Demek bin kişi olduk ha? *konfetiler!*
"Evde dört kişi kaldık Seb... Kan kaybettik farkında mısın?" dedi Blair, kucağındaki Dino'nun başının arkasını okşarken.
Sebastian kolunun altındaki kızı iyice kendine çekti ve elindeki kediyi kaldırdı.
"Sende Dino var, bende de Dora. Neden kan kaybetmiş olalım?"
"Ya öyle değil işte, anla. Robert ve Amber da işte. Bu evdeki sükunet bana hiç yaramıyor, dövüşmeyi özledim."
"O zaman dışarı çıkalım?"
Blair omuz silkti.
"İstemiyorum, çok soğuk. Zaten hava durumu da yağmurlu gösteriyor."
"Ama sen yağmuru seversin?"
"Tercihen yaz yağmuru ama Seb! Çıkıp hasta olsam bakacak mısın ki bana?"
Sebastian gülümseyerek kızın Dino'dan ayrı olan elini kavradı ve parmak uçlarına öpücükler kondurdu.
"Her zaman bakarım ben sana! Ama hasta olmanı istemem tabii ki."
Blair kıkırdayarak elini adamın avucundan çekti ve adamın çenesini kavrayıp başını hafifçe geriye döndürdü.
Parmakları Sebastian'ın kirli sakalında gezerken dudakları adamın dudağının hemen kenarını buldu ve onu uzunca öptü.
Sebastian mest olmuş bir ifadeyle gözlerini kapatmışken Blair, adamın mükemmel yüz hatlarını inceliyordu.
"Kedi misin sen?"
Sebastian, gözleri hâlâ kapalıyken muzip bir ifadeyle kucağındaki Dora'yı yanağına doğru kaldırdı ve sordu.
"Bilmem, benziyor muyuz?"
"Ay ama yiyeceğim sizi!"
Blair, elindeki Dino'yu yere bırakıp azad ettikten sonra koltukta Sebastian'a döndü önünü.
Adamın beline sarılıp başını onun göğsüne yasladı.
Bu sırada Dora da kaçmıştı.
Sebastian ise şaşkın bir ifadeyle sevdiği kadını süzüyordu.
Tıpkı bir koala gibi kendine sokulan kıza gülümsedi ve kollarını ona sardı.
"Ölene kadar böyle kalabilirim..."
"Ölmek yok!"
"Gülmek var!"
-
Londra
Sabahın ilk ışıkları gözüne vurduğunda başını döndürdü.
Burnuna vuran kokuyla yüzündeki rahatsız ifade, mayışmışlığın etkisiyle tatlı bir tebessüme evrildi.
Burnunu adamın boynuna bastırdı iyice ve derin bir nefes aldı.
Adam, bu hareket üzerine kıpırdansa da pozisyonunu bozmadı.
Dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı ve çenesini kızın başına yasladı.
İlk uyanan Belle oldu, göz kapakları birbirinden ayrıldığında James'in boynuyla karşılaştı.
Onunla sarılıp uyumak, şu hayatında yaptığı en doğru şey olabilirdi...
Adama daha sıkı sarıldı ve burnunu çenesine sürttü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
like cats n' dogs|rdj
HumorEğer 32 yaşındaki bir Robert Downey Jr'sanız, hayat gerçekten güzel...