Yugyeom verilen adrese geldiğinde arabadan inerek hızlıca kapıyı çarptı. Geldiği yer bir lunaparktı. Biraz ilerde arkası dönük bir kız duruyordu. Yugyeom hızlı adımlarla kızın yanına yürüdü. Kızı tuttuğu gibi yönünü kendisine çevirdi. Fakat karşısında duran kız soojin değildi. Karşısında ki kızın soojin olmadığı gibi kızın gözleri ağlamaktan kan kırmızısı olmuştu.
Yugyeom yanlış kişi olduğunu düşünerek arkasını döndü ve yürümeye başladı.
"Yugyeom.."
Kızın ağlamaklı seslenişiyle Yugyeom durdu ve yönünü kıza döndü.
Kız ağlıyor, hıçkırıyor ve ayakta zor duruyordu. Daha fazla ayakta duramayıp dizleri üstüne düştü. Yugyeom kızın yanına koştu ve eğildi.
"İyi misin?"
"Y-yugyeom yemin ederim amacım seni üzmek değildi..."
"Neyden bahsediyorsun?"
"Soojin..."
"Soojin'i tanıyor musun?"
"E-evet... Yugyeom affet beni."
"Cidden ne dediğini anlamıyorum."
"S-soojin seni seviyordu..."
"Bu umumda bile değil! Öldüğünü söylediler, resmen beynimden vurulmuşa döndüm... Ama nasıl olduysa bana mesaj attı ve buraya gelmemi söyledi. Ölmüş biri bunu nasıl yapabilir?!"
"Y-yugyeom... Soojin gerçekten öldü..."
"O zaman bana mesaj atan kim? Kim ki bana bunu yaşatıyor?!"
Yugyeom bağırıyordu. Kızın ağlaması şiddetlendi.
"Y-yugyeom.. Soojin benim en yakın arkadaşımdı... O sana ulaşmak için çok uğraştı sonunda seni bulup mesaj attı. Sen onu engelledin. O sırada Soojin hastanede yatıyordu. Günlerce engeli kaldırmanı bekledi ama yaşamaya ömrü yetmedi, öldü. Benden istediği son şey seninle konuşup sevgisini sana iletmemdi. Ama ben onun öldüğünü sana söyleyemedim. Oyunu devam ettirdim..."
"Neden ama neden!?"
"Çünkü seni sevdiğimi fark ettim!! Bu kadar basit... Ben Soojin'e ihanet ettim... Bana emanet ettiği şeyi çaldım..."
"Sen ne yaptığının farkında mısın?! Senin öldüğünü sandım!! Ölüyordum!"
"Yugyeom istersen affet istersen affetme.. Ama şunu bil ki ben kendimi asla affetmeyeceğim..."
Kız hala dizlerinin üstüne oturmuş ağlıyordu. Yugyeom da dayanamamayıp yıkıldı. İkiside gecenin bir yarısı lunaparkta ağlıyordu.
"Bana bunları yaşatmaya hakkın yoktu!!"
"Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim... Defalarca binlerce kez özür dilerim..."
"Öldün sandım.. Çok korktum!!..."
"Sen Soojin'in öldüğünü sandın, doğruda düşündün! Bu yüzden korktun!"
"Hayır... Hayır ben soojin'i değil... Konuştuğum kişiyi sevmiştim!!"
İkiside ağlayarak birbirine bağırıyordu. Bir an kız durdu kafasını kaldırıp Yugyeom'a baktı. Yugyeom da kıza bakıyordu. Kız çöktüğü yerden kalkarak yürümeye başladı. Yugyeom da arkasından giderek kızın kolundan tutup kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Kız Yugyeom'un kokusunu ciğerlerine çekerek ağlıyordu. Yugyeom kızın yüzünü avuçlarının içine aldı.
"Eğer ismin Soojin değilse ne?"
"Hye Sun..."
"Hye Sun... Belki başka türlü karşılaşsaydık birşeylere başlayabilirdik... Böyle yapmasaydın... Hoşçakal Hye Sun."
arkadaşlar final değil sakın ağlamayın. hikaye daha devam edecek. bu arada beklettiğim için affınıza sığınarak özür diliyorum. lanet yazılılar bi bitemedi. yarın edebiyat yazılısı, vermem gereken ödevler ve bir adet kompozisyon ödevim var. kusucam. neyse anlayışınız için sağolun. ben ders çalışmaya gideyim görüşürüz. iyi okumalar.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kakaotalk 2 // Yugyeom
FanfictionBilinmeyen: Hayatımın aşkı çocuklarımın babası annemin damadı nasılsın? Princeprince: Kimsin? Bilinmeyen: Sana aşık olan bir hayran