Yuh Artık !
Onun burada olduğuna inanamıyordum.
Mert;Yine aynı yerde durmuş bana aynı alaycı ifadeyle bakıyordu.1 Yıl önceBeni tam da burada terk etmişti.Hem de asılsız bir neden yüzünden.O günden beri hayata küsmüştüm.O olaydan sonra aniden okulunu da değiştirmişti şerefsiz.Poyraz kulağıma fısıldayarak :
+Bir sorun mu var ?
-Yoo.Hayır.Sadece küçük,önemsiz bir anı.
+Pekala.
Giriş kapısına doğru yürümeye başladım.Bir an bana birşey söyleyecek gibi oldu ama iin vermeyerek hızla içeri girdim.
Poyraz başka bir sınıfa kaydolmuştu.Ben de kendi sınıfıma geçtim.Tabi beni hemen bırakmadı.Sınıfıma kadar götürdü.Hatta sırama oturtup öyle gitti.Deli bu çocuk.Sanki oturtmazsa ezilip gideceğim.Konuşmamıza bakınca aslında gören de poyraz'ı benim bodyguard'ım zanneder.
-Poyraz sınıfa geldim gidebilirsin
+Olsun sebi bir bırakayımda
-Senin kafan uçmuş geldim işte sınıfa gidebilirsin
+Ya seni sırana kadar bırakıcam o kadar
-Hayır
+Evet
-Hayıır
+Evvet.Bir daha olumsuz bir cevap verirseniz küçük hanım sizi kucaklayıp götürmek zorunda kalacağım
-Üfff.Tamam.
+Ha şöyle,yola gel :)
-Şansını zorlama istersen :)
+Üf iki dakika karizma yapıcam iyi ki,demediğini bırakmadın be :D
Bu konuşmalar içerisinde sırama oturdum,nihayet Poyraz da gitti.
Ders başladı.Hoca dersi anlatmaya başladı ki,herkesin hafızasına kazınan o unutulmaz olay gerçekleşti.Kapı çalındı ve içeriye bir çocuk girdi.Kafamı kaldırmadım çünkü o ara not almakla meşguldum.Ama ses birden tanıdık gelmeye başladı.
☼Çocuklar bu yeni arkadışınız Mert KAYACI.
İsmi kulağımda yankılandı...
☼Çoğunuz tanıyorsunuzdur geçen seneden.Neyse lafı uzatmayalım,evladım boş bulduğun bir yere geç.Hemen bir hızla yanıma baktım.Lanet olsun boştu ve Mert buraya doğru geliyordu.Ve tabiiki oturdu.Ama ben konuşmamaya kararlıydım.Deftere geri gömülüdüm.Daha 5 dk geçmeden ilk sorusunu sordu :
*Bir günaydın,hoşgeldin yok mu prenses ?
-Birincisi,tabiiki de yok.İkincisi;bana prenses sakın demeye kalkışma !
*Anlaşılan keyfimiz yerinde
-Sanane !
*Tamam tamam sustum.
Sinirlerimi bozmayı başarmıştı beyefendi.
******************
Nihayet son ders de bitmişti ve Mert benle tek kelime konuşmamıştı şükür.Eşyalarımı toparlayıp sınıftan çıktım.Poyraz'ın acil bir işi çıkmıştı o yüzden gecikebileceğini,onu bahçede bekleyebileceğimi söyleyen mesaj atmıştı.Aşağıya indim.
Allah Kahretsin ! Montumu sınıfta unutmuştum, tekrardan yukarı çıktım.Sınıfta herkes gitmişti.Neyse montumu alıp çıkacağım sırada kapıda Mert belirdi :
*Nereye prenses ?
-Sana hesap vermek zorunda değilim.
*Aaa daha şimdiden tersleniceksin önümüzdeki saatlerde daha çook işimiz var demek ki ?
-Önümüzdeki saatler derken ?
*Senin gözümün önünde benimle konuşmadan gidebileceğine izin verdiğimi mi zannetmiştin yoksa?
Şimdiden kemiklerim kasılmaya başlamıştı.Ama ne olursa olsun buradan çıkmalıydım.Hem de olabildiğince çabuk...
Poyraz'ın gözünden :
Rehberlik hocası çıkışta beni çağırdığı için Alina'ya gecikeceğimi söylemiştim ama rehberlik hocasının acil işi çıktığı için gitmişti.Bu da demek oluyordu ki Alina beni beklemek zorunda kalmayacaktı.
Bahçeye indim ama Alina ortalıklarda yoktu.Belki de sınıfta beklemeyi tercih etmiştir dedim ve sınıfına çıktım.Kapıyı açtım.Daha doğrusu açamadım çünkü kilitliydi.Birkaç kez zorladıktan sonra vazgeçtim.Tam aşağıya inecekken içeriden gelen o çığlık sesi kulağımda yankılandı :
-İmdat ! Poyraz yardım et !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Kişilik Yalnızlık
RomanceOnların İkisi de yalnızdılar.Kendi dünyalarının yalnızı.Ve sonra ikisi de değişti.Hem de tamamen ...