Hayatımız yanlış insanları doğru sanıp kendi doğrularımızdan sıyrılıp onların yanlışlarını doğru kabul etmekle geçmiyor mu zaten? Tuğba'nın doğrularını kaybetmesi de Burağ'ı tanımakla başladı..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Her zaman olduğu gibi başucumda deprem hissiyatı yaratan çalar saatin sesiyle uyandım.Gözlerimi yarım yamalak açtığımda saatin 7:45 olduğunu gördüm,servisin gelmesine tamı tamına on beş dakika var! Alel acele fırlayıp soluğu tuvalette aldım, normal insanların uyanır uyanmaz aklına gelenleri ne güzel bir de benimkini bakın ne büyük bir aşk. ÇİŞ... Yine zor zahmet yetiştiğim servise bindiğim anda anladım bu günün diğerlerinden daha bir berbat geçiceğini,telefonumu elime aldığımda yaşadığım şokun etkisinden çıkma sürecimi hatırlamıyorum.
Bir yeni mesaj !
Nida : Günaydın güzellik umarım bu günde geç kalmamışsındır ve tekrardan umarım bu gün daha bir özenli hazırlanmışsındır,çünküüü.. Akşam en yakın arkadaşının evliliğini kutluyoruz. Dün akşam gelişti herşey Ali ve süprizleri işte ayrıntıları gün içinde konuşuruz bebeğim öpüyorum kolay gelsin..
Bu ne demekti şimdi? En yakın arkadaşımın evlilik haberini sabahın köründe bir sms ile mi öğrenicektim onuda geçtim en yakın arkadaşım bana sormadan nasıl evlenebilir? Peki ya ben nolucaktım? Benim güzel gözlü arkadaşım canım,yoldaşım. Şimdi ne olduğu belirsiz bir erkeğin karısı mı olucak yani?
Kendine gel Tuğba! Ali'nin belirsiz olmadığını hatta diğer erkeklerin yanında masum kaldığını bile söyleyebiliriz.Gayette iyi bakabilir Nidana. Sen kendi yalnızlığına yalnızlık katıcağından elinde kalanın tek kişinin Nida olmasından ve onuda kaybetmekten korktuğundan böyle düşünüyorsun.
Bunları düşünmek yerine en yakının mutluluğa bir adım daha yaklaştığını duyduğun için sevinmelisin her ne kadar bir mesaj ile olsa da bunu ilk öğrenenler arasındasın. Servisin camından dalmış giderken servis şoförü Şükrü abinin Tuğba kızım sen iyi misin ? Sorusuyla sona erdi.
İyiyim şükrü abi her zaman ki gibi uyanamadım diyerek çantamı alıp hızla ilerlemeye başladım.
Mağazaya girdiğim de ben hariç her şeyin hazır olduğunu çok sevgili çalışma arkadaşlarımın aralarında kıkırdamalarına başlamış olmasına aldırış etmeden üzerimi değiştirdim.Mağaza çalışanı olmanın en nefret ettiğim kısımlarından birisi de bu firma'nın kendine haz iğretici desenli gömlekleri.. Bu gün diğerlerine göre daha sakin herkes kendi alemine dalmış farklı işlerle uğraşıyor.Bende kapının önünde dikilmiş bekliyorum,birden bacaklarıma yapışan minik kollarla irkildim. Allahıım sen ne tatlı şeysin öyle,adın ne bakalım senin? Zeynep,Zeynep benim prensesimin adı.
Kafamı kaldırdığımda gördüğüm gözlerin güzelliğinden öylece kala kaldım,kahverenginin bu kadar güzel bir tonu var mıydı gerçekten ?
-Kusura bakmayın normalde kimseye gitmez ama sizi annesine benzetti herhalde tekrar özür dileriz.
Bu sözler üzerine kendime gelmem hiç zor olmadı, ne kusuru efendim böyle bir prensesin kusuru olur mu hiç diyerek atıldım lafa. Teşekkür ederiz ablası size iyi günler kolay gelsin tekrar özür dileriz.
Gülümseyerek baka kaldım adamın arkasından acaba benimde ileride böyle bir kızım olur mu? Acaba Annesi nerede? Peki ya benden Anne olur mu? Tabi bunun için önce bir koca lazım. Evlilik bana göre bir şey mi ? Özgürlüğüm den,kitaplarımdan,uykumdan,ve en önemlisi kendimden vazgeçebilir miydim? Tabi ki hayır beni ben yapan özelliklerimi başkasının uğruna yok ettiğimde bana ne kalır ki ? Saçmalama Tuğba topla kendini en son evliliği düşündüğün adamın sana yaptıklarını çok çabuk unuttun herhalde.
Akşama doğru çıkmaya hazırlanırken telefonumun ısrarları çalışlarına mani olamadım arayanın nida olduğunu gayette iyi biliyordum ama şu yemek işine bir türlü kanım ısınmadı açıkçası.
-Alo ?
-Neredesin kızım sen kaçıncıya arıyorum, çıkmadın mı hala ?
-Çıkıyorum şimdi ama , hazır değilim önce eve geçip hazırlanır yanınıza öyle geçerim ben.
-Ahhh Tuğba ahh. Tamam ama geç kalmak yok en azından bir kere benim için bunu deniyebilirsin.
