Merhaba ! Sevimsiz günlük...
Bugün günlerden yine ACI . Bu satırları yazarken üstüne dökülen tuzlu su damlacıkları sinirimi bozuyor . Zihnimdeki acı hatıralar canımı acıtıyor . Düzgün de yazamıyorum . Gerçi şuan düzgün veya güzel yazmak umurumda değil açıkçası . Çünkü bu yazdığım saçmalıklar tekrardan kazanmaya çalıştığım hayatımı geriye getirmiyor .Ben herşeyimi kaybettim . Üç şey dışında ; Annem , kardeşim
Ve .. AKLIM ...
Onuda kaybetmek üzereyim herhalde ...Babam derdi ki ;
"Canını yakacak kadar cesareti olanın , sonuçlarına katlanacak
kadar gücü olmalı . "
Evet ... Canımı yaktılar . Şimdi sonuçlarına katlanma zamanı .Ben NEFES KIRAN
Yemin ederim ki !
Babamın intikamını en acı şekilde alacağım .Babamın çalışma odasından aldığım siyah kapaklı defteri kapatıp önümdeki masanın üstüne koydum . Ve ultra rahat koltuktan kalkarak
artık küçük bir çerçeve içinde kalmış eski hayatıma baktım ; babam..annem , kardeşim ve .. Ben .
Kaşlarım elimde olmadan çatıldı . Ve bir damla yaş bana ihanet edercesine bir hızlılıkla yanağımdan çeneme doğru süzüldü . Çerçeveyi sanki çok değerli bir eşyaymışçasına yerine özenle yerleştirdim . Hızla akan gözyaşlarımı sildim . Bu akan son gözyaşlarım olacak !
Yavaş adımlarla odadan çıkıp kapıyı kilitledim . Biraz ilerleyerek siyah kapılı odanın önünde durup cebimden anahtarı çıkardım ve kilide yerleştirip çevirdim . Kapıyı açıp odadan içeri girdim . Sadece odanın etrafını çevreleyen ; kitaplar , belgeler ,dosyalarla dolu olan bir kitaplık
ve odanın tam ortasındaki büyük masa görüş açıma girdi .
Masanın etrafında dolanıp başına geçtim . Ve tam karşımdaki duvara yan yana yapıştırdığım fotoğraflara bakıp sinsice gülümsedim . Daha demin döktüğüm gözyaşlarının son olduğunu söylemiştim değil mi ?Karşımda tam on fotoğraf vardı . Masanın üstüne dizdiğim on bıçaktan bir tanesini elime alıp ilk baştaki fotoğrafa hizaladım ve fırlattım . Tam anlından !
İlk hedefim ' O ' olacaktı .
Sinsi gülümsemem hala yüzümdeyken arkamı dönüp kitaplığa baktım .
İhtiyacım olan on dosyayı çıkarıp kucakladım ve masanın üstüne koydum . Bu dosyalar fotoğraflardaki kişilerin geçmişiydi . Derin bir nefes alıp arkamı döndüm ve ilerlemeye başladım . Sinsi gülümsememi
yüzümden silip kapıyı kapattım ve cebimden anahtarı çıkartıp kapıyı kilitledim . İlerlemeye başlayıp merdivenlerden aşağı indim .Karşımdaki beyaz kapılı odaya doğru yöneldim . Kapıyı açıp içeriye girdiğimde beyaz çarşafın üzerinde sarı saçları dağılmış olarak yatan annemi gördüm . Yaşadıklarının ağırlığıyla ve yaşının el verdiğince yüzünde kırışıklıklar vardı . Ama yine de güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemişti . Uyanmasından korkarak küçük adımlarla yanına gidip yatağa yattım .
Bana sırtı dönüktü .
Tereddüt ederek elimi kaldırdım ve sarı olan saçlarına dokundum .
Yumuşacıktı .
Elimdeki saçları burnuma yaklaştırıp kokladım . Çok güzel kokuyordu.
Benim annem doğuştan cennet kokardı zaten .
Deniz Özkan .....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES - Karanlık Oyunlar
Teen FictionKimsesiz bir çocuğun elinden tutmak gibiydi hayata karşı meydan okumak Bir o kadar masum fakat bir o kadar da acınası . Acınası olmasının nedeni ; hayata karşı yenileceğimizi bile bile savaşmaktı . Yenileceğini bile bile savaşmak gibiydi ölece...