Jungkook sinirle yerinden fırladı "ne demek chunghoo!" elini sacların daldırdı"amerikada deliler hastanesine kapatilmadi mi o!?"
S:"Jungkook biraz sakin ol."
Lee:"Jungkook haklı. Nasil-"
S:"Demekki kaçmış."
Annem dehşet le yanıma geldi ve beni kollarının arasına aldı. "Korkma tatlım, aynı şeyleri tekrar yaşamayacaksın. Buna izin vermeyeceğim.", diye fısıldadı ve saçıma öpücük kondurdu.
BonHwa:"Cocuklar artık hyorimin yanından ayrılmayın, peşinize ayriyetten koruma taktırıcam." abim ve jungkook bonhwa amcanın dediklerini onayladı. "Lee biran önce neler oluyor ögrenmeliyiz."
Lee:"Ben hasatne ile bağlantıya gecip neler olduğuna bakim. Bonhwa biz mekana geçelim, sizde burda kalın. Ters birşeyler olursa haber verin."
Herşey okadar hızlı gelişiyor ki hiçbirşey algılayamıyorum. Masada duran telefona odaklandım. Kimin olduğunu ne olduğunu çözemiyorum. Tek bildiğim ve hissettiğim korku. Cok korkuyorum. Aynı şeyleri tekrar yaşamak istemiyorum.
......"Hyorim. Hyorim!?" Sarsılma ve kulağıma gelen boğuk seslerin netleşmesi ile gözlerimi açıp bana endişeli gözlerle bakan jungkook a baktım. Derin bir nefes aldı. Kafamı pencereye çevirince havanın karardığını gördüm. En son hatırladığım şey annemın beni zorla uyutması ve uyuyana kadar başımda dikelen topluluk.
Babam ların cıkmasından bir yarım saat sonra bütün tayfa bizim eve toplanmışdı. Bütün erkekler tetik de bekliyordu kızlar ve annemler de benim başımda.
Bugün birkez daha nekadar sevildiğimi ve şanslı olduğumu öğrendim. Herkes benim icin endişeleniyor başımdan ayrılmıyordu.
JK:"Hey.. güzelim iyi misin?"
"Huh.?"
JK:"Daldın."
"Ha, şey ben-"
JK:"Hey tamam sakinleş." dedi gülümseyerek ve ben birkez daha aşık oldum. Bugün yaşananları herşeyi unuttum. O büyülü gülüşün etkisine kapıldım ve bulaşıcı birşey gibi bende gülümsedim. Ve kendimden hic beklemediğim birşey yapıp, onu gülüşünden öptüm. Elini yanağıma koyup, anlını anlıma dayadı.
"Iyiki varsın" diye fısıldadım gözlerim kapalı iken, demin yaptığım şey yanağımı kızartırken kendimi jungkook dan gelecek alaylara hazırlıyordum ama o beni şaşırttı ve "Sende iyiki varsın" dedi.
"domates yanaklım" tam sevinecekken beni şaşırtmadığını, birdaha bir konuşmanın sonunu duymadan sevinmemeyi öğrendim. Tşk kookie.
"Pisliğin tekisin ama seni yinede seviyorum."
JK:"Bu tipi sevmemek mümkün mü"
"Defol git jungkook"
JK:"Tamam tamam. Bende seni seviyorum. Yemeğe cağrıyorlardı ama ben az önce doydum. Aslında tam doymadım. Dur tam doyim."
Tam öpecekken elimi göğsüne koyip ittirdim. "Ben acım ama ve böyle doymam. Hadi aşağıya inelim." diyerek kalktım ve elimi uzattım.
Göz devirerek elimi tutmadan ayağa kalktı. Kollarını göğsünde birlestirip dudaklarını büzdü ve kaşlarını çattı. Amanın bu ne tatlılık sanırım feels geciriyorum. Iç sesimin söyldeiğine katılarak bir anlık eridiğimi düşündüm.
JK:"Ama bu haksızlık. Hıh. Küsdüm."
"Jungkook~~."
JK:"Aegyo yapma bana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NECKLACE / Jungkook✔
Fanfiction+Aşk bazen beklemeyi sabretmeyi öğretir genç adam, hayat böyle. Kaybettiğini sanırsın ama oyun daha yeni başlar. -Daha ne kadar sabredeçeğim ajusshi +Oyunu kazanana kadar -Oyunu nasıl kazanacağım Yaşlı adam elini önce jungkook un kalbine ve sonrada...