"Biraz daha sakin bir kişiliğin olsaydı, seni daha çok sevebilirdim." Kör avukat söylenirken adamlarını hızlandırdı. Kulakları kızın ağzından çıkacak kelimelere dikkat kesilmişti. Her zamanki gibi birden bire ortadan kaybolmasını istemiyordu. "Ne yazık ki böyle bir yeteneğe sahip değilim." Adalet binasının uzun ve boş koridorunda ilerlerken kızın botları her zamankinden daha çok ses çıkarıyordu.
"Neden bu kadar inatçı olmak zorundasın? Seni güvende tutmamı istiyorsan beni dinlemen gerek. Her zaman kolay kurtulamazsın! Bu defa şanslıydın." Kız adam görmese bile omuzlarını silkti.
"O yaşlı cadı bana teşekkür etmesi gerekirken şikayet etmiş. Onu kurtardığımın farkında mı acaba?"
"Bence hala hayatta olduğunun bile farkında değil." Laura adama gülümsedi. Onu azarlarken bile espiri yapma gibi bir eğilimi vardı. "Biliyorsun. Shiled'ın yada Logan'ın seni bulmasını istemiyorsan, manşetlerden ve polis karakollarından uzak durman gerek."
"İnan bana Matt deniyorum."
"Yeterince değil." Kız gözlerini devirdi.Koskoca şehirde hayalet gibi gezinmekten içi sıkılmıştı. İnsanlara bir çok kez doğruyu söylemeyi denemişti ancak ne yazık ki beklediği tepkiyi elde edememişti. Aksine herkes onu vahşi bir hayvanmış gibi kafese koymak istiyordu.
"Annen mektubunda açıkça bunu belirtmiş. Yaşanan cinayetler senin değil onun sorumluluğu. Ergen bir mutantı kontrol altında tutmak ne kadar zor tahmin bile edemezsin. Özelikle söz konusu öfke kontrolü olan ve vahşiyete eğilimli olan bir ruha sahip kız çocuğu ise!"
Kız, Matt'e aldırmadan binanın kapısını açıp dışarı çıktı.
"Belkide onunla yüzleşmelisindir!" Adam olduğu yerden kıza seslendi. Laura yerinde yavaş bir şekilde dönerek Matt'in yanına ilerledi.
"Onunla son görüştüğümde göğsüme pençelerini geçirmişti!"
"O halde benimle devam etmelisin."
Kız derin bir nefes verdiğinde sıcak nefesi soğuk hava ile buluştu. "Onunla tek başına baş edemezsin. Bende edemem.-" Yavaşça iri gözlerini etrafta gezdirirken devam etti."Bunu bizim yerimize yapabilecek bir kaç kişiyi tanıyorum."
Yavaşça bir ayağını geriye doğru attığında Matt onu kolundan yakaladı. Görme yetisi olmayan bir insana göre diğer duyuları çoğu insandan daha iyiydi.
"Eğer Shield'a teslim olursan bu iş düşündüğünden daha büyük şeylere yol açar."
"O halde Hydra'ya mı katılmalıyım?" Adam kızın kolunu bırakırken kafasını salladı.
"Bu şakaya alınacak bir konu değil. Yıllardır senin için onlara kafa tutuyorum. O kapıdan içeri girdiğin an bir daha seni bırakmayacaklar. İnan bana Fury'i tanırım."
"Beni dinle. Başka çarem kalmadı. Anlıyor musun? Kaçarak yaşamaktan sıkıldım artık! Ölümle burun buruna olmaktan. Bir gün Logan'ın, öz babamın beni öldüreceği düşüncesiyle yaşamaktan sıkıldım." Cevap beklemeden arkasını dönüp merdivenlere yöneldiğinde Matt'in son kez sesini duydu.
"Seni kullanacaklar!"
Kız yavaşça gülümseyip sakin bir şekilde ellerini cebine soktu.
"Ben Kış Askeri değilim, Matthew."
Edit: Normalde yeni bölüm atmıyorum ama sanırım iki okuyucum yeni bölüm koymam ile ilgili yorum atmış. Bende hatırlayınca yazayım dedim. Ayrıca ben bu hikayeyi çıkardığımda X-23 sadece bir çizgi romandan ibaretti. Şimdi ise sinematik evrende,filmi çıkıyor. Çok güzel bir denk geliş oldu ancak benim hikayemin filmi ile hiç bir alakası olmayacak. Tamamen kendi kurgumu yansıtacağım.
Düşüncelerinizi belirtmeden geçmeyin lütfen. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
X-23 | Bucky Barnes
Fanfiction"Onun normal bir hayat yaşamak için fırsatı vardı. Ve siz Yüzbaşı, bunu ondan aldınız..." Wattpad de ki ilk türkçe X-23 kurgusudur. ©Tüm Hakları Saklıdır.