Sabah yine ve yine alarmın sesiyle uyandım. Banyoya gittim aynadan kendime baktım. Göz altlarım şişmişti ve gözlerim ağlamaktan o kadar kötü durumdaydıki... Yüzümü yıkadım ve tekrardan aynaya bakıp kendime söz verdim. Bundan sonra ağlamak yok. Hiç kimsenin beni üzmesine izin vermicem. NE OLURSA OLSUN...
Fazlasıyla yorgun ve uykusuzdum. Bu yüzden hemen altıma kot ve üstüme bir badi geçirdim ve aşağıya annemin yanına indim. ''günaydın annelerin en güzeli'' '' Günaydın güzel kızım, hadi kahvaltıya otur.'' '' Annecim çıkmam gerekiyo çünkü geç kaldım. Öptüüümm'' dedim ve kapıyı kapatıp hızlıca yürümeye başladım. Aslında okula gitmeyi çok istemiyordum. Ne de olsa jou piçi ve o kızı mutlaka görücektim. Lanet okuyarak yürümeye devam ettim. Okulun önüne geldiğimde simsiyah bir araba dikkatimi çekti. Bizim okulda kimsenin böyle arabası yoktu. Okulun önünde ne arıyorduki? Biraz daha eğildim ve merakıma yenik düşerek arabanın penceresinden içindeki kişiyi görmeye çalıştım. Ama maalesef Grace buna izin vermedi. '' Selammmmmm. Her zamanki gibi zile kıl payı yetiştin farkındasın değil mi? '' '' Farkındayım. Ama kimse benle uykum arasına giremez Grace.'' diyip yürümeye başladım o da arkadan bana yetişti ve koluma girdi. Okulun koridorlarından sınıfımıza doğru yürüyorduk ki sağ tarafımda dolaba yaslanmış olan jou'yu gördüm ama sonradan hemen gözümü kaçırdım. Onunla göz göze gelmeyi inanın hiç istemiyordum.
''Evet çocuklar notlarınızı aldıysanız çıkabilirsiniz'' bayan amely nin son sözü dışında hiç bir şey duymadım. Çünkü derste bir gram bi şey dinlemedim. Bıkkınlıkla çantamı sırtıma geçirdim ve kapıya doğru ilerledim. O sırada grace koluma girdi ve birlikte okuldan çıktık. Grace evi benim evimin ters yönündeydi. Bu yüzden birlikte yürüyemiyorduk. Köşede bir market gördüm ve hemen girdim. Evde çikolata kalmamıştı ve çikolata benim hayatta değer verdiğim 3 şey arasına giriyor. hemen bir poşet dolusu çikolatayı kasayı götürdüm ve parasını ödeyip çıktım. elimi bir tane çikolata aldım ve yiyerek yola devam ettim. Tanrım neden evimizin yolu ıssız sokaklardan geçiyordu ki... Yaklaşık bikaç dakka sonra önümde bizim evi görmemle sırıttım. Tam köşeyi döndümki birisi ağzımı kapatıp beni duvara dayadı. Bağırmaya çalıştım ama eliyle ağzımı kapattığı için -artık her kimse- sesim çıkmadı. ''şimdi ağzını açıcam ama bağırmayacaksın tamam mı? '' başımı salladım ve elini yavaşça ağzımdan çekti. '' Hey sen de kimsin ve ne yaptığını sanıyorsun!!!! '' '' Böyle ıssız sokaklardan geçmeye korkmuyor musun ? '' '' Bu seni ilgilendirmez '' dedim ve arkama bakmadan koşarcasına yanından uzaklaştım. Acaba o kimdi? Sapık olsaydı gitmeme izin vermez beni orda becerirdi. Ama yapmadı. Alay edercesine ıssız sokaklardan geçmeye korkmuyor musun? dedi. Tanımaya çalıştım ama bizim okuldan olmadığına eminim. Ahhh tanrım sen benim aklımı koru. Kapıyı açtığım anda koşarak odama çıktım. Üstümü değiştirdim ve saate baktım. 20.00 daha erken olmasına rağmen çok uykum vardı çünkü dün gece yarısına kadar ağlamıştım. Hemen pijamalarımla yatağıma atladım. Tam uykuya kendimi bırakıcakken mesaj geldi. Yavaşça açtım
Kimden: Bilinmiyor
Saat daha erken değil mi ? Anlaşılan güzel kızımız bugün çok yorgun.
Benimle alay mı geçiyodu bu ? Gerçekten bu gizemden çok sıkıldım. Önce mesaj atan bir çocuk, sonra yol kenarında beni sıkıştıran bir çocuk. Gerçekten benimle alay mı geçİyor bunlar?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mysterious Boy (Justin Bieber Hikayesi)
FanfictionVe bazen tek bir doğru insan, koca bir hayatı baştan yazar. ''Bana senden bahset. aşık olduğum kişiyi tanımak istiyorum.''