14|welcome to the club

121 12 94
                                    

Anahtarları masanın üzerine koydu ve adamın yanına oturdu.

Sarışın adam, kafenin en ucundaki masaya oturmuş dışarıyı izliyordu.

Kendini fark etmesini umursamadan karşısındaki koltuğa oturdu ve gülümsedi.

Sanki dakikalar önce ağlamamış gibiydi.

"Chris." dedi ve paltosunu çıkarmaya girişti.

Bu sırada Chris, onun kendisini n'asıl burada bulduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Belle? N'asıl buldun beni?"

"İç güdü." diyip omuz silkti kız. "Benim iyi olup olmadığımı bilmiyorken uzak bir yere gitmezdin. Bu da ilk seçeneği burası haline getiriyor."

Chris hafifçe güldü ve kahvesini yudumladı.

"Beni çok iyi tanıyorsun."

"Çoğu insanı tanıyamadığım kadar hem de..."

-

"Gerçekten de mükemmel bir bölümdü!" diye şakıdı Kate. "Chloe döktürmüş."

Amber sırıtarak ekledi. "Iain ve Liz'i de unutmamak gerek."

"Şu Clark'ı hep es geçiyorsunuz bayanlar." dedi Richard.

O sırada Rob girdi araya.

"Ah peki ya o Ajan May... At gibi hat- Ah! Acıttı!"

Amber'ın şaplağı üzerine yerine sindi ve bir kedi gibi Amber'a sırnaşmaya çalıştı.

"Brett'in dizide ve gerçekte bu kadar farklı olmasına ne diyeceksiniz? Adam on numara oyuncu resmen!"diyen Kate'i Amber susturdu.

"Onun oğlu asıl on numara oyuncu. Şu Robert'a neler çektirdi bilsen!" dedi sırıtarak.

"Cidden mi?" dedi Kate ve kıkırdadı.

Bunun üzerine Rob, gözlerini kısıp Amber'ı sertçe kolları arasına aldı.

"Öyle sevgiliyi ifşa etmek falan yok ama Bayan müstakbel Downey."

"Ay çok beklersin canım." dedi Amber ve Rob'un kolunu ısırdı.

"Ah! Sen ne biçim canavarsın ya?"

"Oreo yemediğinde gözü dönen türlerden! Markete git de oreo al bana köle!"

"Senin karşında köle y-" diyeceği sırada Amber'ın oreo saçan bakışlarıyla karşılaşmasıyla sus pus oldu ve ayaklandı.

"Emredersiniz kraliçe hazretleri."

Blair bu gördükleri üzerine cin gibi bir bakışla Seb'e döndü ve onun dokunmaya kıyamadığı poposuna birkaç şaplak geçirip ayaklanmasını sağladı.

"Sen de takıl peşine. Bir işe yarayın."

Sebastian önce mabadındaki ele şaşırıp sonra da bu sözleri duyduğunda garip ve muzip bir ifadeyle Blair'e baktı.

"Siz ne işe yarayacaksınız peki hayatım?"

"Kadınlar, buranın güzelleşmesini sağlar bebeğim. Haydi. Çıkarttırma bana boks eldivenlerimi."

"Pekala Bayan müstakbel Stan. Gidiyorum."

-

"Ne oldu?" dedi Chris kahvesinden bir yudum alırken.

"Kimseye anlatmayacağına söz verirsen anlatırım."dedi bunun üzerine Belle, kahvesiyle uzun uzun bakışarak.

"Anlatmam güzelim, haydi."

like cats n' dogs|rdjHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin