Nerede olduğumun farkında değilim.Aslında bir yerde miyim o bile belli değil,nasıl buraya geldim, saat kaç,hangi yüz yıldayız hepsi benim için muamma.Gizemli bir gerçeklik hakim.Bir koltuktayım,benim salonuma benzeyen bir oda,odanın içi geceden daha karanlık,yalnızca zayıf bir mum ışığı,rüzgarın etkisiyle ışınını savuruyor sağa sola.Ve karşımda bir kadın,kısa küt kesilmiş saçları,düzgün burnu,dolgun ve kırmızı dudakları.Koyu pembe deri ceketinin içine hiç bir şey giymemiş gibi duruyor.Ceketin fermuarı gerdanına kadar açık,göğüs çatalının başlangıcı gözüküyor.Altında kalçasının başladığı yerde biten bir etek ve bembeyaz bacakları. Ellerim titriyor,koltuktan kalkmak istiyorum ama beceremiyorum,hiç bir uzvuma hükmedemediğim açık.Kadın fermuarını,kalbimi göğüs kafesinden taşıracak kadar açıyor.İçi tamamen boş değilmiş,rujunun renginde sütyeninin hatları belli oluyor.Damarlarımda pompalanan kanlar,dünyadaki bütün arabaların motorlarını çalıştırabilecek kuvvette.Karşımda en fazla on dokuz yaşında bir kadın var,ben kırk yılı geride bırakalı çok oldu.Bunun gerçek olabileceği ihtimalini beynim kabul etmiyor ama bedenim birazdan alacağı muhtemel zevkin hayaliyle yanıp tutuşuyor.Kadın yaşadığım ikilemleri hiç umursamadan ceketini vücudundan bir fazlalığı atamış gibi fırlatıyor. Artık yalnızca elimden küçük olan eteği ve benim diyen delikanlıya pembe puantiyeli pantolon giydirecek kadar etkili sütyeniyle kalıyor.Bu daha ne kadar devam edecek diye düşünürken,o düşüncelerimi eliyle yırtarcasına gelip kucağıma oturuyor. Kalçasından kasıklarıma geçen ısıyla birlikte bunların hepsinin bir rüya olduğunu kavrıyorum. Neredeyim ben,neler oluyor.
Binlerce farklı ses , üst üste. Sinemanın altın kuralının içine eden. Tanımadığım suratlar yüzlerce değil binlerce , kana susamış tezahuratlar ,ortaçağda mıyım? Elleri havada kızgın adamlar , sebepsizce. Gece ama çok aydınlık, gözüme çakan ışık ve et . Sesler kesilip tekrar artarken yarım saniyelik boşluk ve yüzümde şimşek. Neler olduğunun farkında değilim.
Çıplak bir adam var karşımda. Ve midemde balyoz etkisi. O anda kurtarıcı bir zil. Gong sesi . Geri çekilip köşeme oturduğumda durumun farkındayım. Daha dördüncü raund ama ben nakavt olmuşum , ayakta nakavt. Yalnızca ben farkındayım.Bu maçı kazanmama olanak yok ama hala gaz veren bir antranörüm var. Bitti ulan işte , ağzım çenemin üzerinde değil gözüme çıkmış hala ne taktiği , bir an önce yumruğu alıp devrilmeliyim , şuan tek hayalim bir kutu ağrı kesici yutup yatağa zıplamak.
Ve ikinci zil sesi ,ayağa dikilmem için . Kendime üç saniye veriyorum. Yalnızca üç. Karşımda bir insan azmanı alman var. Hani lan hormonluydu bunlar. Hakemin komutuyla birlikte bir sağ adım bir sol adım ve mutlu son. Öyle bir sol aparkat yiyorum ki, koç başıyla vurulan kale kapısına dönüyor suratım.
Çok fazla nakavt tecrübem yok benim , o yüzden her seferinde zaman yavaşlar. Düşerken daha bir seçici olurum algıda. Ve o an , tam yüzüm yeri öpmeden bir saniye önce gözlerim gözlerine değiyor. Bir kadın , yaratılırken fikrim alınmış gibi. Nasıl bu kadar kısa bir sürede ezberledim yüzünü hiç bir fikrim yok. Kalın kırmızı dudaklar , simsiyah gözleri ,ince burnu sanırım soğukta kalmış biraz kırmızı. Aslında kadın tam anlamıyla kırmızı.Keşke adını bilsem.Adını bilmiyorum ama tanıyorum,bu o, odamdaki kadın. On , dokuz ,sekiz..
������9e�_ H�
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Raund: Kahpe Kadın
Mystery / ThrillerYaşlı bir boksör ve genç bir üniversite öğrencisi kadın arasında geçen, gerilim öyküsü.