Sabah alarmın sesiyle uyandım. O an nasıl bir ruh halim varsa telefonuma çığlık sesini yüklemişim. Bu yüzden ödüm bokuma karışarak uyandım. Çok güzel. Yine ben ve deliliklerimden biri. Kalktığım gibi banyoya yürüdüm. Elimi yüzümü yıkadım. Dişimi fırçaladım. Odama gelerek dolabımdan siyah üstüme yapışan bir kot şort üstüne de askılı salaş bir badi giydim. Saçımı düzleştirdim ve makyajımı yaptım. Telefonumu ve küçük çantamı elime alarak okula doğru yürüdüm. Tam o sırada yanımda bir gölge gördüm ve korkarak arkamı döndüm. ''Hey '' Galiba kuruntu yapıyorum ama yanımda bir gölge gördüğüme eminim. Saatime baktım ve zilin çalmasına az bir zaman kaldığını gördüm. Bu olayı yok sayarak hızlı adımlarla yürümeye devam ettim. Okula geldiğimde Grace koşarak yanıma geldi '' hey alexis nerde kaldın. merak ettim. çok dedikodu birikti.'' Gözlerimi devirdim. ''Grace dedikodularını başka zaman anlatırsın. zil çalacak ve benim hemen Jou yu bulmam gerek.'' ''Sabah sabah güzel enerji alexis. Ben yinede arkadaşlık görevimi yapayım. Jou az önce tuvaletin oraya doğru gidiyordu.'' Onu kırdığımı düşünerek yanağına öpücük bıraktım ve göz kırparak tuvalete doğru yürüdüm. Tam erkekler tuvaletin kapısına dönmüştüm ki jou yu bir kızı duvara yaslamış öperken daha doğrusu yerken gördüm ve anında bağırdım. '' Jou kolay gelsin umarım yeni sevgiliniz sizi mutlu ediyordur. Mutlu ettiğinden eminim ama yinede formalite olarak sorayım dedim.'' Gözlerimle kızı süzdüm. Tam bir sürtüktü. Eteği sanki gel beni sik diye tabir ettiğim bir boydaydı. Jou benim sesimi duyduğu anda kızı itti ve bana şaşkın ve üzgünüm tarzında bir bakış attı. Üzgünüm Jou bu bakışlar bana işlemiyor. Gücüm olsaydı seni şuracıkta öldürürdüm ama gücüm yetseydi. Şahsen Jou gibi kaslı bir erkekle dövüşmeyi çok götüm yemiyor. İkisinede iğrenircesine bir bakış attım ve oradan hızlıca uzaklaştım. Ne kadar onların yanında ağlamamış olsamda aslında içim kan ağlıyordu. Bu şekilde okula devam edemezdim. Okuldan uzaklaştım ve eve doğru yürüdüm.
******************************************************
'' Anne bir paket daha peçete lütfenn !!'' Evet tahmin ettiğiniz gibi odamda ayıcıklı pijamalarımla yatağıma sinmiş ağlıyorum. Nedense son günlerde aksilikler beni buluyordu. Ne zaman iyi bir şey yapsam veya ne zaman bana iyi bir şey yapılsa sanki haketmiyormuşum gibi elimden alınıyor. Annem kapıyı açtı ve bana bir paket peçete daha getirdi ve bana konuşmak istemediğine emin misin? bakışı attı. Bende kafamı salladım ve odadan çıktı. Peçeteyle burnumu silerken telefonuma gelen mesaj sesi ile irkildim. Oflayarak mesajı açtım.
Kimden: Bilinmiyor Aşk acısı ha? Yazık üzüldüm.
Hey bu kimdi? Biraz düşündüm ve okuldaki gıcık sürtüklerden birinin olduğunu düşündüm. Umursamadan telefonu masaya koydum. Ama 10 saniye geçmeden bir mesaj daha geldi.
Kimden: Bilinmiyor Beni takmıyorsun öyle mi? Sen bilirsin. Yakında hayatın için bana yalvaracaksın güzelim.
Açıkçası ürktüm. Ama kim olabilirdiki bu? Neden bana bu tür mesajlar atıyordu?. Çok güzel. Başıma gelenler yetmemiş şimdide başımıza ukala ve bir o kadar gizemli çocuk çıktı. Hayırlı olsun.
Selammmm :D Ben Nilüfer. Yeni hikayeme hoşgeldinizzzz :D Eğer hikayemi beğenirseniz devam edicem şimdilik kıza yazdım. Beğeni alırsa daha uzun bölümler sizi bekliyorrrr. Hoşçakalın :D :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mysterious Boy (Justin Bieber Hikayesi)
FanfictionVe bazen tek bir doğru insan, koca bir hayatı baştan yazar. ''Bana senden bahset. aşık olduğum kişiyi tanımak istiyorum.''