İkinci dersin sonunda okula yavaş yavaş alışmaya başlamıştım . Sürtükler , yavşaklar , inekler , keşler her tür insan vardı burada . Öğle tatilinden sonra kaderimi değiştiren bir ceza kağıdı aldım . Ceza odası en üst katta bulunuyordu ve benim klostrofobim vardı . Asansöre girdim ve yukarıya çıkana kadar arkama dönüp 100'e kadar saymıştım neredeyse . Ceza odasına girdiğimde dört yeni yüzle karşılaştım . Çoğu benim gibi sayılırdı . Ama bir tanesi ayrıydı . O okulun en yakışıklı ve en sadistiydi . E benim gibi bir mazoşist normal birini beğenmez ki !!! Ceza sonunda hepsiyle tanışmıştım . Hepsi birer müzik aleti çalıyordu . Bayağı yakın arkadaşlar olmuştuk ve herkes ikili ikili konuşuyordu . Vampir kulaklarımla duyduklarıma göre Sierna bir cadıydı, Louis bir melez (Yani hem vampir hem kurtadam) , Charlie bir kurtadam , Aidan ise…Açıkçası daha onu öğrenemedim daha . Bunu duyduğumda yanına yaklaştım ve "Vampirsin değil mi ?" Konuya direkt girdiğim için biraz sersemlemişti . "Hıhı…" Bu kadar mıydı yani? Suratıma bile bakmıyordu . "Bende :D" dedim ve onun ilgisini çekmeyi başardım . Bana inanmayan gözlerle baktı . "Bunu nerden anlayabilirim ? ya yalan söylüyorsan ? " E tabi çocuk haklıydı . Ama bunu nasıl ispat edebilirdim ki ? "İspat et ?" dedi . Sen çok zekisin ben bunu düşünememiştim zaten…Biraz düşündü ve elimden tutup beni köşeye çekti . Çok heyecanlıydım . Acaba ne yapmamı isteyecekti . Kolumu bıraktıktan sonra bileğini ısırdı ve kan akmasını sağladı . Gözlerimin altındaki damarlar kahverengi olurken daha fazla dayanamayacağımı anlamıştım . Hızla bileğini kavrayıp ağzıma götürdüm ve emmeye başladım . Sıcacık bakır tadı içimi ısıtırken beni ittirdi ve ben daha ne olduğunu anlayamadan bileğimi ısırdı . Acıyla ve zevkle inledim ve tekrar onun bileğine yapıştım . Açıkçası bunu ilk defa yapıyordum . İlk defa kendi cinsimden birini özelliklede kendi yaşımdaki birini görüyordum ve ilk defa ondan içiyordum . İlimizde durduğumuzda Louis'in , Sierna'nın ve Charlie'nin yakına gelip bizi izlediğini fark ettik . Hepsiyle teker teker tanıştım ve güçlerini gördüm . İşim bittiğinde tekrar Aidan'ın yanına gittim ve "Sıra sende" dedim . Odunn anlamadı ve "İspat et !" dedim . Ellerini gözlerine götürdü ve lenslerini çıkardı . Gözleri benimki gibi kıpkırmızıydı . Neden yaptım bilmiyorum ama bende lenslerimi çıkardım be onunkilerin yanına koydum . Lenslerimizi bir kutuya kaldırdı ve "Artık bunlara gerek yok . Bizi böylede kabul ederler " dedi . Bu romantik anı bölen kapının açılması oldu . Bayan Wooden gelmişti . Gözlerimize baktı ve umursamaz bir tavırla "Ceza bitmiştir "dedi . Öğrendiğim kadarıyla Bayan Wooden A Bloğun sorumlu müdiresiydi . Hiç kimsenin yerinden kıpırdamadığını gördü ve "Dağılın sizi sürtükler..."diye bağırdı . Hızla odayı boşalttık ve koridorda yürümeye başladık . Koridorun sonuna geldiğimizde arkada kimse kalmamıştı yani herkes dağılmıştı . Bende Aidan'a veda ederek koridordan sola dönüyordum ki bana "Şimdiden seni özledim"diyen bir ses duydum . Arkamı döndüğümde Aidan küçük bir tebessümle yanımdan ayrıldı .
Yarın sabah kalktığımda küçük bir şok ile beraber fark ettim ki matematik ödevimi yapmamışım . Aradım taradım ama bir türlü kitabımı bulamadım . Lanet olsun . Yine yapmadan gidecektim .Umursamadan üzerime her dilde küfür yazan siyah bir tişört , yırtık pırtık bir şort ve siyah converselerimi giydim . Matematik dersinin gelmesi , hocanın bana tip tip bakması ve ceza kağıdı vermesi kaçınılmazdı . Klasik bir ceza kağıdıyla sınıftan çıktım ve asansöre yürüdüm . Asansörde her zamanki gibi 100'e kadar saydım ve derin bir nefes aldım . Asansörden indiğimde garip bir şekilde Bayan Wodeen'la karşı karşıya geldim . "Duyduğuma göre matematik ödevini yapmamışsın ?"dedi ve bende "senmüneccimmisinteyze" bakışı attım . Beraber ceza odasına yürürken düşünüyordum . Acaba bugün ceza odasında kimler vardı ? Sanki görünmeyen bir bağ beni odaya çekiyordu . Kapıyı açtığımda onu gördüm . Ohaaaa…Aidan ve ben aynı odada baş başa . Aidan yakışıklı ve gotikti . Tıpkı benim gibi . Neyse . Aidan'ın yanına değil de başka bir sıraya geçtim ve kulaklıklarımı taktım . Kulağımda Bring Me The Horizon çalmasına rağmen onun ayak seslerini duyabiliyordum . Yanıma geliyordu . Suratımda hafif bir tebessümle arkamı döndüm . Döndüğüm zaman onun o pembemsi dudaklarına odaklandım . Çok yakındık . Biraz fazla… Oda bunu anlamış olmalı ki "Ne dinliyorsun ?"diyerek ortamı hafifletmeye çalıştı . Konuştuğu zaman nefesi suratıma çarpıyordu . "Metal" dedim ve o ise büyük bir heyecanla yanıma oturdu . Kulaklığımın tekini ona uzattım . Bütün ceza saati boyunca hem müzik dinledik hem de telefonlarla takılıp arada bir bakıştık . Onu bana bakarken yakalamak heyecanlanmama sebep oluyordu . Saate baktığımda ceza saati biteli 40 dakika olduğunu gördüm . Hızla toplanırken Aidan şaşırmıştı . "Ders başlayalı ne kadar olmuş biliyor musun ?" Normalde dersleri hocayı veya insanları umursamazdım ama Aidan'la biraz daha böyle durursam üzerine atlayabilirdim . Koridora çıktığımızda yeni gelen ceza grubu mal mal gözlerimize bakıyordu . Hala gözlerimizin kırmızı olduğuna inanamıyorlardı . Onlara hafif bir tebessüm ettiğimde hepsinin suratı kızardı . Göz renklerim yüzünden ünlü olmuştum . Açıkçası 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi . Düşüncelerden ayrıldığımda Aidan ellerini uzatmış beni asansöre bekliyordu . Bunu yapabileceğimden emin değildim . Asansörde zor nefes alabiliyorum ve Aidan'ın yanında rezil olmak korkuyordum . Aidan "Gell… Bir şeycik olmaz " Bir dakika o nereden biliyordu ki ? "Hey…Bunu sana ben söylemedim ki ?"dedim . Aidan sinsice sırıtıp "Ceza odasına gelmeden önce asansördeyken duyguların o kadar yoğundu ki bütün duyguların beynime aktı . Nasıl olduğunu bende anlamış değilim . " Hepsini tek nefeste anlatıvermişti . İlk defa vampirle karşılaştığım için hiç böyle şeyler yaşamamıştım . Asansöre bindim ve kapı kapanınca saymaya başladım . 1-2-3-4-5........25-30-42... Ben saymaya devam ederken Aidan bana döndü ve ellerini dudaklarıma götürüp beni susturdu . Artık dudaklarıma bakıyordu . Bunu anlamıştım ve bende onun dudaklarına bakmaya başladım . Aradaki mesafeyi kapattı ve dudaklarıma yapıştı . Siyah rujumun onun dudaklarına bulaştığını anladığımda ellerini belime koydu ve beni kendine çekti . öpüşmemiz daha tutkulu bir hal alırken asansör birden durdu ve ışıklar söndü . Artık sadece Aidan'ın kırmızı gözlerini görüyordum . Aidan beni öpmeyi bırakıp küçük (!) bir küfür saydırdı . Asansörün kapısını açmayı zorladı ama onu durdurup "Vampir olduğumuzu anlamalarını mı istiyorsun ?"dedim . Ellerini yumruk yapıp asansörün herhangi bir köşesine savurdu . Nefes alamıyordum . Tekrar saymaya başladım . 1-2-2-2-2-3-3-4-4-4-5-6-5-7-8-9-9-9-9-9-9-9-9-9 lanet olsun titremekten 10'a kadar bile sayamıyordum . Başım dönüyordu . Dengemi korumak için kenarlarda tutunacak bir şey aradım ve sonunda bir yer buldum . Ama bu asansör değildi Aidan'ın koluydu . "Aidan…"dedim ve dememle yere yığıldım . Donuyordum ve nefes alamıyordum . Nefes alamıyordum lanet olsun NEFES ALAMIYORDUMM... Aidan elleriyle suratımı kavradı . Göğsüne yasladı . "Aidan nefes alamıyorum ." Aidan elimi bıraktığında yere yığıldım . Asansör soğuktu ve üşüyordum . Aidan kendini umursamadan ceketini bana uzattı ve onun huzurlu kollarına yaslanıp gözlerimi sımsıkı yumdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Love My Choice
Vampiroaşkı mı yoksa hayatı mı ?Yoksa aradaki ince çizgide dans etmek mi ?