1. Episode

9 0 0
                                    

Herşey o kadar hızlı gelişti ki bazen kendime bu yüzden çok kızıyorum. Ne vardı sanki bu kadar acele edecek. Üniversitesiyi bitirip eve döndüğüm zaman herşey çok güzel olacak Ece bundan sonra şans senden yana kızım demiştim. Şans bile bana arkasını dönmüş meğerse. Barbaros.... Hayatımın aşkı,üniversite aşkım herşeyimdi. Ama bugün geldiğimiz noktaya bak ben elin Almancısıyla evlendim bi uçaktayım. Almanya ya gidiyorum. O ise en son yüzü gözü mos mor yerde yatıyordu. Nasıl bu hale geldik ki...
Üniversite bittikten kısa bir süre sonra İstanbulda kurumsal bir şirkette çalışmaya başladım. O kadar çok yoruluyordum ki gün içinde Barbarosla konuşmaya bile zamanımız olmuyordu. Ama ona sevgim hiç azalmadı. Şu an bile... Ama o bundan çok şikayet ediyordu. Çünkü okulu bitmiş evde askere gitmeyi bekliyordu. Eziyet gibi geçen bir günün daha sonunda beni aradı.
-Bitanem nasılsın bugün yine çok yoruldun mu?
-Evet aşkım,ama herşey bizim geleceğimiz için elimden geleni yapıyorum az kaldı biraz daha para biriktirirsem evlenebilicez.
-Bu kadar acele etme Ece, daha çok genciz
Sürekli aynı şeyi söylüyordu. Beni sevdiğini biliyordum ama sorumluluk almaktan korkuyordu her zaman. Ona göre evlilik için erkendi peki zamanı ne zaman olacaktı?
-Tamam aşkım bunları konuşmayalım zaten sık konuşamıyoruz
-Ece şimdi annem çağırıyor kapatıyorum ararım ben seni.
-Tamam canım görü..
Sözümü bile bitiremedim ses gitti. Kahretsin ya hep aynı şey oluyor. Bu kadın beni sevmiyor biliyorum biz konuşurken hep bir bahanesi var.
Ama telefon kapanmadı, bağırmalar çağırmalar.
Meğerse annesi beni istemiyormuş bunu zaten biliyordum da neyse bi de bana iftira attı neymiş de ben İstanbulda erkeklerle gezip tozuyormuşum, kız başıma burda napıyormuşum..
Dünya başıma yıkıldı. Beni en iyi Barbaros tanırdı ama o da annesine ağzını açıp birşey diyemedi
-Aaaaa alooo Ece sen kapatmadın mı telefonu.
-Bitti Barbaros beni bir daha sakın arama.
-Ece lütfen... Derken suratına kapattım telefonu. Eceler tepsin seni ana kuzusu.
Benim için herşey bitti. 5 yılım bitti.. Oysa ki Aydın dan buraya geldiğim de ne kadar da üzülmüştüm annem tek başına kaldı diye. Ama gelmek zorundaydım. Babamı çok küçük yaşta kaybettim. Hayat bana küçükken çelmesini takmış zaten ondan sonra da yüzümüz hiç gülmedi.
Göz yaşlarım yağmur gibi akarken annemi aradım. Annemi herşeyimi bilen insan, tek sığınağım..
Hemen anladı birşeyler olduğunu. İstanbula giderken değmeyecek kızım ama sen bilirsin demişti. Haklıydı deymedi...
Ertesi gün ilk uçakla evime gittim. Annemin yanına. Herşeyi anlattım. Yol yakınken bitmesi iyi olmuş. Hayırlısı olsun papatyam dedi. Annem bana hep papatya der.
Günler o kadar hızlı geçiyordu ki ya da ben sürekli uyuduğum için fark edemiyordum. Yaz geldi. En sevdiğim mevsim yaz. En sevdiğim mavi deniz. Ama bu yıl denize bile gitmek gelmiyordu içimden. Birgün annem beni yine denize götürmek için söyleniyordu.
-Ece kalk hadi papatyam bak Almanya dan Elif ablanlar da bi tanıdıklarıyla Didime tatile gelmiş kızım bi hava al iki insan gör.
-Tamam anneciğim bu sefer seni kırmıyorum, hadi gidelim
Bu arada evlilik için biriktirdiğim o lanet parayla gittim kendime istediğim o arabayı aldım. Yas tutmak da bir yere kadar. Hergün Barbaros un aramalarından sıkıldığım bir gündü. Ona sinirlenip gidip almıştım. Eve kadar geliyordu artık annem İstanbula geri döndü dedi de eve gelmekten vaz geçti.
Elif abla annemin kuzeni Almanya da yaşıyorlar ama her yaz Türkiyeye geliyorlar. Biz de her zaman görüşürüz. Bu sefer arkadaşlarıyla gelmiş. Şen dullar topluluğu anlayacağınız..
Ben yanlarında fazla duramadım eve geri döndüm. Daha sonra annem geldi ama kıvranıyor birşey diyecek belli.
-Söyle derdini annem derman bulalım
-O kadar mı belli oluyor
-Ben senin kızınım hemen bilirim aynı senin gibi
-Kızım bak hemen hayır deme bi dinle beni. Elif ablanın arkadaşı Ferda teyzen var ya onun bir oğlu varmış. Adı Ateş. Seninle yaşıt bi taşın istedik biz bugün. Sen ne dersin?
-Anneciğim durumu biliyorsun ama sen nasıl olacak böyle.
- Kızım o da kimseyle anlaşamıyormuş öfke kontrolü varmış biraz ama iyi çocuk dedi Elif teyzen hem bak Almanya ya gidersin uzaklaşırsın buralardan belki zamanla da seversin. Biraz da dengesizmiş ama olsun sende öylesin
-Gülme anneciğim ya ilkinde seni dinlemedim, bu sefer senin dediğin olsun bi tanışalım madem
- o zaman bu akşam yemeğe çıkmanızda sorun yok kızım
Şen dulların bugün ki konusu belli oldu herşey planlanmış bana şimdi söylüyor. Seni köfte annem seni.
-Tamam anne öyle olsun bakalım
-Akşam 8 de Ferda teyzen, Elif teyzen ve Ateş gelecekler biz evde oluruz siz dışarı çıkarsınız kızım.
-Tamam bakalım Gül sultan
Hiçbir heyecan kıpırtısı yoktu içimde. Hatta annem müdahale etmese ev şortumla giderdim ya neyse. Kırmızı elbisemi siyah sandaletlerimi giydim. Saçlarım uzun ve kıvırcık olduğu için açık bırakmayı tercih ettim. Oturdum. Ateş paşamızı bekliyordum. Evin önünde siyah lüks bir araba durdu. Elif abla arabasıyla gelmezdi biliyordum hep uçakla gelirdi o zaman anladım bu Ateş paşanın arabasıydı. Tam da tahmin ettiğim gibi Elif abla ve Ferda teyze arabadan indi. Camlar siyah filmliydi. Yavaştan bi merak ettim şu Ateşi en sonunda o da indi. Simsiyah saçları vardı. Gözlerine dikkatli bakmadığım için görmedim ama etkileyici bi duruşu olduğunu inkar edemezdim. O kadar kibardı ki hiç görmemiştim böylesini ama annem dengesiz demişti hiç belli olmaz bunlara. Annemle tanıştı. Annem pek bi beğenmişti o memnun gülümsemesinden anladım.
Biz de kısaca tanışıp, bindik arabaya. O kadar hızlıydı ki herşey sanki ben değildim de dışardan izliyordum. En sevdiğim maviye yani deniz kenarına gittik. İyi olmuştu aslında lüks kasıntı yerleri hiç sevmem zaten. Bir süre hiç konuşmadık. Bu Ateş lönk diye
-Hafta sonu nikahımız var
Deyince ben o güzel ağzımı açıp şaşkoloz gibi kaldım.
-Ben seni daha tanımıyorum bile sende beni. Ayrıca evlenicez diye birşey de yok belki ben seni istemiyorum.
Laf ağzımdan çıkar çıkmaz bileğimi sım sıkı sıktı. Zaten zayıf bir kızım bileğim kırıldı sandım. Hatta oluşan morluklar nikaha kadar geçmedi. Resmen tıslayarak konuşuyordu.
- Ben nikahımız var dediysem var. Hafta sonu nikah pazartesi de Almanya ya yolculuk kendini bunu hazırlasan iyi edersin.
-Ama ama annem ne olacak?
-Annen burda kalacak ama istediği zaman yanımda gelebilecek ama sen bir daha buraya geri dönmeyeceksin.
Böyle bir öküzle ilk defa karşılaşıyordum. Benim Barbarosum beni kırmadı, göz yaşlarımdan öperdi. Öyledi ama o yoktu o an yanımda kafama dank etti ve bitti be Ece dedim bitti artık senin hayatın bu öküzün ellerinde annem de uzakta olacak hemde kilometrelerce...
-Tamam dedim sadece tamam.
Bundan sonra tek kelime etmeden eve döndük. Vedalaşmadık bile. İstemiyordum da zaten o öküz Vedalaşmayı mı bilir.
-Anne bana bunu nasıl söylemezsin sen. En azından evleniyorsun Ece. Almanya ya gideceksin ben yokum başının çaresine bak deseydin bunu bi öküzden duydum bak şu bileğime bak.
-Ece annem böyle olmak zorunda onunla evlenip burdan gitmek zorundasın. Ben sık sık gelicem.
-Anne o tam bir psikopat. Bana napacağı belli değil. Hem o neden kabul etti evlenmeyi? Zengin, yakışıklı, ayrıca size gayet kibar neden başkasıyla evlenmiyor?
-Sana bitti dedim Ece. Odana git ve dinlen yarın zaten cuma. Pazar günü de nikah var o kadar. Yarın Ateşle alışverişe gideceksiniz git dinlen.
Anneme hiçbirşey demedim. Odama gittim. Telefonumu yanıma almamıştım bir baktım Barbaros 100 kere aramış abartısız 100. Hep onun yüzünden gelmedi mi bunlar başıma. Şimdi üzülme sırası onda belki de bu evlilik işi iyi olacak kızım Ece. Aradım bunu herşeyi söyledim. Yarın gideceğimiz yeri de söyledim. Gelsin de görsün dünyayı....

Kalbimde Ki MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin