Merhaba Özgür ben, bildiğiniz Özgür işte halkın içinden kendi hayat mücadelesinin içinde özgür kalmaya çalışan Özgür...
MERHABA...
Bugün pazartesi güne mutlu uyandım. Kuşların sesi, rüzgarın camıma yaprakları sallaması falan yok bildiğimiz şehir hayatı. Arabaların iğrenç korna sesleri, insanların bir şeyleri satmak için avazından çıkana kadar bağırmaları ve üst komşumun köpeğinin tuvalet zamanı geldi sanırım onun havlama sesleri.
Ve işte ben kim miyim?
Ben Özgür hayatından iyice bıkmış ama onu kaybetmemek için sabahın 7'sinden akşam 5'e kadar çalışan pek özgür olmayan Özgür ben.
Ama hepsinin yanı sıra O vardı hayatımın en masum ve temiz köşelerinde O kim diye sormayın bende bilmiyorum aslında sadece her sabah aynı yolu beraber yürüyoruz ve aynı iş yerinde çalışıyoruz. İsmi hakkında yada kimdir nedir bunun hakkında herhangi bir bilgim yok ama şunu çok iyi biliyorum ki ben sabahları onun sayesinde mutlu uyanıyorum. Güldüğünde iki yanağında da oluşan gamzeleri, çimen yeşili gözleri, sağ gözünün altındaki beni ve çok hızlı yürümesi ben her sabah bunları ezberlerken o beni tanımıyordu bile bende tanımıyordum belki ama en azından üst komşumun köpeğinin havlamalarına katlanıyordum. Ve oldu sonunda. Ben kendimi her şeye hazırlamıştım hayıra da evete de ama hazırdım işte sonunda işte bu sefer bütün içtenliğimle bütün cesaretimle hazırdım artık bu sabah farklıydım çok erken kaldım güzel bir duş, güzel bir takım elbise ve sıra aynanın karşısına geçip kendimi gaza getirmeye geldi ve en son tamamdır dedim ben tamamım ya biz tamam olacak mıydık?
İşte bu soru delirtiyordu beni ben iyiden iyiye aşık olmuştum ona ve ismini bilmiyordum daha ama olacaktı işte ve sonunda cesaretimi topladım ve çıktım apartmandan.
Sokağa çıkar çıkmaz karşımdaydı zaten sanki beni bekliyordu O da sanki O da cesaretini toplamıştı ve bekliyordu beni ama ben kalakaldım öylece gözlerinin içindeki denizde kayboldum ve gamze çukurlarını mezarım yaptım...
Ama o çoktan gelmişti
= hey! gelmiyor sun galiba. dedi ama ben hala şok içerisindeyken ne diyeceğimi bilemeden." geliyorum tabi geliyorum özür dilerim dedim " ama ben bile ne için özür dilediğimi bilmiyordum ve " önemli değil " dedi. Başladık yürümeye ve ben yine korkmaya başlamıştım ama kararlıydım bugün söyleyecektim ona olan aşkımı biraz daha yürüdükten sonra.
= "Adını sormamın bir sakıncası yoktur umarım! " dedim ve Onun hazır cevabı ile bir şaşkınlık yaşadım.
- Tabi tabii ki sorabilirsin.
= Bana adını bağışlaya bilir misin? acaba.
-Adım! adım Deniz, peki ya senin ismin neydi?
= Özgür Özgür benim ismim...
"Çok güzel bir ismin var " dedi ve benim içimde bir yerlerde sanki havai fişekleri patlıyordu Deniz'di ismi ne kadarda güzel bir isimdi Deniz.
Ve biz yürümeye devam ettikçe daha çok seviyor ve daha çok ezberliyordum Deniz'i, olan olmuştu işte artık varmıştık iş yerimizin kapısına ve ayrılma zamanımız gelmişti çünkü çalıştığımız bölümler farklıydı ve ben deli gibi akşam olmasını mesainin bitmesini bekliyordum ve kocaman gün onu düşünmekle geçti ben işten çıktım ve kapıda denizi beklemeye başladım. Ama ne gelen vardı nede giden gitmiştir diye düşünüp eve gitmeye karar verdim sonunda ve bu arada unutmadan saat çoktan 08.00 olmuştu bile ben denizi beklerken nasılda geçti zaman. Evime dönerken aklıma bir şeyler takılıp kalmıştı resmen acaba gerçekten birini hayatıma almalı mıydım? acaba gerçekten buna hazır mıydım? Eve geldiğimde karşımda duran ev benim evim miydi acaba çok uzun zamandan beri temizlik yapılmayan, evin her tarafında yiyecek kutuları ve uzun zamandan beri açılmayan perdeler. Ne kadarda iğrenç bir hayatım var ama dimi ama olsun yaşıyorum sonuçta ve bu benim hayatımdı. Geçtim odama ve her zaman yaptığımı yapıp uzandım öylece yatağıma her zamanki gibi tuhaf, tuhaf bağıran üst komşumun köpeği ve acaba üst komşum ölmüş olabilir miydi? bir hayvan neden bu kadar çok bağırsın ki. Ama sonuç olarak kendime sadece" amaaan banane ya" dedim. ve gözlerimi kapattım daldım gittim uzaklara hem de çok uzaklara.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkı Ararken
AléatoireSıradan rutin bir hayatı olan Özgür, bir de onun her gece hayallerine kattığı Deniz... Birbirini fark edemeyen iki aşığın hikayesi...