BİR UZAYLI ROMANI

Her Şey Çok Güzel

Akşam olmak üzereydi. Ev ahalisinin keyfi yerindeydi. İzledikleri Türkiye - İngiltere maçında Türkiye 1-0  galip gelmişti. Beklenmedik bir galibiyetti. Bağırmaktan ev ahalisinin sesi kısılmıştı. Hatta komşular kavga ediyorlar diye zillerine basıp her şey yolunda mı diye kontrol etmeye gelmişlerdi. Her şey yolundaydı ta ki Türkiye gol atana kadar. Maç bitti ve herkes o altın cümleyi duymak istiyordu.Evin annesi olan Seda Hanım bağırdı:

-"Yemek hazır." Fakat maçı izlerken çok bağırdığından dolayı sesi çıkmıyordu. Sesini kimseye duyuramamıştı. Bunun üzerine eline kaşığı alıp tencereye vurmak zorunda kaldı. Ancak o zaman evin dikkatini çekebilmişti. Sesi duyan ev ahalisinin gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Herkes sırayla sofraya toplandı. Yemekte çorba ve hamsi tava vardı. Yemeğe başlamadan önce her zaman olduğu gibi yemek duası yapıldı. Türkiye galibiyeti için şükranlarını sundular. Evin babası olan Rıza:

-Bu galibiyet ile keyfimiz yerine geldi.Yarın ne yapmak istersiniz bakalım diye sordu. Evin en büyük çocuğu olan Kürşad:

-Sinemaya gidelim. Yeni bir film çıkmış. Adı "GELECEĞE DAİR" diye bir film. Bu aralar herkes onu seyrediyor.Bilim Kurguyu konu edinmişti. İzleyenler çok güzel bir film olduğunu söylüyor. Eğer kız kardeşim de kabul ederse sinemaya gidelim. Evin en küçük çocuğu olan Selin:

- Benim için fark etmez. Sinemayı bende severim. Ama patlamış mısır alacağınıza söz vermelisiniz ve sizinkiler bittiğinde benimkilere dalmak yok ona göre. Kürşad ve evin babası Rıza bu söze çok gülmüşlerdi. Evin annesinin ise yarın yapılması gereken tonla işi vardı. Çamaşırlar yıkanacak, kurutulacak, ütülenecek,temizlik ve yemek yapılacak. Ev hanımı olmak zor işti. Rıza, evin hanımı olan Seda'ya dönüp:

-Sende gelmek ister misin Seda , sinemadan sonra dışarıda yiyebiliriz. Senin içinde çocuklar içinde iyi olur. Hava değişikliği olur. Seda hanım çok içten bir of çekerek:

-Yarın yapılması gereken tonla işim var Rıza .Siz keyfinize bakın. Benim yerime de eğlenin. Rıza yüzünü buruşturdu ama karısının haklılık payı olduğunu biliyordu. Onun için üstelemedi. Önce çorbalar su gibi içildi ve daha sonra hamsilere yöneldiler. Yemek yerken günlük işlerden konuştular. Okul, dersler , iş gibi ... Yemek yenildikten sonra çocuklar ödevlerini yapmak için kendi odalarına koşuştular. Kürşad üniversite 1. sınıf radyo,sinema ve televizyon bölümünü okuyordu. Okuduğu bölümü çok seviyordu. Sinemalara düşkünlüğü vardı. Büyüyünce yönetmen olmak istiyordu. Küçük kız kardeşi ise daha lise 1' e gidiyordu. Lise 1 bütün çocuklar için kırılma noktası olarak görülüyordu. Onun için aile bireyleri Selin ile ellerinden geldiği kadar ilgilenmek durumunda kalıyordu.

Kürşad derslerini bitirdikten sonra müzik dinlemeyi çok seviyordu. Dnr'dan aldığı yeni aldığı kulaklığı çok sevmişti. Ne dışarıdan sen alıyor ne de dışarıya aşırı derecede ses veriyordu. Bu kulaklık onun için yapılmıştı sanki. Müzik listesini açtı ve rastgele seçim yaptı. Ve çıkan şarkı TroyBoi (feat Diplo&Nina Sky)... Bu şarkının ritmini çok seviyordu. İyi bir seçim olmuştu. Şarkı başladıktan sonra şarkıya eşlik etmeye başladı.

"Ooopenn,Living for the night like it is golllldennn,Yeah I came to win I'm never follldinnng,I just wanna dance among the starrrrs,These Afterhourrrs got me charged anddd Ooopenn......Afterhours got me chargedddd,T-R-O-B-O-İ" Bu şarkıyı defalarca dinledi. Sıkıldıktan sonra rastgele bir arama daha yaptı. Bu seferde Barış Manço - Benden Öte Benden Ziyade şarkısı geldi. Barış Manço'yu çok seviyordu. Önceden Barış Manço'yu bilmezdi . Babası oturma odasında dinlerken rast gelmişti ve çok beğenmişt. Birçok arkadaşı Kürşad sayesinde Barış Manço'dan haberi olmuştu. Ve bu şarkıya da eşlik etme sırası gelmişti.

"Bu akşam yine garip bir hüzün çöktü üstüme,Hücrem soğuk bir tek sen varsın düşlerimde,Demir kapı yine kapandı ağır ağır üzerime ,Kelepçeler yine vuruldu kilit kilit yüreğime...Sabret gönül sabret, sakın isyan etme,Bir gün elbet bitecek bu çile, isyan etme Dört kitaptan başlayalım istersen gel söze... Orada öyle bir isim var ki kuldan öte kuldan ziyade ,O'nu düşün O'na sığın O senden öte benden ziyade "

Artık saat 11 i geçmek üzereydi. Artık yatması lazımdı. Müziğin sesini kısarak bir kaç şarkı daha dinlemek istiyordu.Fakat uykusuna yenik düşüp kulaklık kulağında uyuya kaldı. Saat ise 12'yi geçmek üzereydi.