Bölüm 1/ Hell Sokakları

125 9 2
                                    

Keyifli Okumalar!

-

-

-

-


Karbondioksitten uyuşmuş beynim artık yattığım soğuk betondan kalkmam için alarm veriyordu. Elimi yattığım betona destek almak için bastıracağım anda soğuktan çatlamış ve kırmızılaşmış dudaklarını araladı ve mavi boncuk gözlerini ellerinden çekip gözlerime odakladı . ''Gel buraya.'' dedikten sonra elini kavradım ve yerimden kalktım. O asamı bana uzatırken ben onu bir daha görmenin verdiği sevinçle boynuna sarıldım. Burnumu boynuna değdirdiğimde bunca toza,pisliğe rağmen hala mis gibi koktuğunu fark ettim. Karşılık olarak çenesini boynuma koyup sarılırken ''Ronald ve Harmonie nerede?'' diye fısıldadı. Nefesinin boynuma değmesi ile tüylerim diken diken olmuş bunca atraksiyona rağmen üşümeme sebep olmuştu. Birbirimizden ayrıldığımızda yüzüne bakarak tebessüm ettim ve ekledim ''Birini bulursak diğerini de bulacağımıza eminim. Çıkıyorlar sonuçta . Ayrılmaz onlar.'' Tekrardan uzattığı asamı sonunda almıştım. Sağ elime aldığım asama bakarken Harry'nin solak olmasından dolayı ellerimiz yan yana gelmişti. Eline doğru elimi uzattığımda oda bana doğru elini uzattı. Ellerimiz cam kırıkları , keskin herhangi şeylerden dolayı yara bere içinde kalmıştı.Elini hafif sıktığımda o da benim elimi sıktı ve gözlerime bakarak hiç ses çıkarmadan konuştu. Korkma ben hep buradayım..

Darmaduman olmuş Hell sokaklarında emin adımlarla ilerliyorduk. Adının Hell olduğuna bakmayın isminin tersine cennet gibi bir yerdi. Tabii ismi lazım değil gelmeden önce.. ''Harry.'' dedikten sonra nedensizce bir kaç saniye düşündüm. Sözcüklerimi tamamlamamı isteyen Harry ''Evet Merri.'' derin bir nefes alıp umutsuzluğa bürünmüş sözcüklerimi tamamladım. ''Sence onu yenebilecek miyiz?'' kafasını iki yana sallarken kaşlarını yukarı kaldırmış bilmiyorum surat ifadesini yapmıştı.

Hala yürümeye devam ederken kaldırma takılan ayakkabım yüzünden sendeledim. Direkt iç güdüsel olarak elimi yukarı çeken Harry ''dikkat et düşeceksin.'' dedi. Kafamı aşağı yukarı salladıktan sonra daha demin neredeyse düşmeme neden olacak o gri-mavi gözleri kesmeye başladım.Gereksiz derece de huzur vericiydiler.

Biz hala yaşamın son bulduğu sokakta ilerlerken hava git gide kararıyordu. Bunu fark etmem üzerine asamı hafif sallayarak ışık büyüsünün sözcüklerini söyledim. ''Mantıklı.'' diyen Harry'de aynı şekilde asasını sallayarak büyüyü yaptı.

Yıkılmış taşların olduğu kısımdan ses gelmesi üzerine ben ''Harmonie?'' diye sorarken Harry ''Ron?'' diye sormuştu. Bir kaç taş daha düştükten sonra aniden çıkan Ron karşısında az kalsın büyü yapacaktık . ''Hey! hey.. Çocuklay sakin olun ben Yon.'' onu bulduğumuza sevinen Harry Ron'a sarıldı. Ben de aynı şekilde onları öyle görmenin verdiği mutluluktan koşarak onlara sarıldım. Biraz sert davranmış olacaktım ki ikisinden de ah uh sesleri gelmişti.

Sarılma faslını bitirdikten sonra hemen ''Ron Harmonie nerede?'' diye sorumu yönelttim. ''Şey şuyada yatıyoy. '' dediğinde içime düşen kurt anında beni yemiş bitirmişti. Taşların arkasına baktığımda Harmonie 'nin bacağında kanlı bir bandaj sarılı olduğunu gördüm . Başımdan aşağı dökülen kaynar suyun dışında gözlerimden akan yaşa engel olamıyor ağlamam ile bağlantılı olarak burnumu çekmeye başlamıştım. O kadar şiddetli burun çekmiştim ki Harmonie uyanmıştı. Ron ile Harry de Harmonie'nin sesini duyunca yanımıza geldiler. Benim aksime Harry olayın şokunu hemen atlatmış omuzuma çarpıp Harmonie'nin yanına atmıştı kendini. ''Noldu sana böyle ?'' diye sorduğunda Ron lafa dalıp ''Kaçarken oldu.'' dedi. Harry kafasını sallarken Ron da diğer baş ucuna oturmuştu Harmonie'nin.

Ağlamamı sonunda kesip dizlerimin üzerine çöküp bandajı bacağından sıyırmaya başladım. Ben bandaja her dokunduğumda Harmonie acı ile inliyordu. Aldığım ani karar ile bayıltma büyüsünü yapmıştım. Ron olayın verdiği şok ile yüksek bir sesle ''Ne yapıyoysun be?'' diye sordu. Bende yüksek sesten hoşlanmayan biri olarak sesimi daha da yükselterek ''KES SESİNİ RON!'' dedim. Ron'un sesini bastırdığımda çeşitli büyüler ile Harmonie'nin bacağında ki kırık ve doku zedelenmelerini onarmaya çalışıyordum.

''Harmonie'nin şurada ki mor boncuklu çantasını verir misin?'' diye sorduğumda Ron çantayı kafama vurarcasına attığında iğneleyici bir ses tonu ile ''teşekkürler Ron!'' dedim . Küçük ama büyük çantanın içinden geyik boynuzu yağını çıkartıp son adım olarak Harmonie'nin bacağına sürdüm .

Onu tekrar uyandırdığımda ''Bir daha dikkat etmezsen bozuşuruz.'' dedi Harry. Ron'da onan destek çıktığında Harmonie bana teşekkür etti. tekrar Ron'u iğnelemek amacı ile ''En azından birileri kibar (!)'' dedim. Dudak büzerek karşılık veren Ron ile daha fazla didişmemem gerektiğini düşünerek yerimden kalktım . Çocuklarda Harmonie'nin kalkması için yardım ettikten sonra ellerimizi ortada buluşturup burharlaşma büyüsü yapıp -Evimize- Hogwarts ' a geri döndük..


***


Gelir gelmez bağıran Neville herkesi toplamıştı. ''Hey millet! geldiler işte ! işte burdalar!!'' herkes etrafımıza halka oluştururken Müdüre Minerva McGonagall'da yanımıza gelmişti . ''Oh tanrıya şükürler olsun çocuklar buradasınız.Neler oldu anlatın hemen . '' dediğinde Harry hemen söze başlamış en önemli yeri söylerken sözünü kesip ''Draco burada efendim isterseniz ofisinizde bu konuyu konuşalım.''dedim. Kafası ile onaylayan Müdüre McGonagall önde biz Harry ile arkasında ilerliyorduk . Gelir gelmez Doktor kadının yanına giden Harmonie ile Ron'u düşünürken Draco Malfoy'un nefret dolu bakışları ışığında ofise doğru ilerledik.


Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir en kısa zamanda yeni bölümlerde görüşmek dileği ile hoş çakalın!

BÜYÜ AVCILARI |MAGIC HUNTERS|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin