"Olum hoca bu yok galiba" dedi Sami ders boş olur umuduyla sırıtan suratıyla.
"Yok o gelir ya. Hatırlamıyor musun kaynanası ölmüştür yine gelmişti. Ne gamsız herif. Hatta sanki mutlu gibiydi ya." elim Türkçe kitabının kenarıyla oynarken konuşmak içinde Sami'ye dönüktüm.
"Aynen aynen . Hayri'nin yaptığı espiriye hiç bu kadar gülmemişti." bakışları kapıya dönmüştü bunu derken.
"Günaydın çocuklar" diyerek girişini yaptı Kenan Öğretmen.
"Aha geldi yine tipini sevdiğim." dedi Sami.
"Hemen defterleri açıyoruz. Herkesin bir haber makalesi yazmasını istiyorum. Gazetelerde olduğu gibi. Konu serbest. Kurgu olması şartıyla." dedi sandalyesine oturdu.
"Ohah adam yüz seksenle giriş yaptı." dedi Sami bana.
"Ne yazcaz olum." hiç bir fikrimin olmadığını belirterek.
"Aman salla gitsin. Herkes okuyacak diye bir şey demedi" diyerek bir şeyler karalamaya başladı.
Bende biraz düşündükten sonra o sıralar her teneffüste yaptığımız bir şey hakkında yazmaya başladım. İkinci derste hoca kimlerin yazdığını okumak istediğini sordu. Bir kaç arkadaş yazdıkları okuduktan sonra"hoca başka okumak isteyen mu?" diye sorunca kimseden ses çıkmadı.
"Hocam Şakir okumak istiyor ama çekiniyor." dedi Sami.
"Hemen seni sahneye alalım Şakir." dedi hoca. Sanki böyle bi atılımda bulunanı bekliyormuş gibi.
Biraz duraksadım. Sami' ye baktım. Pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Aklımda ne küfür varsa savurarak yavaş yavaş tahtaya kalktım.
"Söz sende Şakir." dedi hoca ısrarcı tavrıyla.
"Uzun eşşek oynarken ölen çocuk" diye başlığı okudum.
"Adana ilinde orta okul öğrencisi olan Yusuf Yusuf uzun eşek oynarken hayatını kaybetti. Arkadaşları son atlamayı babası Sumo güreşçisi olan yarı Türk yarı Japon A.Q'nun yaptığını belirti. Gazeteci arkadaşlarımıza 'ben görevimi' yaptım diyerek açıklamadan kaçındı. Yusuf Yusuf annesi ise 'Yavruma bu kadar yük binenleri katır tepsin' diyerek üzgün olduğunu belirtti." diye okumamı bitirip bir an önce sırama gitmek için baktığımda Sami eli karnında gülüyordu.
