SEVİNÂME

95 10 20
                                    

BÖLÜM 1

Kasım 2015

Nihayet evleniyordu. Aynaya baktı bu gelin kendisiydi. Bir an gururlanarak sonunda başardım sevdiğime kavuştum dedi. Fakat eksik bir şeyler vardı sanki içi tamda rahat değildi. Eksik hissediyordu.

Gerçi Sevinâme alışmıştı eksik kalmaya. Önce annesini dört yaşındayken kanserden kaybetmiş olmak sonra çok istediği üniversiteye gidememek yeterince eksik hissetmesini sağlıyordu. Deli oluyordu okumak için. Okumuş bir baba niçin okutmazdı kızını. Şu an olmaz hayır şimdi değil diye kestirip atmıştı. Bir an gözleri yaşardı. Arkadaşı Dilek gülerek dalga geçmeye başlamıştı bile.

"Eeee hem giderim hem ağlarım diyorsun ama ne olur Allah aşkına ağlama kızım. Hem şu salak Burak'ı az beklemedin. Ah ah keşke bende o şerefsiz Şeref'e kavuşabilseydim ama o ne yaptı benim yerime o kaltağı tercih etti nedense. Oysa sen şanslısın biraz gülümse sevdiğin herif ne kadar da sadık bir adam çıktı."

" Dilek herif demesen eniştene ne güzel olur"

"Peki, sevi ağzımdan kaçtı, onu bırakta sen ne güzel bir gelin oldun böyle ya. Burak seni görünce aşkından bir kez daha delirecek ona eminim. Acaba diyorum hani kızma da bu gece nasıl olacak? Dilek yüksek sesle gülmeye başladı. Sevinâme utanarak

"Azgın mısın nesin kızım sen? Niye böyle şeyleri hatırlatıyorsun söyleme bana böyle şeyler ayıp ama "

"Ayıp mı? Ne varmış yani bak bir şeyleri bilip bilmediğini annem sormamı istedi, hani bilmiyorsan gelip anlatacak mecbur sen şimdi bizim evden gelin çıktığın için, adetler böyle ne yapalım"

"Ayyy kimse bana bir şey anlatmasın istemiyorum gerçekten. Şu adetleri falan da geç lütfen"

"Sevi annem dedi ki çarşaf falan meselesi mi ne varmış" diye hızlı hızlı konuşurken, Sevinâme'nin gergin bakışlarını görüp sustu. Sanki arkadaşı pişman mıydı ne? Üzülürdü eğer öyleyse çünkü Burak ile Sevinâme'yi birbirlerine hep çok yakıştırmıştı, arkadaşına layık tek erkek oydu. Sessizleşti iyice.

"Dilek rica etsem nikâha daha 3 saat var, senin yüzünden erken hazırlandık. Kapıyı

kilitle biraz olsun dinleneyim her şey o kadar hızlı oldu ki, çok yoruldum."

"Senin ki gelirse peki ?"

"Uyuyor de, düğünden önce gelini görmek uğursuzluktur zırvasını de, hatta bıyıklarını alıyor bile diyebilirsin ama ne olur kimseyi içeri sokma."

"Ne oluyor sana kız pişman mısın?" dedi Dilek hafif şaşkınlıkla.

"Değilim ama her şey çok hızlı oldu hala şokta gibiyim böyle olduğuna inanamıyorum."

"Okey fazla gevezelik istemez anladım" dedi ve dışarı çıktı. Sevinâme kendi seçtiği kardeşine minnettarlıkla gülümsedi. Dilek gerçekten, kapıyı üstüne kilitlemişti. Bu gün ilk defa içten kahkaha atarak bağırdı.

"Çatlak kız dışarıdan demedim içerden kilitle dedim."

Dışarıda ses yoktu. Rahat koltuğa oturdu uyumak istiyordu. Kaç gündür bir iki saat dışında uyumuş sayılmazdı. Heyecanlıydı ve sürekli Dilek'e neler yapacağını anlatıp duruyordu.

Babasının evinden çıkalı ki asıl manada kaçmıştı üç koca gün olmuştu. Bir an bunu hiç düşünmediğini fark etti. Kaçmıştı evet bildiğin köylü kızları gibi kocaya kaçmıştı. Onur Yarbay'ın kızı Sevinâme, babasının biricik kızı nasıl olmuştu da bunları yapmıştı. Şimdi buradaki Bitlis'li bir aileye gelin olacaktı. İçinden ah baba keşke, üniversiteye gitmeme izin verseydin dedi. O sırada kapı tıklatıldı.

"Aşkım içeride misin ?"

"Burak ya içeri girme lütfen şu an hazır değilim".

"Nasıl gireceğim ki, zaten Dilek anahtarı vermem deyip duruyor hadi ne olur seni bir defa göreyim. Nikâhtan önce kiminle evleniyoruz bir görelim değil mi ama". Sevinâme'nin gülerek fırlattığı yastık kapıya çarpıp düştü.

Burak aslında biraz da korkuyordu, sanki her an sevdiği vazgeçecekti evlenmekten. Böyle bir şey yapabilir miydi acaba. Rezillik çıkardı koskoca aşiret içinde orası kesin, kapıda davullar gümbür gümbür çalarken birdenbire her şey tersine döner miydi? Annesinin, babasının yapma dediği ne varsa yapmıştı, onların gözünde küçük düşmekten öylesine korkuyordu ki, haksız çıkmaktan da. Babasının dün akşam dediklerini düşündükçe içi bulanıyordu ama sırf haklılığını kanıtlayabilmek için, her şeyin yolunda gitmesi için, elinden geleni yapacaktı. Çok gergindi, düğün yüzünden mi acaba diye soruyordu kendine. Bir yandan da göreve nerde devam edeceğini hala ne ailesine ne de Sevinâme'ye söylememişti henüz. Göreve gitmekten değil ama Seviname'nin onu terk etmesinden korkuyordu. Aslında Seviname'nin kendisini öyle çok da sevdiğini sanmıyordu ama sevmese evlenme teklifini kabul etmezdi değil mi? Biraz rahatlamış, biraz da tehditvari bir şekilde seslendi.

"Ooo bak güzelim bizim burada kaynanalar böyle atarlı gelinleri pek sevmezler"

"Beğenmeyen kaynana küçük oğluna almasın tamam mı? O kadar işte". Bir an dışarıda bir sessizlik oldu.

"Tatlım tamam anladım gerginsin ama iki buçuk saat sonra benden hiçbir yere kaçamazsın biliyorsun değil mi? Düğün bir bitsin sonra ben sana sorarım" dedi gülerek. Sevinâme'nin içeriden kıkırdamasını duydu. İçi biraz daha rahatlamış şekilde geri döndü.

Lakin Sevinâme biraz da adeta donmuş bir gülümsemeyle oturuyordu şimdi odada. Burak biraz fazla mı maçoydu ne? Yok, canım o her zaman kendisine çok nazik davranmıştı tabi ki maço değildi. Mi acaba? Bütün bunların olmasını gerçekten istemiş miydi? Bir an durdu.

"Hayır, hayır vesvese yapma" dedi kendi kendine.

"Babam okumamı da istemedi, sevdiğim erkekle alakamı da kabul etmedi, istedi ki kızı otursun evde, beklesin onun istediği kadar, bende sevdiğim erkeğe evet dedim sadece işte bu kadar. Her şey babamın istediği gibi olacak değil ya. Ben onun emir verdiği askerlerden biri değilim ki." Yok bu son düşündüğü haksızlık olurdu babasına. Babası hiç bir zaman onu üzmemişti. içini böylesine kemiren duygu da nereden çıkmıştı böyle

Her şey bu kadar basit miydi? Bu düğüne sanki ışınlanmış gibiydi sanki hiç bir şeyden haberi yok gibiydi. Adeta bir suyun üstünde yürüyordu da her an suya batıp boğulacağım korkusu yaşıyordu. Babasıyla ilişkisi, nasıl bu hale gelmişti. Burak'ı ne zaman sevmeye başlamıştı? Daha kaç aydır beraberlerdirler ki sekiz ay olmuştu herhalde parmaklarıyla hesaplıyordu. Oysaki nerdeyse iki sene öncesine kadar nefret ederdi Burak'tan.


SEVİNÂMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin