Cafenin kapısını açtı. Atakan çoktan içerideydi, sandalyeleri masaların üzerinden alıp yerleştiriyordu. Uzun boylu, sakallı, dövmeli bildiğiniz tiplerden biriydi işte. Yakışıklıydı da. Arya kafa dengi olduğu için Atakan'ı severdi –biraz da işlerin çoğunu ona itelediğinden-. En sevdiği özelliği derseniz, Türkiye'de yaşayıp da homofobik olmayan bir erkek olmasıydı.
Bahsetmemiştik değil mi? Arya eşcinsel. Şimdi bahsetmiş olduk.
"Günaydın Atakan Bey."
"Günaydın Lez."
"Lütfen ciddi olalım Atakan Bey, burası seçkin bir müessese." Arya ciddi olabildiği kadar ciddi halde Atakan'a baktı. İkisi de dayanamayıp gülmeye başladılar.
"Peki Arya Stark, Barış Bey sabah buradaydı. Senin markete gittiğinle ilgili yalan söylemek zorunda kaldım, yemedi bilesin. Bu arada yeni bir çocuk gelecekmiş bugün, iki kişi kocaman kafeye yetmediğimizi idrak edebildi herhalde."
"Evli gay Barış mı? Oh, çok şükür! Düzgün biri gelsin dua et, sonra bi' de onun arkasını toplamak zorunda kalmayalım."
"Senin gibi bir şey olmasın da."
"Sinin gibi bir şiy ılmısın dı."
Arya bar kısmının arkasındaki soyunma odasına girdi, köşesinde büyük harflerle "Arya" yazan yakalı, siyah tişörtü giydi. Arkasında bir de tekne resmi vardı, halbuki kafenin adı gemiydi. Bu kadar da ucuza kaçılmaz ki.
Dışarıdaki masalardan birine bir kız oturdu. Atakan hala bar kısmını düzenlediği için Arya siparişi almaya gitti.
"Nasıl yardımcı olabilirim?" dedi Arya karşısındaki griye kaçan sarı tonlarında saçlara, kahverengi gözlere, soluk bembeyaz tene, hafif morumsu dudaklara sahip güzel kıza. Arya herkesi beğenmezdi bir de.
"Günaydın." Kız gülümsedi. "Ice mocha alabilir miyim acaba?" Arya sırıttı.
"200 metre aşağıda Starbucks var, orası kesmezse biraz daha aşağıda David People var."
"Yani?"
"Ice mocha yok."
"Bunu demek neden bu kadar zordu?" Sarışın kız tek kaşını kaldırdı. Üzerinde kolsuz bir tişört ve altında şort vardı, Arya tam kestiremiyordu ama kısa boyluydu. Sevimliydi yani.
"Aslında önceki cümlede demiştim ama anlamadınız." Arya neden böyle dediğini bilmiyordu, heyecanlanmıştı galiba. Sonrasındaysa kızın tişörtünde Game of Thrones logosunu fark etti, şu diziyi herkesin izlemesinden nefret ediyordu. Her izleyen kişinin yaptığı tek şey vardı...
"İsmin Arya mı?" Sarışın kız güldü. "Sizin hane biraz soğuk, o yüzden böylesin galiba."
"Gülmem mi gerekiyor şimdi buna?"
"Bilmem." Sarışın kız hafifçe doğruldu ve tişörtünü gösterdi. "Hayranınızım, ne isterseniz yapmakta özgürsünüz."
"Zaten özgürdüm."
"Sizi sevdim Arya Stark, varsa menünüzü alabilir miyim, Leydim?"
"Bana bir daha Leydim dersen hiç üşenmeden gidip ice mocha alır ve o güzel sarı saçlarından aşağı dökerim."
Sarışın kız kahkalara boğuldu. "Sen gerçekten Arya Stark'sın." Arya yeni basılmış alıp sarışın kıza verdi. Normalde aksiydi, güzel bir kızla konuşmaya girdiğinde daha da aksileşiyordu. O kız %99 hetero olurdu çünkü.
"E burada ice mocha var?"
"Ne?" Arya kızın yanına geçip menüye doğru eğildi. Gerçekten vardı. Kafasını hafifçe kıza doğru çevirdi. Çok yakınlardı ve birbirlerinin gözlerinin içine içine bakıyorlardı. Arya hemen çekildi. "Menüler yeni basıldı ve yeni biri geldi. Bilmiyordum olduğunu." dedi Arya. Farkında olmadan masum yüzünü yapmıştı. "Sorun değil." diye gülümsedi sarışın kız. "Bu arada, iki tane olsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gemi (girlxgirl)
Teen FictionArya Duran aşka dair inancını yitirmişti. Belki de yitirmemişti. Sıradan bir iş günü gibi başlamıştı oysaki. Onca kafe içerisinden o sarışın kız neden gemi'ye gelmişti?