Apollo,
Mesela sen acı çekmiyorsun benim için,
Ben acı çekiyorum ama. (Genellikle bütün acıları üstüme aldım şu sıralar, sen güneşte parla diye yeniden.)
İnsan sevdiği için acı çeker.
Apollo mesela ben sevdim mi seni hiç? Hatırlıyor musun öyle bir şey?
Nisan ayı olmalıydı, Güneşli bir günde -o gün yağmur yağsaydı eğer, daha sıkı sarılırdın- o gürültü ve şefkat arasında, -üzerinde suçluluğun gölgesi vardı- sana söylemiştim öyle bir şey. "En çok seni sevmiştim mi ne" o tarz bir şeyler çıkmış ağzımdan, çıkmış olmalı yani. "Sevmiştim" şimdi bunu hatırlıyorum, peki bunu söylerken seni seviyor muydum? Belki, ama ses tonunu beğenmemiştim.
Açıksözlülük! İşte sen Apollo, yeniden kaçtın! Duygulardan, aşktan, benden -içimde gördüğün bir güç vardı, korksanda gördüğün için mutluyum- hep kaçtın, madde ile varolup, soyut ile uçtun. E uç Apollo, kaç, reddet, hatta git Apollo. Güneş doğar ben yeniden severim seni nasıl olsa. Sadece, ona kök salma, kaderinde uçmak varsa, kaçmak varsa, uç kaç, ama ona kök salma. Yoksa daha çok severim seni, sonra sen daha çok tatmin edersin kendini...
