Bip bip – bip bip
Bu devirde hala telefonu yerine saatiyle alarm kuran var mı demeyin. Alışkanlıklardan kolay kolay vazgeçilmez, hele söz konusu Arya Duran ise bir daha düşünmeniz gerek.
"Hayır." Arya alarmın sesini duyar duymaz gözleri kapalı, ciddi tavrını takınarak konuşmaya başladı. "Hayır, daha gün aydınlanmadı."
"Haydi kalk Arya." Yaşlı kadın Arya'nın odasına girdi, yatağının köşesine oturdu. "Kalk kızım, işe geç kalacaksın yine."
"Peki peki, tamam. Kalkıyordum ben de zaten." Arya gözlerini açtı, Gül'e göz kırptı ve koridora doğru yürüdü.
"Üşümüyor musun öyle be kızım?"
"Ben kurdum, bilmiyor musun?"
"Ne kurdu Arya?"
"Ben Arya Stark."
"O da kimmiş Allah aşkına?"
"Tamam tamam, boşver." Gül haklıydı. Sonbahar gelmişti ve biraz daha boxer-tişört ikilisiyle uyursa zatürre olması çok da sürpriz olmayacaktı. Banyoya girdi. Oturdukları apartman eski olduğundan, haliyle banyo da eskiydi. Mavi fayanslar, bir klozet, bir duşakabin, bir lavabo, beyaz plastik çerçeveli dikdörtgen bir ayna... En önemlisiyse hamamböcekleri. "Yine mi sen?" Arya klozette otururken önünden geçen hamamböceğine baktı. Klozetten boxerını geri giymeden kalktı ve hamamböceğinin olduğu tarafa gitti. "Savaşın sona erdi, evet anlıyorum. Akrabalarına selam söyleyeceğim. Kesinlikle, insanlar iğrenç. Haklısın, evet." Plastik terliğiyle hamamböceğini ezdi. Klozete geri dönüp işini bitirdikten sonra aynaya baktı. Mor göz altları, çene hizasındaki kendinden geçmiş saçlar... Aynaya bakar bakmaz ofladı. Dişlerini fırçalamaya başladı. Telefonunun çaldığını duydu ve ağzında diş fırçasıyla odasına geri döndü. Yatağının başucundaki sehpadan telefonu aldı.
"Konuş"
"Ne biçim telefon açma bu öküz?"
"Özür dilerim, Elif Kayahan hanımefendi. Size nasıl hizmet edebilirim?"
"Öncelikle günaydın Arya Duran, yoksa Leydi Duran mı demeliydim?"
"Ne söyleyeceksen söyle çabuk, dişimi fırçalıyorum Elif."
"Şey için aradım ben seni, önümüzdeki cumartesi günü bir arkadaşın doğum günü, sizin mekan uygun mu orada kutlasak?"
"Hangi arkadaş?"
"Söylesem tanıyacak mısın?"
"Her neyse. Sorarım bizimkilere, dönerim sonra, bu arada hal ve hatırımı sorduğunuz için teşekkür ederim Elif Kayahan hanımefendi."
"Telefonu öküz gibi açmazsanız bir dahakine daha nazik olacağım, Leydi Duran."
Arya vedalaşıp telefonu kapattı. Elif liseden beridir en yakın arkadaşıydı. Ona sahip olduğunuz için şanslı hissettiğiniz insanlar olur ya, Arya için Elif de oydu. Neyse, Arya duygusallığı sevmezdi. Odasına geri döndü ve küçük ahşap dolabı açtı. Kareli mavi-siyah gömleğini aldı, içine siyah bir atlet giydi. Sonrasında mavi kot pantolonu. Dar pantolonun giyilme aşamasından nefret ediyordu ama zayıf bacaklarını güzel gösteriyordu. Ahşap dolabın kapısını kapattı, kendine baktı. Saçlarını düzeltti ve küçük bir ıslık çaldı. Arya tabii ki de egoist değildi, sadece hayat ona kendini sevmesi gerektiğini öğretmişti, o kadar.
Odadan çıktı ve Gül'ün sesini duydu. "Arya, hadi gel kahvaltı yap be kızım!" Arya ofladı. "Ah be Gülo, kahvaltı yapmadığımı ne zaman öğreneceksin?" Gül mutfaktan çıktı ve kapıya doğru yöneldi. "Çok inatçısın çok, kolay gelsin bakalım." Gül'le vedalaştıktan sonra Arya çalıştığı kafeye doğru yürümeye başladı. Çok da yakın değildi ama sabah yürüyüşü oluyordu. Gerçi Arya'nın umurunda olan kazandığı üç beş kuruş parayı dolmuşa vermemekti.
Kulaklığını taktı ve sahile doğru yürüdü.
Sen beni boşuna hiç kalbinin oralara koyma
Kollarını bana sarma, kalamam oralarda
Cafenin kapısını açtı. Atakan çoktan içerideydi, sandalyeleri masaların üzerinden alıp yerleştiriyordu. Uzun boylu, sakallı, dövmeli bildiğiniz tiplerden biriydi işte. Yakışıklıydı da. Arya kafa dengi olduğu için Atakan'ı severdi –biraz da işlerin çoğunu ona itelediğinden-. En sevdiği özelliği derseniz, Türkiye'de yaşayıp da homofobik olmayan bir erkek olmasıydı.
Bahsetmemiştik değil mi? Arya eşcinsel. Şimdi bahsetmiş olduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gemi (girlxgirl)
Teen FictionArya Duran aşka dair inancını yitirmişti. Belki de yitirmemişti. Sıradan bir iş günü gibi başlamıştı oysaki. Onca kafe içerisinden o sarışın kız neden gemi'ye gelmişti?