Yaz renkleriyle geldi! Yepyeni kapağıyla içiniz ısınacak... Bu kitapta kaliteli, yazımı ve anlatım tarzına güvenen kurguların eleştirisini bulacaksın. Eleştiri isteğinin alındığı zaman zarfında 100bin okunmadan az olan kitaplarınızı kendinize güveni...
Kitap yeni döneme girdiği için bölüm yakında kaldırılacaktır.
Mekânımıza hoşgeldin basit kurgular içinde boğulan "masum ve saf" okuyucu.
Çaktın mı espriyi, diyerek ilk eleştirimize geçiyorum. Beni yalnız bırakmayın ve soğuk esprilerime gülerek güzel devam edelim. Umarım bunlara alışırsın.
İlk -kabul edilen ilk kitap- eleştirinin heyecanı sizinle paylaşmak istiyorum. Şuan durumum...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu kadar şey arasında kitabın ismine dikkat ettin mi bilmiyorum ama bakarsan iyi olur çünkü yazmaya üşendim.
Cidden bakmadın umarım. Şöyle bir genel bilgi geçelim.
Tanıtımı şöyle bir kenara bırakıyorum, bir ara bakarsın.
"Her nereyi düşlüyorsan, oraya aitsin!"
Gizemli bir geçmişi içerisinde barındıran görkemli yapı Windsor Ruh Sağlığı Kliniği, bu sefer kapılarını yeni psikiyatr Annabelle Clarke'a açtığında o da dahil hiç kimse kliniğin bu denli esrarengiz olaylarını tekrar yaşayacağını tahmin edememişti. Tarihi binanın her bir odası, uzun karanlık koridorları, antik tabloların ve eski resimlerin döşendiği ahşap duvarları, muazzam büyüklükteki bahçesi ve yanı başındaki büyük Windsor ormanı ile buraya hayran olmamak elde değildi. Kliniğin her bir hastası ve doktoru uzun bir inceleme süreci sonrası burası için özel olarak seçilmişti. Annabelle' de en büyük dileği olan hastaneye kabul edildiğinde hayatının en büyük deneyimini yaşayacağını biliyordu. Bilmediği ise, burada yaşayacağı tecrübeler sadece hastalar ile sınırlı kalmayacaktı.
Sebebi belli olmayan gizemler ve cinayetler ne zaman son bulacak? Gerçeklerin peşinden koşmaya nereye kadar cesaret edebileceksin? Ölüm seni çağırıyor!..
İşte havalı bir tanıtımın ardından havalı eleştirmen çok havalı bir şekilde vantilatör açıyor çünkü bu kadar havayı ancak o yapabilir. Saygımız sonsuz sana vantilatör...
Her neyse biraz ciddileşelim. Olayların kısa bir özetini -süprizini kaçırmadan- geçelim.
Kitap, bir psikiyatri mezununun şehrin en ünlü kliniğine başvurması ile başlıyor. İş başvurusu kabul edilen Annabelle'in ormanlık alandaki tarihi binadan dönüştürülen yapıya adım attığında başına gelecekleri, cinayetlerin ardındaki sır perdesini ve hastasının gizemini anlatıyor.
Kitabın ilgi çekici bir konusu var. Ama tabi ki eleştirilecek yerleri de var.
İlk iki bölümde merdivenle ilgili bölümler çok uzamış. Okuyan Everest'e merdiven yapmışlar sanabilir.
Ayrıca bölümlerin olaylı bitip sabah kızın uykudan uyanmasını -örnek olarak verdim- yani olanları bilmememizi sevmedim.
Buna benzer olarak bir eklemem daha var. Arada olanları bilmeden geleceği anlatıp sonra geçmişte olanları anlatmış. Örnek vermek gerekecek sanırım çünkü ben bile pek anlamadım.
Mesela biri cinayet işlemiş ve sorgulanıyor. Eee, daha geçen bölümün sonunda bu adam evindeydi. derken sorgu bitiyor ve kendimizi evindeki zamanda buluyoruz ve sorguya kadar olan olayları okuyoruz.
Bu sinir bozucu değil mi?
Not, eleştirmen sizin yorum bırakmanız için soruyu ayırmış. Bir zahmet edip cevap bırakın da okurların istediklerini iletelim herkese. Yoksa sonraki bir bölüm trip atacak size.
Tabii heyecansız -anlatım olarak- bölümleri böyle heyecanlı gibi algılamanızı sağlasa da bana işlemiyor.
Karakter betimlemesi pek farketmedim ama tabii bu gidipte profil fotoğrafına bakıp bir milimetre küçüklüğündeki beni bize anlatın demek değil. Öyle yapanlar var, sözüm onlara. Her bölümde azar azar verin. Aynada bakıyormuşçasına da anlatmayın yani. Mekân betimlemeleri ise daha iyi.
Yazım hataları da var. Bağlaç de-da, te-ta olarak yazılmış; konuşma için tırnak içine alınan cümlelerin sonuna noktalar konulmamış, yeri gelmiş virgül bile konulmuş. Ben çok takılan bir insanımdır bunlara.
Bir ipucu(spoiler): Yazar Ann'in o bir türlü ismini öğrenemediği adam için Yaşlı Adamın Sırrı diye bir kitap çıkarabilir, buradan önerim.
Sayesinde yaşlı adam arıyorum sokakta, -ki bulamıyorum, bizim buralarda herkes 20 yaşında- sonrada kitabı gösterip "Bu adam sen misin?" diyorum herkese. Yakında mahallenin diline düşeceğim.
Bu arada kız kitabın yarısını yatağa nasıl geldiğini anlamaya çalışarak geçirdi. Ben daha az uyuyorumdur. Hayır bunla ilgili kötü bir espri yapmayacağım, yoruldum. Diğer bölümlere de kalsın.
O kadar eleştirdim, "Peki hiç iyi yanı yok mu bu kitabın?" diye düşünüyorsun. Var elbet.
Öncelikle bize türünü sonuna kadar hakettiğini gösteriyor. O merakı, heyecanı hissediyorsunuz, demiştim bir aralar. O heyecan gitti nedense, sizde olmaz herhâlde.
Araştırma, karakterler iyi yapılmış olsada Annabelle'den bunu beklemezdim. Karakterine aykırı gibi geldi bana. Söyleyemem, çok büyük ipucu.
Bu hikâyede bir eksiklik farkettiniz mi? Ben farkettim, o da sizsiniz. Okumak için bekliyorsanız ya internetiniz yok ya da internetiniz yok. Başka bir ihtimal duymayayım.
O yüzden dalıyoruz. Gelecek bölümde görüşmek üzere.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
