"Her zamanki günlerden birini yaşıyoruz.
Uyanıyor, okula gidiyor, ve okuldan eve geliyoruz.
Ama bugün okulu astık.
İnan ki bana okula sadece seni görmek için geliyordum.
O ortamdan biraz da olsun uzaklaşabildiğimiz için çok seviniyorum.
Beni sakin bir ormana götürüyorsun.
Ormanın tam ortasından bir ırmak geçiyor.
Etraftaki ağaçlardan ırmağın üstüne sararan yapraklar düşmüş,
Ve bu görüntüye hayran hayran bakıyorum.
Sana döndüğümde bana baktığını fark ediyorum.
El ele bir süre oturup ırmağı izliyoruz.
Sonra bir an da bana dönüyorsun ve kendine çekip sımsıkı sarılıyorsun.
Sarılışına anında karşılık veriyorum.
Kokunu hiç unutmamak ister gibi içime çekiyorum.
Çok güzel kokuyorsun chang.
Sonra beni kendinden ayırıyorsun ve saçlarımı okşuyorsun.
Hiç beklemediğim şey oluyor
Bana evlenme teklifi ediyorsun.
Hem de senden beklenildiği gibi çok romantik bir şekilde
Sonsuzluğu gördüğüm gözlerine bakarken sonum olur musun, benimle evlenir misin Heesun?
Seni reddetmeyeceğimi ikimiz de çok iyi biliyoruz.
Hiç bir şey demiyorum ve seni öpüyorum chang.
Birbirimizden ayrıldığımızda elinden kırmızı kutuyu çıkarıyorsun ve yüzük parmağıma yüzüğü takıyorsun.
Gözlerimizin içine bakıp tebessüm ediyoruz.
Alnımı öpüyorsun.
İkimiz de aynı anda söylemeyi en çok sevdiğimiz şeyi söylüyoruz.
Seni seviyorum.
Sana me ara bu kadar tutuldum bilmiyorum ama hayatıma girdiğin için minnettarım chang.
Seni fazlasıyla seviyorum."
