Decode| Stony

2- Who?

"Bizi gerçekten çok korkuttun dostum." diye mırıldandı Bucky koluma hafifçe vururken. İç çekip kendimi gülümsemeye zorladım, başım inanılmaz ağrısa da daha fazla endişelenmelerini istemiyordum. 

"Steve..." Clint'e döndüm. Rahatsız olmuş gibi görünüyordu. Nedense bu hali benimde yerimde kıpırdanmama neden olmuştu, ne söyleyeceğini bilmesem de hoşuma gitmeyeceğini hissediyordum. "Tony yolda, buraya geliyor."

Derin bir iç çekerek gözlerimi kapattım. Neden kimse bana Tony'nin kim olduğunu söylemiyordu? Onun yüzünden zihnimde bir yerler boşmuş gibi hissetmeye başlamıştım. Aslında öyle sayılırdı. Ama Tony benim için önemli biri olsaydı onu unutmazdım değil mi? 

"Onunla ilgili bir şey hatırlıyor musun? Herhangi bir şey?"

Neden zorluyorlardı ki? "Hayır." diye cevap verdim bıkkınlıkla. Daha fazla soruyu engellemek için "Bana biraz ondan bahseder misiniz? Ama dış görünüşünden falan değil, ikimizin ilişkisinden." diye sordum. Bunu aslında isteyip istemediğimden emin değildim.

"Siz... oldukça yakındınız."

"Yakın derken?" 

Clint cevaplamadan önce bana baktı. Bu öyle bir bakıştı ki sorduğuma pişman olmama neden oldu. "Yakın işte. Onunla herhangi birimizden daha yakındın. Neredeyse her şeyi birlikte yapardınız ki bu bazen sinir bozucu olurdu çünkü senin hiç yanından ayrılmanı istemezdi. Anlaşılan haklıymış çünkü bir kere kavga ettiniz ve... şey işte buradayız." 

"Benim için bu kadar önemli biriyse... onu neden hatırlayamıyorum?" Bunu aslında Bruce'a sormuştum. Sonuçta doktor olan oydu. 

"Aslında bu konuyla ilgili bir cevabım var. Ama tabii ki kesin bir şey söyleyemem." 

Odadaki herkes ona soru sorar gibi bakmaya başladığında devam etti. "Kazadan önce en son onunla kavga ettiniz. Sinirliydin ve şey... beynin kazadan dolayı onu suçlamış olabilir. Bunun bir daha olmasını engellemek için de anılarınızı silmiştir... diye düşünüyorum."

Bucky şok içinde bağırdı. "Yani onu bir daha asla hatırlamayacak mı?"

Bu tepkisine şaşırdım, yani evet bende aynı sorunun cevabını merak ediyordum ama... hatırlayamasam da Tony'nin anlayışla karşılayacağından emindim. 

Bruce cevap vermek için ağzını açtığında aynı anda içeri giren sarı saçlı kadın bütün kelimeleri ağzına tıktı. 

"Steve!" diye bağırdı kendini üzerime atarken. "Senin için o kadar endişelendim ki, anlatamam!" 

"Şey, teşekkür ederim ama siz kimsiniz?" yüzüne baktığımda tanıdık hiçbir şey göremiyordum. Yinede kadının gözleri şokla açıldı. 

"B-beni hatırlamıyor musun?" diye sorarken dudakları titriyordu. 

"Üzgünüm..." dedim. "Bu aralar çoğu kişiyi hatırlamakta zorluk çekiyorum, kazadan dolayı."

"Sharon!" diye bağırdı Clint, kadını kolundan tutarak üzerimden kaldırırken. "Senin ne işin var burada?"

Kadın hafifçe silkinip kendini ondan kurtardı "Ne demek ne işim var? Sevgilimi görmeye gelemeyecek miyim?"

"Sevgilim mi?" diye sordum 

"Sevgilisi mi?" diye aynı anda biri daha sordu. Sesine aşina değildim. Baktığımda ise açık kapının önünde şok içinde duran esmer adamı gördüm. 

"Ne demek sevgilisi?! Böyle bir şey mümkün değil! Neden biz bilmiyoruz?" diye sordu Thor şok içinde. Onların bu şaşkın ifadesi beni de şüpheye düşürmüştü. Yinede bu kadını Tony'den daha çok hatırlıyor gibiydim. 

"Ah, Steve hala size söylememiş..." diye mırıldandı Sharon denen kadın. "Şey, peki, bunu benden duymanızı istemezdim ama bilmenizin zamanı geldi. Steve'le ben yaklaşık üç aydır birlikteyiz. Size söyleyecekti, herhalde bu kaza olmasaydı çoktan biliyor olurdunuz." 

"Bu mümkün değil..." dedi hala kapının önünde şaşkınlıkla dikilen adam. Ayrıca o kimdi ki?

"Aslında..." diye mırıldandım Sharon'a bakarken. "Bende böyle bir şeyler hatırlıyor gibiyim... Senin hakkında biriyle konuşuyordum, belkide ona söylemişimdir."

"Clint!" diye bağırdı Bucky bir anda. "Tony'yi dışarı çıkar, hemen!" 

Clint cevap bile vermeye gerek görmeden esmer adamı kolundan tuttuğu gibi odadan çıkardı. Yinede sadece bir saniyeyle adamın gözlerinin dolduğunu görmüştüm. 

...