2. BÖLÜM

34 2 0
                                    



AZRA KILIÇ-APTAL SARIŞIN

Ağzımda ki bu iğrenç tadta neyin nesiydi böyle? Ağzımda bok varmış gibi hissediyordum. Ah! Bu koku midemi bulandırmak için gayet idealdi. Yavaş yavaş gözlerimi açtığımda tepemde parlayan ışıkla irkildim ve gözlerimi bir kaç kez kırptım. Sahi neredeydim ben şuan?

Dikilip etrafıma baktığımda okulun revirinde olduğumu gayet iyi anlamıştım. Bu gelişi güzel işe yaramayan revirimiz kesinlikle tahmin edilebilirdi. Etrafa bakınırken gözlerim camın önünde doktorla bir şeyler konuşan çocuğa kaydı. Ben burada ölüyorum çocuk doktoru tutuyordu.

Neden bilmem ama sinirlenmiştim. Sonra durup düşündüğümde benim genelde sinirli olduğum aklıma gelmişti. Ama bu seferkinin nedeni kimsenin yanımda olmamasıydı. 'Ah iyi misin? Bizi çok korkuttuğunun farkında mısın? Bir daha böyle şeyler olmasına izin verme. Kendine dikkat etmelisin.' Böyle cümleler duymam gerekmiyor muydu? Arya kuşum neredeydi? Aklımda deli deli sorular dönüyordu.

En son bunun böyle olmayacağına karar verdim. Yavaşça yatağın kenarında bacaklarımı sarkıtıp oturdum. Ah ben bu serumu nasıl sökecektim. Dizilerde gayet cool bir çekişle yapıyorlardı oysaki.

Ben serumla uğraşırken "Daktırım benim ya iyiyim ben iyi, gelme sen hiç yanıma zaten." Diye söyleniyordum. En son başardığımda "Ya cidden yetenekliyim ya. Valla fazla cool olmasa da iyi yaptım iyi. Allah'ım çok tatlı oldum. Şu kolumda ki morluğun seksiliğine bak bir ya. Allah'ım tövbe..." Diye kendi kendime söylenmeye devam ettim.

"Yalnız bir insana çarptığında bayılan bir kızın o seruma ihtiyacı var bence." Duyduğum sesle birden gelen korku ve heyecanla "VALLAHİ İYİYİM DAKTIRIM.! AMAN BE DOKTOR!" Diye bağırmama engel olamadım.

Nefes alışlarım çoğalmış aynı zamanda yere düşmüştüm. Yere düştüğümde acıyan bileğim en son düşüşümü hatırlatmıştı. Acı içinde yüzüm buruşurken ekşimiş bir sesle. "Kapının varlığından haberiniz vardır umarım. Bakın şu hemen arkanızda böyle gümüş kulplu böyle krem renginde sizin boyunuzda neredeyse. Hatırladınız mı? Şimdi oradan... neyse."

Bu doktor ne ara gelmişti buraya acaba. Fazla genç duruyordu. Ve yakışıklı. Böyle doktor mu olur be demiştim içimden. 

Ardından doktoru kesmeyi bıraktığımda kapının önünde burayı izleyen kişiyi fark ettim. Fark etmemle direk göz göze geldiğim bu adam direk ortadan kaybolarak durumu garipsememe neden olmuştu. Ama pek takmamıştım. Sonrasındaysa bakışlarım bileğime gitmişti ve sargılı olduğunu görmüştüm. Düşündürücüydü. Beni kim buraya getirmişti?

"İlk öncelikle küçük hanım ben doktor değilim, stajyerim." Deyip bana doğru yaklaştı doktor bey. "Ve sizinde kapının varlığından haberiniz yok herhalde. Öyle koridorlarda çılgınca koştuğunuza göre." Ve iyice yerdeki bedenime yaklaştığında bir kolunu belime diğer elini de koluma koyduğunda istemsizce tüylerim diken diken olmuştu.

 Kokusu ve bedeni fazlaca yakındı bana şuan. Ve evet birazdan tekrar bayılırsam garip kaçmazdı değil mi? "Birde şu detay var ki siz kapıya çarptığınızı sanıyorsunuz ama az önce giden kişiye çarptınız." deyip göz kırptı ve bir gülüş gönderdi. Dibimdesin zaten vicdansız daktır demek istesem de sustum ve yutkundum. 

İlk öncelikle şaşırsam da bunu belli etmek istemiyordum. Çünkü bende bilmiyorum, boş verin. Böyle bir öküze çarpıp bayılmak birazcık utandırıcı olabiliyordu tabi. Hiçte özür dilemiyordu cidden tam bir öküzdü. Bunu altın harflerle yazmak istiyordum şuan sadece gözlerini gördüğüm o adamın anlına.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 29, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kız Kardeşim; Aptal SarışınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin