1.BÖLÜM

456 17 11
                                    

Huzuru ararken kaybolur mu insan hiç?

Hayatı karmaşık bir hal aldığında nerede huzuru bulurki?

İçini ısıtan sıcacık çayını ve simidini yiyerek yağmur damlalarının denizin üzerinde bıraktığı küçük dalgaları seyrederken mi?

   Eskiden olsa evet. Bu deniz, soğuk parmaklarının arasında tuttuğum sıcak çay bardağım bile bana huzur verirdi.

Denizden gelen o dalga sesleri huzurun tam olarak tanımıydı benim için. Peki ya şimdi ne değişti bütün bunlar niye huzur vermiyor bana. Niye kafamdaki sorulara cevap bulamıyorum, çocukluğumu geçirdiğim bu şehirde.

Ben ESİLA VAROL  21 yaşındayım İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi 3.sınıf öğrencisiyim. Tek çocuğum. Fethiye de doğup büyüdüm.

İki yıllık bir ilişkim var. Sevgilimin adı MERT BULUT. Merti seviyorum iki hafta öncesine kadar onunda beni sevdiğini düşünüyordum.

İki hafta önce dedemi kaybettim dedemin ölüm haberini mertim yanında yani İstanbul da almıştım. Ağlamaya başladım o benim bu hayatta en değer verdiğim kişiydi. Onun ölmüş olmasına inanmak istemiyordum. Kalbimde açılan yaraya ağlarken mert

-Ağlamana ne gerek var şimdi, boşuna kendini yıpratıyorsun, ölenle ölünmez , adam çok yaşlıymış zaten.

Gibi kalbimdeki yarayı daha da kanatacak cümleler söyledi.
Benim o an sadece birine sarılmaya ihtiyacım vardı  kişi çok sevdiğim değer verdiğim biri olmalıydı ve bu kişi mertti ama o ben ona sarılmak isteyince sarılmadı

- Hadi sevgilim biran önce gitte cenazeye geç kalma

Dedi ve beni ilk uçakla buraya yani fethiyeye gönderdi. Benim yanımda gelmedi. Oysa o degilmiyidi ben her anında üzgün olduğunda da mutlu olduğunda da yanında olucam diyen.
Bir hafta boyunca hiç aramadı mesaj dahi atmadı bir haftanın sonunda aklına geldim ve ben ise ona müsait olmadığımı söyleyip telefonu kapattım. Bunca zamandir niye aramamistı beni, niye ben bu kad.ar üzgünken beni teselli etmemişti.
Son altı gündür sık sık arayıp mesaj atıyo ama ben telefonlara cevap veriyorum verdiğimdede ona soğuk davranıyorum. Mesajlarınada kısa cevaplar yazıyorum.

  Yarın sabah istanbula dönüyorum ama mert konusunu ne yapacağımı bilmiyorum, onunla eskisi gibi olabilir miyim bilmiyorum. Belki de başkaları için çok saçma bu metreye karşı olan tavrım ama benim için aile dostluk sevgi ve saygı çok önemlidir ama evlilik hayali kuran sevgilim mertle bir aile gibi olamicaz sonuçta benimle bir aile kurmak istiyordu ama insanın ailesi o üzgünken ona sarılan onu teselli eden degilmiydi. Mert niye bana böyle davranmıyordu?
Bir karar vermem gerekiyor ya İstanbul döner dönmez ondan ayrılıcam, sonuçta artık ona güvenmiyorum yada beni sevip sevmediğini anlayana kadar hiç bir sorun yokmuş gibi hayatıma devam edicem.
Bir süre daha denizi seyrederek düşndükten sonra bir karar vermiştim.
Ondan bir anda ayrılamazdım sonuçta beraber iki yıl geçirmiştik bir sürü şey yaşamıştık benim için en mantıklısı biraz zamana bırakmaktı.
  Bu kadar düşünmek yeter artık eve gidip valizimi hazırlamalıyım sonrada Tolganın yanına gidip vedalaşmalıyım.

  Tolga benim küçük sırdaşım' dır. Tolga daha 7 yasında  kimsesiz bir çocuk. Ama artik kimsesiz değil çünkü ben varım ablası olarak. Onunla 3 yıl önce araştırma ödevim   için çocuk esirgeme kurumuna yaptığım ziyarette tanışmıştık ve o günden beri çok sık yanına uğrarım. Özelliklede 5 Martta o doğum gününü bilmiyordu ve benimle tanistiktan sonra daha mutlu bir çocuk olduğu için onunla tanıştığımız günü doğum günü olarak kutluyoruz ve her doğum gününde mutlaka yanina giderim beraber kutlariz.

Eve geldim biraz annemlerle konuştuktan sonra idama gidip valizimi hazırladım ve daha sonra tolganın yanına gittim tolgayla biraz vakit geçirdikten sonra  sabah uçağım çok erken kalkacağı için tolgayla vedalaştım ve eve döndüm. Uyumak için yatağıma girdim ve alarmımı kurmak için telefonunu elime aldım. Mertren 5 cevapsız arama ve 3 mesaj vardı. Mesajı açtım.
- Aşkım neden cevap vermiyorsun bir sorunmu var?
-Neyse geldiğinde konuşuruz
-Seni seviyorum😘 aşkım

  Ona hiç bir sorun yokmuş gibi davranacağım için

- Bende seni seviyorum sevgilim. Geldiğimde de konuşuruz ama bir sorun yok.

  Diye mesaj attım ve alarmımı kurdum telefonumuda şarja takıp uyuma pozisyonunu aldım.

Sabah alarmımın sesiyle uyandım hemen banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım üstümü giyinip saçlarimida yapıp

          (Giydiği kıyafetleri )

valizimide alip kapıya çıktım annem ve babam beni bekliyorlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

valizimide alip kapıya çıktım annem ve babam beni bekliyorlardı. Beraber havalimanına doğru yola çıktık.
Uçağa binmeden önce her zamanki nasiatleri dinledim annem babamdan. Annem merte selam söylememi isterken babam kaşlarını çatmakla yetindi annem merti sever ama babam ona hiç güvenmez ve sevmez. Onlara sarılıp vedalaştıktan sonra uçağa bindim ve yolculuğum başladı.

  




***Burda yeniyim ilk kitabım bazı hatalarım olabilir.Bu kitabı severek ve isteyerek yazdım. Benim hayalimde canlandırdığım karakterler Murat BOZve Hadise'dir. Sizler istediğiniz kişileri hayal edebilirsiniz. Yorumlarınız ve düşünceleriniz benim için çok önemli her zaman benimle düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz özelden de mesaj atabilirsiniz. Umarım beyenirsiniz.

Bu bölümü yazarken ve yazmadan önce bir kitap yazazabilecegim konusunda sürekli bana destek olan ve kitap kapağımı yapan canım kardeşlerim Ayşegül Yasemin Koçak , Elif Doğa Çarboğa ve Fatma nur Olpak ' a teşekürler.😊😊😍😚

KİTABIN ARASINDAKİ KIRMIZI KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin