Sanki rüzgâr uğultusu ile benimle konuşuyordu. Bir yanlışım olduğu zaman serin bir rüzgâr geliyor beni derinlere götürüyordu. Hayal gücümde ben bu olaya derin düşünmek diyorum. Ama bir doğru yapsam bir güneş çıkıyor havada parlıyor. Ama sadece benim için parıldıyor bu güneş sadece benim için.
Okulun ilk günüydü bu gün. Yeni okulumun ilk günüydü. İçimde tuhaf bir duygu vardı. Okuluma girdim ve dersimin olacağı sınıfa gittim. Yanı boş olan sivilceli, gözlüklü ve diş teli olan kızın yanına oturdum;
- Merhaba.
Kız;
- Merhaba. Hey sen yeni mi geldin? Seni daha önce görmedim okulda.
Ben;
- Evet yeniyim. Ben buraya Gültepede ki Endüstri Meslek Lisesi'nden geliyorum. Gültepe'den taşınınca hele ki böyle Üsküdar gibi bir yere taşınınca doğal olarak okulumu değiştirmek zorunda kaldım, dedim ben de hafifçe bir gülerek.
- Senin için kötü olmuş olmalı. Sonuçta arkadaşlarından ayrıldın, dedi sesi hafif titremişti.
- Evet öyle oldu ama bi yandan da yeni arkadaşlar edineceğim için mutluyum. Bu arada ben Rüya.
- Ben de Ece. Tanıştığıma memnun oldum.
- Bende memnun oldum, dedim gülümseyerek
Çok geçmeden hoca geldi. Ders coğrafyaydı. Yani en kötü ve en sevmediğim ders.
Öyle böyle derken zil çaldı. Kitaplarımı toplayıp dolabımın yanına gittim. Her zaman ki gibi aynı. Dağınık ve düzensiz. Zaten dağınık olan bir yerden nasıl düzenli olmasını bekleyebilirsiniz ki?
Dolabımı biraz olsun düzeneldikten sonra yemekhaneye indim. Kurufasulye, pilav ve yeşil mercimek vardı. En iyisi kantine gidip karışık bir tost almaktı.
Tostumu aldıktan sonra bir masaya oturdum ve okulu biraz olsun tanımaya çalışıyodum. Bir develet okuluna göre fazla lüx bir okuldu. Yani sanki bana fazlaydı bu okul.
Ece yanıma geldi.
- Selam, dedi.
- Selam.
- Alışabildin mi okula? Yani hala kendini yabancı hiss etmiyorsun değil mi?
- Hayır hayır seninle tanışınca daha bir rahat oldum koskocaman okulda, dedim ve yüzüme kocaman sahte bir gülücük kondurdum.
Gitti ve elinde bit çayla geri döndü. Oturdu yanıma ve;
- Sana bir sır vereyim mi?
- Sen bilirsin.
- Tamam o zaman, dedi ve yan masada üç kişi oturan grubu gösterdi.- Onlar varya hani yaşlarının on altı olmasına rağmen dün onları gece kulübünde gördüm, dedi ve bir elini ağzı ile kapataıp diğer eliyle masaya vuruyordu. Aynı zaman da zıplıyordu da. Sanırım gülüyordu o şu an.
- Ece yoksa bana seninda gece klubüne falan gittiğini söyleme.
- Yok be Rüya sence ben öyle bir kız gibi mi duruyorum. O gece kulübünde Abim çalışıyor da onun yanına gitmiştim. Onları sahne de dans ederken gördüm. Hee bir de onların fotoğraflarını çektim, dedi ve yine aynı hareketi yaptı.
Telefonunu çıkarttı ve bana çekmiş olduğu fotoğrafları gösterdi.
- Ece bunları sileceksin değil mi?
- Sence silmem mi gerekiyor?
- Elbette, başka ne yapabilirsin ki?
- Ben ailelerini ve tüm okula atmayı düşündüm fotoğrafı.
- Böyle bir şeyi nasıl yapabilirsin?, dedim şaşırarak.
- Onlar da bana sürekli şaka yapıyorlar. Bir keresinde sırama oturduğumda daart diye bir ses geldi. Arkamı dönüp baktığımda Merve kıkır kıkır gülüyordu. Her seferinde bu olaylardan dolayı daha da bir utanıyorum insanlardan. Daha çok içime kapanıyorum. Ailem beni bu durumlardan dolayı psikiyatriste bile götürmeyi düşündü.
- Boş ver Ece sen onları. Herkesin doğrusuda yanlışı da kendine.
Gerçekten den de öğut verci bir konuşmaydı.