Kitabın Adı : Alt Tarafı Bir Kitap
Yazar : Şehrin Delikanlısı
Editör : Kalsedon
Suna'nın peşinden bahçeye çıktığımda, Ayça'yı kızlarla elinde telefon, kendi kendine sırıtıp dururken gördüm. Tamam ergendik kabul ediyorum, ama Ayça ergenlikte master yapıyordu.
Beni görünce "Sadriii, bir bakar mısın?" diye seslendi. Yanındakilerin bana bakışından hayırlı bir iş için seslenmediği belliydi.
"Na'ber Ayça?"
''Sen bana neden arkadaşlarının yanında -Ayça- diyorsun? Biz sevgili değil miyiz? Neden sevgilim demiyorsun? Benden utanıyor musun sen?"
Haydaa bu da nerden çıkmıştı şimdi ''Ne diyeceğim Ayça demeyip, Mahmut mu diyeyim?"
"Hiç değişmeyeceksin, kadın ruhundan anlamayan bir odun, kütük olarak kalacaksın!"
Ayça'ya yaz tatilinde ne olmuştu böyle? O kendi halinde sessiz, uysal, güzel sevgilim gitmiş, yerine egosu patlamak üzere olan bir cadı gelmişti.
Ayça rüzgar yapıyordu, kız kısmının triplerini anlıyordum. Biraz alttan alırsam siniri geçerdi. Tam cevap vereceğim, telefonuna gelen bildirim sesiyle yine dünyadan koptu Ayça. Beni de unutmuşlardı. Gülüşerek, kalkıp giderlerken neler olduğunu hala anlamamıştım.
Sınıfa girdiğimde herkes Ayça'nın Wattpad'de yazdığı kitabı konuşuyordu. Kitap The OC 'nin Bağcılar Şubesi gibiydi. Ailesinden kopuk bir genç kızın, tanıştığı adamlar ile yiyişmesini anlatan, kimin eli kimin cebinde belli olmayan bir sürü zırvalıktı bana göre. Filmlerden, dizilerden hatta çizgi filmlerden arakladığı sahneleri kitabına koyup, yutturuyordu millete.
Yazmaya başladığında Ayça'nın yanında olmuştum. Eğlence olsun diye yazmaya başlamıştı. Okunmuyor diye üzüldüğünde, sevinsin diye ben de beğeni, yorum atıyordum.
Peki bu iş hangi ara bu kadar büyümüştü?
Ertesi gün okula gittiğimde ilk iş onu buldum. Dün geceki mesajlarımın hiçbirine cevap vermemişti. Bir şeyler oluyordu ve ben bunu öğrenecektim.
Ayça'yı yanında kızlarla birlikte kantinde buldum. Yine ellerinde telefon gülüşüp duruyorlar.
Yalnız yakalasaydım daha iyi olurdu tabii ama yapacak bir şey yoktu. Ayça'yı kankalarından ayırmak Kızıldeniz'i ayırmaktan daha zordu.
Yanlarına oturduğumda, hepsi bana baktılar. Ayça arkasına yaslanıp, "Senden ayrılmak istiyorum Sadri." dedi.
İşte bunu beklemiyordum. "Hoppala paşam Malkara, Keşan! Ne diyorsun sen Ayça?"
"Bana hiç saygı duymuyorsun! Yazdıklarıma da öyle. Sen benim başarımı kıskanıyorsun Sadri."
"Ayça, eskiden de yazdıklarınla dalga geçerdim biliyorsun. Hatta beraber gülerdik. Şimdi üç beş kişi okudu diye mi, saygısız, kıskanç oldum?"
Ayça eşyalarını toplayıp kalktı masadan "İstemiyorum Sadri, bitti."
Jüriden, teknik ve artistikte tam puan alan su balesi takımı gibi senkronize bir şekilde kalkıp gittiler.
Ne olmuştu şimdi? Terk mi edilmiştim? Aklıma gelmeyen başıma gelmişti.
Okuldan çıkınca eve gittim. Anneme çaktırmadan dolaptan aldığım birayla, odama kapandım. Birayı sevmezdim, elimdeki şişenin yarısını bile içemedim. Nasıl içiyorlar lan bu boku! Kulaklıklarımı takıp listeden rastgele müzik dinlemeye başladım. Şansıma Müslüm Baba çıktı. Tam istediğim şeydi, şu anda beni Müslüm Babadan başkası anlayamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yetişkinlere Göre Kitaplar
RandomAnlatım dili ve konusu olarak 18 Yaşından büyükler için daha uygun ve bazılarının cinsellik içerdiği kitaplar.