"Bu acıyı bayım, bütünüyle bir bedende tek parça halinde çektiğimizi düşünün. Dayanamazsınız, katlanamazsınız ve siz bayım, birden bire göğsüme çöken amansız kasırgayla küçümsediğiniz bedenden üstün kıldığınız ruhunuzla kaçacaksınız. İlk o zaman anlayacaksınız beni, lakin yine de anlamadığınız tek hususunuz kalacağım.
Yükümün köşesinden sokaklarına saçılan döküntülerimi, geç kalmış aşkınızla toplayacaksın. İnanın bu çok ağır gelecek size. Beni bıraktığınız yerde kendinizi bulduğunuzda, benim kadar güçlü kalamayacaksınız.
İlk, düştüğünüz durumun vahametine kapılacaksınız. Sonra, dünya kalbinize yıkılacak. Endişelenmeyin bayım, güçsüzlük aşık bir kalbin kaçınılmaz sonudur.
Yine de her şeye rağmen kapıma dayandığınız da, sizi yüzünüz avuçlarımda dinleyeceğim. Sakallarınız elime batacak, nefesiniz yüzüme dokunacak ve siz çöktüğünüz yerden doğrulmak için zayıflığımdan medet umacaksınız.
Fakat bayım; o gün geldiğin de ne ben Leyla'nız olacağım, nede hayat size şiirler yazan şairiniz.
Bilirsiniz. Kadınlar sevdiğini öldürür, adamlar sadece ölürdü. Bu ne ilkti, ne de son. Yıllar sonra adımız yan yana anıldığında, birisi 'Adam bedeni, kadın kalbi bıraktı' diyecek ve siz, o düşüncelerde yeniden katledileceksiniz."
---