Her şeyin Başlangıcı

38 5 1
                                    

    23 Şubat 2014 Tatvan

Alper arkasını döndüğünde, Süleyman'ın elinde çiçekle onlara doğru yürüdüğünü gördü. Süleyman'a doğru yürümeye başladı Dilek'le Sevinâme ikisine bakıyorlardı. Alper yumruklarını sıkarak ilerledi ve yaklaştı.

"Ne arıyorsun burada?"

"Alper gene laz inadın tutmasın, Sevinâme ile konuşmam lazım"

"Bana bak kız ne dedi size, daha kaç defa söyleyecek istemediğini, siz hiç laftan anlamaz mısınız?

Sevinâme ile Dilek'te yanlarına gitmişlerdi. Süleyman Sevinâme'ye çiçek ve bir zarf uzattı.

"Sevinâme ben elçiyim lütfen kızma, bunları da lütfen al veremediğimi öğrenirse bana çok kızar." Sevinâme önce zarfı aldı, açtı.

Alper "bu ne yüzsüzlük yine mi yazmış." Dilek'se kahkaha atıyor " Sevi oku bakalım ne yazmış yine âşık Romeo"

"Of ne yazacak, doğum günümü kutlamış, benim şartlarıma uymaya çalıştığını söylüyor, bunun gibi bir sürü laf. Süleyman sen de çiçeği al git lütfen seni incitmek istemiyorum, iyisin hoşsun ama bana bir daha Burak'tan haber getirme, kendisine de söyle istemiyorum onu, azıcık anlasın sevmiyorum." Süleyman arkasına baka baka gitti.

Alper huzursuzca "sen o Burak olacak maçoya şart falan mı koştun? Bence hiç iyi yapmadın, ümitlenecek iyice, ayrıca söyleyeyim, ben ona hiç güvenmiyorum. Ailesinin tek erkek çocuğu olmanın verdiği bir şımarıklık istediğim her şeye sahip olurum tavrı hiç mi hiç hoşuma gitmiyor söyleyeyim" daha konuşacaktı ki Dilek araya girdi.

"Ben anlatayım mı?"

"Anlat bakalım bayan çokbilmiş"

"Burak çok ısrar edince Sevi ondan kurtulmak için konuştu."

"Nasıl ne zaman?"

"Zaten o zamanlar sevi yeni gelmişti buraya, baktı ki vazgeçmiyor ben önerdim böyle söylemesini. Burak sen buralısın, benim ömür boyu burada kalmak gibi bir niyetim asla olmaz" dedi. Ben dedim Sevinâme'ye Burak buradan ayrılamaz, ailesi büyük, ailesinin tek erkek evladı, burada sahip çıkması gereken aile işleri var. Mümkün değil ne annesi ne babası onu Tatvan'dan başka bir yere gitmesine müsaade etmez diye."

"Şimdi ne diyorsun" diye sordu Alper.

"Ne diyeceğim kafayı takmış Burak, Sevinâme'yi alacağım, benim karım olacak diyor da başka bir şey demiyor. O kadar zengin bir ailenin tek mirasçısı, dört kız kardeşin tek erkek kardeşi, sen git kimseye haber vermeden polis okuluna gir."

"Tatvan'dan ancak böyle bir görevle çıkarım hem polis olacağım böylece benimle evlenmeyi daha çabuk kabul eder" diyormuş. Annesi babası resmen yalvarmış ama nafile çok inat geri dönmüyor."

Sevinâme araya girdi "Ben olmaz dedim, ne halt ederse etsin, umurumda değil."

Alper gerilmişti. "Ben sıcak bir şeyler alacağım size ne alayım?" Kızlar çay istediler.

Alper giderken Dilek "Kız aslında yakışıklı çocuk."

"Alper bir tanedir" diye cevapladı Sevinâme. Dilek arsız bir kahkaha attı.

"Alper'de yakışıklı ama ben Burak'ı kastettim, uzun boylu, uzun bacaklar, geniş omuzlar, ela gözler, kızım sen görmüyorsun ama hastası çok. Âlem o'na, o sana deli"

Sevinâme kaşlarını çattı "sende var mısın o hastalar içerisinde." Dilek içini çekti.

" Ah ben Şeref'e hastayım sen bilmiyor musun" deyip bir kahkaha daha attı.

SEVİNÂMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin