Uçurum.

Yeni gün

Alarm çaldı daha saat 5:30'du.Yerde ve iç içe yattığımız için heryerim tutulmuştu. Bu yorgunlukla hem işe hemde okula nasıl gideceğimi bilmiyordum benim önümde uzun ve zorlu bir yol vardı daha çok küçüktüm ama kendime çok güveniyordum bu düşünceleri beynime tekrar aşılayarak yerimden doğruldum ve mutfağa yöneldim kahvaltı hazırlamak için buzdolabını açtığımda dolapta peynir,zeytin ve 2 yumurtadan başka hiçbirşey yoktu bu anneme ve 4 kardeşime nasıl yetecekti. Dün montumun delinmiş cebine parayı koymasaydim belki bugün birkaç yumurta alabilirdim, daha fazla zaman kaybetmeden üst kattaki komşumuz Necla teyzelerin camına baktım ışığı yanıyordu .Necla teyze çok yaşlıydı ve bizi çok severdi ama o yaşına rağmen her işini kendi yapardı ve bu benim çok hoşuma giderdi hemen üst kata çıkıp kapıyı çaldım. Kapıyı daha önce hiç görmediğim çok yakışıklı benim yaşlarımda bir erkek açtı,saçım dağınık üstümde ince bir penye altımda paçaları aşınmış bir pijama ve ayağımda parmak uçları yırtılmış bir çift terlik vardı. O anda ne yapacağımı şaşırdım utancımdan yerin dibine girecektim sanki, o iğrenç ses tonumla Necla teyzeeee diye bağırdım karşımdaki çocuk "Kapıyı ben açtım görmüyor musun? Ne istiyorsun bu saate çabuk söyle" dedi. "Üç yumurta sadece üç yumurta bu saatte bakkal açık değil de o yüzden."dedim. Bana burda beklememi söyledi kimdi bu yakışıklı Necla teyzenin evinde ne işi vardı ?
Bu derin düşüncelerden çıkarak üç yumurtayı kaptığım gibi merdivenleri hızla indim. Eve geldiğimde annemin uyandığını gördüm annem nerede olduğumu sorunca yukarı çıkıp yumurta aldığımı söyledim beni öperek "Haydi kahvaltı hazırlamaya!" Dedi. Annemle beraber kahvaltı hazırladık, kahvaltı yaptıktan sonra Duru'nun ve Ezra'nın saçlarını ördüm. Duru ve Ezra ikizdi ve 5.sınıfa gidiyorlardı. Onların saçını ördükten sonra annemle beraber üstümüzü giyip evden çıktık sokağın sonuna geldiğimizde birbirimizden ayrıldık.