Ilık bir bahar akşamı dışarda çiseleyen yağmuru izliyorum çiçekli penceremden. Kasımpatıların yaprağına düşen her damla da seni düşünüyorum. Çiçekler nasıl hayat buluyorsa suyla bende senle canlanıyorum yaşadığımın farkına varıyorum.
Sonra gözüm yaprakta biriken damlaya takılıyor yağmur yağdıkça büyüyen ve büyüdükçe yavaş yavaş yaprağı terketmeye hazırlanan damlaya . damlanın yaprağı terketmesine mi üzüleyim yoksa toprakla buluşmasına mı sevineyim bilemezken kendimi sende buluyorum. Seninle yaprak gibi ayrı mı düşücez yoksa toprak gibi birleşecek miyiz diye düşünmekten kendimi alıkoyamazken , toprağın damlayı nasılda bağrına bastığına şahit oluyorum böyle bir özlem böyle bir kucaklaşma görmedim ben. Aylarca yağmuru beklemiş toprak gibi seni bekliyorum bağrıma basmak için gel ey sevgili yağmur dinmeden...