KAYIP

50 8 1
                                    

Aradan geçen bir yıldan sonra tekrar merhaba.

12 Şubat 2016

"Teni soğuktu kırmızı gözleri cehennem ateşini anımsatıyordu. Ellerindeki yaralar, vücudunaki izler herşeyin bir sebebi vardı. Gece yarısı olmuştu, dar bir sokakta arkasına bakmadan koşuyordu. Nefesi kesilene kadar tükenene kadar koşuyordu. Teni soğuktan kızarmıştı, elleri ise bıçak gibi keskindi. Yüzünde ruhsuz bakışlar barındırıyordu. Koşmaya devam ediyordu korkuyordu, ruhsuzdu, Akselden nasıl kaçacagını hiç düşünmedi. Sadece iç sesini dinledi " yapabilirsin Vira kurtulabilirsin".

"VİRAA"!
Bu ses ona aitti. Akseli görmeyeli iki yıl olmuştu. İki yıl sonra tekrar karşıma çıktı. Hiç değişmemiş aynı yüz hatları, keskin çenesi, kahverengi gözleri ve kirli sakalları iki yıl geçmesine rağmen hiç değişmemişti.

Sesi duyunca koştum, koşmadım ondan kaçıyordum nereye gittiğimi bilmiyordum. İki yıl geçti aradan, tam iki yıl hayatımı düzene sokmuştum şimdi ise tekrardan başlıyoruz.
Belkide başlamadan bitecekti bizim hikayemiz başı ve sonu olmayan hikaye belkide hiç yazılmadı gibi yaşanacaktı. Peki yaralar kabuk bağladıktan sonra eski haline gelebilecek mi?

O dar sokağın sonuna gelince durmak zorunda kaldım,çıkış yoktu bir kapı vardı o kapıdan içeriye attım. Bu kapı tünel gibi bir yere açılıyordu. "Viraa dur konuşmamız gerek." Onu görmek istemiyorum sesi bile kulağımı tırmalarken yüz ifadesi ruhuma neler yapardı?
"Git başımdan Aksel iki yıl sonra neden geri döndün ha? Amacın ne?"

Koşmak bana en iyi kaçış yoluydu tünelden çıkınca kendimi bir apartmanın boşluğunda buldum. Belki burası benim kaçış yolumdu. Merdivenlerden çıkmaya başladım, Akselde geliyordu. Nereye gidiyorum? ben nasıl kurtulucam? Merdivenlerin sonunda bir kapı kapıyı gördüğüm, gibi açmaya çalıştım " lanet olasıca açılsana, hadi ama" kapı bir anda açılırken yere savruldum. Kalktığım gibi kapının dışına attım kendimi, burası çatıydı.

Arkamda bir gölge belirince kendimi öne attım. Bu oydu Aksel.
"Hiç yakıştıramadım sana Vira tam 2 saattir koşuyorum dursana güzelim sana anlatıcaklarım var beni dinlemek istersin belki ne dersin?"
"Kes sesini! Sakın yaklaşma Aksel sakın!! Aklından geçenleri biliyorum."

Gittikçe yaklaşıyordu kendimi bir an çatının son basamağında buldum. Korkuyormuydum. Evet neyden peki ? 16. kattan düşüp ölmektenmi? Tabikide hayır.

"Dur düşüceksin Vira sakın kıpırdama bak tamam mı?"Sesinde endişe vardı huzursuzluk vardı. Benim 16. kattan düşüp ölmemden mi korkuyor yoksa başına bela olmamdan mı? Yine aynı Aksel mi acaba? Yine şerefsizlik peşindemi? Amacı ne? Kafamda dönen bu sorular bir anda sustu. Şuan 16 katlı bir apartmanın çatısındayım.
Ne yapıcam peki ölümü mü seçicem yoksa Akselle savaşmayı mı?

Gittikçe yaklaşıyordu gözlerinde korku vardı elleri titrerken bana bişey anlatmaya çalışıyordu. Ama ne?
"Yaklaşma! Yaklaşma Aksel!" sesim kendimle çatısır gibi çıkmıştı. "Vira! Dur bak tamam mı? Kıpırdama sakın düşeceksin şimdi. Söz veriyorum sana bak hiçbirşey olmayacak sana yemin ediyorum Vira."

Tekrar ona güvenebilicek miyim? "Canım acıyor Aksel."
Üşüyormuydum? Evet üşüyordum. Usul usul çöküyordum. Sonbahardayım.

Bir adım sadece bir adım ya arafa gidicektim yada savaşacaktım o bir adım sayesinde.


3 yıl önce Eskişehir Hangover Bar 14 Ocak Saat 23:17

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 05, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KAYIP GÜNDÜZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin