Seungcheol...
Bunu asla okuyamacaksın ama hissedeceksin. Eminim buna. Belki...Belki şuan bile beni oradan koruyup, gözetiyorsun. Eğer öyle bir şey yapmıyorsan, boşver Cheol. Canın Sağolsun.
Cidden, beni nasıl sevdin? Anlamıyorum. Sevilecek bir tarafım yok oysaki. Ben senden korkuyordum bile! Çünkü Seoul'ün en mükemmel adamıydın! Hoşlandığım adam olmana rağmen korktum. Ama senin...Herkes, belki Seoul'daki herkes sana tapıyor. Çünkü mükemmelsin, her yerde Parlıyorsun. Parıltını da büyü yaparak daha artıyor, kendini tıpkı bir elmasa çeviriyorsun. Rap...Evet rap. Rap söylediğin zaman, sen öyle çekici ve büyüleyici oluyorsun ki, mükemmeliğin yüzünden gözyaşlarım mutluluktan serbest kalıyor.
Neden bu kadar çabuk gittin?... Bir hayalim vardı biliyor musun? Hani kantinde çiçekli tacını bıraktın ve gittin. Evet, onu ben aldım. Bir gün yanına gelip, sana onu verecektim. Ama veremedim, lanet olsun ki veremedim çünkü o yanından geçtiğim gün kokunun baskınlığı tacına işlemişti. Veremedim, koklamaya doyamadım o tacı. Affet beni Cheol hyung. Emanetini sana geri veremedim ama ona kendimden bile iyi bakacağıma güvenebilirsin.
Günlüğünü bana cenazende kız kardeşin Nayeon vermişti. Cidden yazdıkların öyle dokundu ki... İnan bana ben bile neden Mingyu ile olduğunu kabullenemiyorum. Yazdığın her kelime, her harf kalbimin her zerresine işledi. Özür dilerim hyung...Yemin ederim ki sana Tanrı da şahidim olsun ki Mingyu ile kendi isteğimle çıkmadım. Affet beni hyung...
Ölmeyi haketmedin. Yaşamak hakkındı ve hakkını arayamadan gittin. Sen benim yüzünden öldün. Lanet olsun ki ben bir katilim. Hoşlandığım insanın katili oldum ben hyung...Lütfen Cheol hyung hakkını orada ara ve orada kaldığında mutlu olacağın bir aşk bul. Seni küçücük kalbiyle dünyalar kadar sevebilecek birini...
Boo Seungkwan
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Feel Wings
FanfictionOnun kokusu öyle tarif edilemez bir şeydi ki; onun kokusu her burnumu doldurduğunda hayatın yükünü sırtımdan atmış ve kanatlarımı hissediyordum. Bu tarif edilemezdi