Bu gecede ruhum İstanbul'da. Sahil kenarına oturmuş Kız Kulesini seyrediyorum. Yüzüme vurup saçımı dalgalandıran rüzgara, kulak veriyorum dalgaların sesi eşlik ediyor ona. Dinginliğin sesini dinliyorum. Gecenin bu saatinde etrafta kimse yok, kendimi korumam gereken kimse yok. Hayatımın en huzurlu anları, bunu benim dünyamda bulmak oldukça zor. Yaşadığım yüzyıllar boyunca korktuğum kaçtığım bir şeyler mutlaka olmuştu. Her an tetikte olmalıydım çünkü bizim dostumuz düşmanımız insanlar kadar kolay anlaşılmıyor. İnsanlar yüz ifadeleriyle , mimikleriyle her şeyi belli ediyorlar ama biz duygularımızı çok iyi saklarız. İstediğimiz an istediğimiz maskeye bürünebiliriz. Bu yüzden her zaman insanlara özenmişimdir. Benim dünyamda yaşayanlar bunu bir lanet olarak görselerde ben buna hediye diyorum. İnsanlara verilmiş en büyük hediye. Kısa ama istediğin gibi yaşayabildiğin bir hayat . Bu dünyanın dertlerinden şikayetçi olanlar var elbet ama bunlar yaşadıkları güzel anların değerini bilmeyenlerdir. İnsan isterse hayatını baştan kurabilir. Tabi bunun yerine yapabilenlerin arkasından atmakla meşguller ellerinden kayan dakiklardan habersiz.
Şu an benim yaşadığım hissi hissedenler çok nadir bulunuyor. Çünkü bu durumu sıradan bir durum haline getiriyorlar ama bu anı özelleştiren kendileri keşke bunun değerini bilseler. Benim yaşamaktan bıktığım hayata özenip bunu hayalini kuruyorlar. Garip onlar benim ben onların hayalindeyim. Herkes yaşamadığına özeniyor ama hayatına devam etmek zorunda. Artık gitme vakti geldi yani. Son kez denizin kokusunu içime çekip usulca kayboluyorum oradan.
Gözümü açtığımda kendi odamdayım. Öylece yatıyorum yatağımda. Yaklaşıp kendime bakıyorum. Görünüşüm insanlara göre hala on sekizinde bir genç kız gibi alnımda belirmeyen kırışıklıklar yorgun düşen kalbimde. Kendime kabileme olan nefretim buz mavisi gözlerimde. Belirgin yüz hatlarımda gördüğün hiçbir ifade gerçek değil. Sadece maskelerimden biri. Kendime duyduğum nefreti bir kenara bırakıp artık uyanmam gerektiğini hatırlıyorum. Sonuçta yapılacak olan bir ruhsallar toplantısı var. Kaçırmayı hiç istemem (!)
Ruhsallar toplantısı en güçlü ruhsal ve onların seçtiği çocukları arasında yapılan sorumlu olduğumuz toplulukların yönetiminde gerekli konuların konuşulduğu sıkıcı bir toplantıdır. Eskiden küçükler yani biz kesinlikle giremezdik. Zamanla aramızda doğan katliamlarla bu değişti. Kurucular kesin kurallar getirdi ve başa geçerilen kişilerin çocukları da bu işe dahil oldu. Ben o güçlü ruhsallardan birinin kızıydım. Babam beni seçmişti. Kardeşlerim kadar güçlü değildim ama beni seçmişti. Neden diye soramasamda merak ediyordum. Kardeşlerimde olan hiçbir vasıf bende yoktu. Hatta onlardan daha deli ,sürekli başını belaya sokan biriydim. Neden ben bilmiyorum ama beni seçtiği gün bana bakışını unutamıyorum. Bana öyle bir bakmıştı ki bakış tarif edilemezdi. Sanki bir yanı bana güveniyordu ama bir yanı bunun yanlış oldugunu söylüyor gibiydi. Neden olduğunu anlayamadım dediğim gibi duygularımızı çok iyi saklarız..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHSALLAR
Science-FictionBir anda değişen bu hayat benim mi beni kontrol edenlerin mi? Artık dayanamıyorum hissettirdiğim ölümü tatmak istiyorum!