Esaslı bir merhabaya hazırlama kendini. İnan ne yazacağımı bilmiyorum. Tanışmamıza gerek yok, sen beni tanıyorsun zaten. Ben, senim. Aynaya bak. Gülümse hadi biraz. Benim kırmızı saçlarım var, ya senin? Cevaplamıyorsun öyle mi? Tamam.
Bugün 9 Aralık, saat 02.10. Çalan şarkı Şebnem Ferah Can Kırıkları.
Hepimizin bir can kırığı vardır değil mi? Yıllar içerisinde bin kırılır bir düzeliriz değil mi? Hiç kendini uzaktan izlemeyi hayal ettin mi? Ben ettim. Yaşadığım şehrin en sevdiğim noktasına giderim her pazar sabahı. Elimde 2 zeytinli 2 kaşarlı poğaçanın olduğu bir poşet ve vişne suyu. Her pazar aynı saatte, aynı bankta, aynı manzaraya karşı kahvaltı yaparım. Neden bilmiyorum. Sana son yıllarımın nasıl geçtiğini anlatmam ancak sen beni anlarsın. Sende yaşadın bazı şeyler. Gece yastığa başını koyduğunda düşündüğün, pişman olduğun, keşke dediğin, hayal ettiğin şeyler var. Aslında her insan kırık bir cam parcasıdır. Tüm parçalar birleştiğinde bir ayna oluşuyor. Açıkcası ben bir ayna olmak değil bir pencere olmak isterdim. İçim dışım bir. Buraya nerden geldiğimi bile unuttum. Bekle biraz.
Evet pazar sabahlarımdan bahsediyorduk. Bunları yazmaya o gün karar verdim. Belki kimse okumaz ama ben yazarım. Her geldiğimde biraz uzağımda çekirdek satan bir amca vardı. Biraz tonton, sanki keyfiyen bu işi yapıyor gibi bir hali olan bir amca. 1 ay önceki gidişimde kulaklığımı unutmuştum. Oturdum kahvaltı yapıyordum ki yanıma oturdu. Soran gözlere döndüm tabi doğal olarak amca hayırdır der gibi, sanki o banka bir ben oturabiliyorum o derece sahiplenmişim. Amca bir simit çıkardı ama ben hala onu izliyorum. Bir an döndü " Noldu kızım senin gibi kahvaltı yapıyorum. Aylardır buraya gelip, tek başına kahvaltı yapıp, geri gidiyorsun. Hep yalnızsın." Dedi. Acaba ne desem diye düşünmediğim değil. "Hayır amca ne yalnızlığı?!" Veya "Amca ciğerim çürüdü be" hatta "Amca hayırdır?" gibi bir çok alternatif cümleyi kafamdan geçirdim. Evet yalnızdım. Kalabalıktan kaçıp yalnızlığa susayan bir psikolojim var. Hadi ama itiraf et sende öylesin. Bir çok arkadaşın vardır eminim. Ama o kırık camların oluşturduğu aynadan baktığında bir tek sen varsın değil mi? Düşündüm. Sevdiğim bedenleri, öptüğüm her bir ruhu. Neredesiniz? Yanındayım diyenler özellikle görelim sizleri neredesiniz?
Yanlızlık kötü bir şey değil ki sadece toplum dayatması. Sana "en iyi dost kitaptır" veya "kulaklığım varsa başka hiçbir şeye gerek yok!" klişelerini söylemicem unut onu güzelim. Yalnızlık nedir biliyor musun? Ölebilen birini sevmektir. Yalnızlık, tüketici hayatta tükenmeyi beklemektir. Düşün bunu biraz. Seni tüm kalbimle seviyorum, her kim, nasıl, nerede ve kiminleysen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İsimsiz
Non-FictionBu bir hikaye değil. Bu bir roman değil. İçinde kahramanlar yok. İçinde aşk, şehvet ve aranılan hiçbir şey yok. Burada sen varsın, ben varım, hepimiz varız. İsimlerimiz yok. Aradığın herşeyi bulacaksın. "Bunu bende yaşadım" diyeceğin tek yer burası...