı sallayinca kapıya yöneldik. Dışarı çıkıp motoruma yöneldim. Çalıştığım yer yakın olsada rüzgarı hissetmeyi seviyordum. Cana dönüp her zamanki yer mi diye sordum oda evet diyince motoru çalıştırıp yola çıktım. Her zamanki kafeye geldiğimde hala gelmediklerini görüp cam kenarı olan masaya oturup beklemeye başladım. Canlar gelince garsona siparislerimizi verdik. Portakal suyumu bitirip doyduğumu hissetim. Kahvemi söyleyip arkama yaslandim. Karsimdakilere dönüp sabah sabah nereden aklınıza geldi bu kahvaltı dedim.
'Canım bilirsin bazen kaçamak yapmak en iyisidir. O yüzden öyle bi değişiklik olsun dedim dedi. Anladığımı belli eder şekilde kafamı salladım kahvem gelince sigarami çıkarıp yaktım. Birinin beni izlediğini fark edip kafamı kaldırıp baktım emre bana bakıyordu. Umursamadim cana dönüp
' cancikim artık bir yenge adayı yapsan diyorum dediğimde suratını ciddi şekle soktu seviyordum onla uğraşmayı.
' kızım sen niye hep bana laf yapıyorsun biraz da kendine bak sen yap enisteyi asıl bikmadin mı yalnızlıktan dedi.
' böyle ıyiyim canimcikim biliyorsun gelemem öyle şeylere hem daha ne istiyorsun sen varsın bana yetiyorsun diyip siritim sonra sigaramdan son dumanı çekip sondurdum. Bizimkilere dönüp ben gidiyorum geç kaldım zaten kahvaltı için teşekkürler hesabı ödemeyi unutmayın diyip çıktım.
Ofisine girene kadar selam ver et sıktı. Sekreterim yanıma gelip toplantim olduğunu söyledi. Sahi bugün yeni yazarlarla toplanti vardı. Herşey hazırdı. Toplantı saattine kadar biraz birseyler yazıp dosyalara baktım. Sekreterim herkesin beni beklediğini söylediğinde kalkıp üstüme düzeltip toplantı salonuna geçtim. Içeri girdiğim gibi gözüme çarpan tek sey onun burda olmasıydı ne işi vardı burda?
Birşey demeden yerime oturdum.
'Bakın herşey çok güzel ama bu işi çocuklar için yapacağız yani diğer kitaplardan tasarimlardan farklı olmalı. Onları sürüklemesi lazım kitapların. Beni anladınız mi?
'Hepsi kafa sallayinca memnun bir şekilde gulumsedim. Aslı'ya dönüp
'Tasarımcı olan çocuk nerede neden toplantıda yok dedim oda bana dönüp beklemediğim şeyi söyledi.
'Efendim Anıl işten ayrıldı bize bu projede Emre bey yardım edecek dedi. Eh şimdi belli oldu bunun burda ne işi olduğu. Emre'ye dönüp
'Tasarımları kitapların iceriklerine göre hazırlayıp 2saatte odamda istiyorum dedim.
Sonra herkese dönüp toplantı bitmiştir. Diyip odadan çıkıp odama yürüdüm. Aklımın almadığı koca gün bu emreyi mi gorecektim ben. Hem daha ondan dün geceki sözlerin acısını almadım. Neyse bulucaz birşeyler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLİNMEYENİM
ChickLitNereden geldiği belli olmayan bir aşk. Peki o beklenmedik zamanda gelen davetsiz misafiri kabul edebilecek mi Dase? Ya Can kime güvenecek? Herşey yavaş yavaş çözülecek.