20. BÖLÜM

2.1K 171 21
                                    

Mine

Yazar: HavocLight

Çeviri: Minnie Hyung

// Train – Hey Soul Sister //

BÖLÜM 20

İki oğlanın yoğun ve yürek ısıtan gösterisinden sonra, on genç günü bitirmeye ve evlerine gitmeye karar verdiler. Jongdae yüzüne yapıştırdığı sersem bir tebessümle aniden önlerinde belirdiğinde hep beraber seradan çıkıyorlardı. "Yine de hâlâ bize açıklayacak bir sürü şeyiniz var." Suçlarcasına Kyungsoo ve Jongin'i işaret ederken söyledi. "Bütün ayrıntıları bilmemiz gerekiyor."

İki oğlan (kalkıp yürümeye başladıklarından beri el ele tutuşuyorlardı) buna hafifçe kıkırdadılar. Kyungsoo hafifçe kızardı ve konuştu. "Ama birbirimizle de konuşmamız gereken bir sürü şey var."

Jongdae buna yaramazca somurttu, ardından serayı kilitlemeden önce sersem sersem güldü. Hepsi mekândan çıkmıştı ve hep beraber eve gitmek için park alanına doğru yürüyorlardı.

Jongin sıkıca Kyungsoo'nun elini tuttu ve onu biraz irkiltti. Kısa oğlan Jongin'in yüzüne baktı ve sordu. "Ne oldu, Jongin?"

Esmer tenli oğlan biraz dudaklarını büzüp ardından konuştu. "Bu gece sizde kalabilir miyim?"

Kyungsoo ona pörtlek gözleriyle bir bakış attı ve erkek arkadaşına deli gibi ellerini salladı. "Y-Yah! Bunun için ç-çok erken d-değil mi?!"

Jongin buna tüm kalbiyle güldü ve ardından sağ kolunu Kyungsoo'nun omuzlarına yerleştirdi. "Allah aşkına aklından ne geçiyor, Kyungie?! Onu kastetmedim!"

Konuşmaya başladıklarından beri onları izliyormuş gibi görünen çocuklar da buna güldüler ve ahu gözlü oğlana sataştılar.

Kyungsoo kızarmasıyla başa çıkamadığından yere bakmayı tercih etti, aynı anda hem utanmış, hem mahcup olmuş hem de çekingen hissediyordu.

Jongin omzundaki tutuşunu daha da sıkılaştırdı ve ona tatlı bir biçimde gülümsedi. "Sadece seninle daha çok vakit geçirmek istiyorum. Yani, biliyorum yarın Cumartesi ve istesen de istemesen de nasılsa birbirimizi yarın göreceğiz ama ikimiz de uyuyana kadar seninle sarılıp yatmak, ertesi sabaha beraber uyanmak istiyorum. Kulağa hoş geliyor, değil mi?"

Kyungsoo heyecanla gülümsememek için elinden geleni yapmıştı ama kalp şeklindeki dudakları otomatikman sersem ve tapılası bir tebessüm koyuverdiğinde tabii ki başarısız olmuştu. Sadece başını hafifçe salladı ve cevap verdi. "E-Evet... Hoş geliyor..."

"Tamamdır!" Jongin Kyungsoo'nun ellerini tekrar tutmadan önce aşırı heyecanlı bir tavırla konuşuverdi. "Seni seviyorum, Kyungie."

Kısa oğlan bununla birlikte yanaklarının ısındığını hissetmiş, ardından sevgilisinin kolunu yaramazca yumruklamıştı. "Y-Ya..."

"Hey Jongin." Joonmyun (normal görünen Sehun'un yanında yürüyordu) aniden yaramazca iki oğlana seslendi. "Kyungsoo'ya abidik gubidik şeyler yapma, tamam mı?"

"Yav he he." Jongin de gözlerini devirmeden önce eşit derecede yaramazca bir tavırla cevapladı. "Sen git de Sehun'la falan eğlen ve Kyungie ile beni yalnız bırak."

Joonmyun bununla birlikte aniden kızarmış ve yenilgiyle kaşlarını çatmıştı. Sehun Joonmyun ile 'eğlenme' fikrini onaylıyormuşçasına zafer kazanmış gibi sırıttı (Sehun bazen gerçekten bir Nuri Alço olabiliyordu).

Kyungsoo buna güldü ve Jongin'i dirsekledi, ardından her yerin öğrenci kaynadığı okul binasına yürüdüklerini fark ettiğinde elini çabucak diğerinden kurtardı. Jongin bununla biraz irkilmiş ve Kyungsoo'ya şaşkın bir bakış atmış ancak sınıflarından birkaç kızın onlardan tarafa garip garip bakmaları yüzünden oğlanın biraz huzursuzlandığını gördüğünde, Jongin Kyungsoo'yu huzursuz edenin kendisi olduğunu bir şekilde anlamıştı.

Mine ★ [ÇEVİRİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin