Yeni İş

8 1 0
                                    

Uyandı genç kız... Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu yatağında... Ne olduğunu anlamamıştı. İrkilmiş ama korkmamıştı. Yatağında öylece uzanıp, bir vakit tavanı izledi. Sonra sol elini havaya kaldırarak; bileğindeki güzelliği seyretti. Bu bir dilek bilekliğiydi. Bunu ona annesi vermişti gitmeden önce. Ve demişti ki, ' Bu bileklik sayesinde bütün dileklerin gerçekleşir.' Peki annesi neredeydi şimdi? Yataktan doğrulup etrafına bakındı boş gözlerle. Oda, loştu. Güneş henüz doğmamıştı. Ayağını yataktan sarkıtarak soğuğun bedenine nüfuz edişine müsaade etti birkaç saniye. Pencere açık kalmıştı. Kalkıp onu kapatsa iyi olacaktı. Aksi takdirde üşütüp hasta olurdu.
***
Yatağımdan kalktım ve yanımda duran komidinin üzerindeki saate baktım. Saat sekiz buçuk'du ve yine alarm sesine uyanamamıştım. Bu gidişle yeni başladığım işten kovulacağım. Sandalye üzerinde duran iş kıyafetlerimi hemen üzerime geçirdim. Yeşim yatağını düzeltmiş ve çoktan çıkmış görünüyordu. Annemi kaybedeli 1 ay oldu. Hayatımın sarsılan günü. Böyle bir acıyı yaşamak gerçekten çok zor oldu hala atlatabilmiş değilim. Bir ay boyunca kendime gelemedim daha sonra hiç kimsem olmadığı geldi aklıma. Annem çökmüş durumda asla görmek istemezdi beni hemen iş bakmaya başladım kendime. Uzun uğraşlar sonucu bir yalıda yardımcı olarak çalışacaktım. Bu iş bana başımı sokabileceğim bir ev de verdi aç kalmayacağım yemek de. Çok iyi arkadaşlıklar edindim. Ve yeşim, benim tek dostum. Tek kardeşim. Onunla aynı odayı paylaşıyordum ve zorluk  olmuyordu bu yüzden.

"Derin!" diye bağırdı yeşim ama sonra fazla bağırdığını anlayıp hemen ağzını kapattı sol eliyle. Çok komik duruyordu. Güldüm ve yanına gittim hızlı adımlarla.
"Ne oldu yeşim" dedim hala gülüyorum ve bu onu sinir ediyordu. Somurtmaya başladı.
"Hadi hadi seni idare edene kadar canım çıktı inanır mısın?!" dedi sinirli bir şekilde, gözlerini devirdi hemen.
"Ya çok özür dilerim ben alarm sesini duymamışım." dudaklarımı büktüm ve masum bebek rolüne girdim.
"Bu bakışlar ile kendini affettireceğini mi sanıyorsun?" dedi bana bakarak sesimi çıkarmadım hemen ardından "Doğru sanmışsın affettirdin kendini" dedi ve kahkaha atmaya başladı. Karnının hemen sağ tarafında tiki olduğunu biliyordum gıdıklamaya başlayınca şekilden şekile girdi çok komik görünüyordu. Biz eğlenmemize devam ediyorduk fakat Selma Hanım'ın sesini duyana dek.
"Ne oluyor orada?!" dedi ses tonunu yükselterek. Hemen arkamı döndüm ve Selma Hanım ile göz göze geldim.
"Yeni kız..." dedi ve incelemeye başladı. Gözleri ile ayaklarımdan başlayıp saçlarıma kadar süzdü.
"Çalıştığını pek göremiyorum, baksana yeni tanışıyoruz." dedi ellerini göğsünün hemen altında birleştirerek. Sesimi çıkartamamıştım. Yeşim beni bu konuda uyarmıştı.
" Her neyse yalakalık yapmaya gerek yok şu üst katta olan kilitli odayı temizleyin, açtım. "dedi ve gitti.
" Yalakalık yapmaya gerek yok. " dedim taklidini yaparak. Yeşim gülmemek için kendini zor tuttu ama beceremedi. Elimden tuttu ve çekiştirmeye başladı. Yeşim önde ben arkada gidiyorduk üst katta bir odanın önünde durduk. Yeşim kapıyı açtı ve içeriye girdi. Etrafı gözlerim ile süzdükten sonra bende odaya girdim.

Oda kirli değildi fakat toz oldukça fazlaydı.
"Yeşim burası neden bu kadar tozlu?" dedim öksürürken. Tozdan dolayı öksürük tutmuştu.
"Yaklaşık iki aydır kimse girmiyor da ondan." dedi Yeşim, bana bakarak.
"Neden?" dedim şaşırmış bir ifade ile. Sonuçta koskoca yalının bir odası neden iki ay boyunca kapalı olsun ki?
"Burası evin küçük beyinin odası. O gittikten sonra hiç kimse girmez hemen kapı kilitlenir, ikidir böyle oluyor." dedi Yeşim. Söylediği şey çok komiğime gitmişti kendimi tutamadım ve gülmeye başladım.
"Küçük bey ha.." dedim ve yine güldüm bu Yeşim beni çok güldürüyordu. Geldim geleli böyleydi.
"Evet küçük bey, yalının veliahtı."
"Nasıl yani?"
"Selma Hanım'ın oğlu yani."
"Şimdi anladım.. Demek tek oğlu bu. Adı ne?"
"Ulaş KAYA.." dedi Yeşim ellerini açarak ve hayranlık duyarak. Kafamı salladım ve Yeşim'e baktım.
"Neyse hadi sen şu yatak örtülerini götür çamaşır odasına bende yenilerini alıp geliyorum." dedi ve yanıma gelip yatak örtülerini ellerime verdi. Elime aldığım örtüler ile birlikte odadan çıktım. Çatı katında olan çamaşır odasına geldiğimde kapıyı açıp içeri girdim. Kapı bi anda kapandı. Aldırmadım örtüleri makineye yerleştirirken bir ses duydum. Arkamı döndüm ama hiç kimse yoktu. Hızlıca örtüleri koyup kapıya geldim elimi attığım da kapının kulpunun olmadığını gördüm. Çok şaşırdım ve korktum zaten o ses beni bi hayli korkutmuştu. Kapıya vurdum ama hiç kimse açmıyordu.
"Off.." diye bir ses duydum ve yavaşça arkamı döndüm. Arkamda bir erkek vardı şok içinde çığlık attım hemen ağzımı kapattı eli ile.
"Sen kimsin ya?!" dedim ses tonumu yükselterek.
"Bağırmadan konuşursan yalnız iyi olacak." dedi ve yere çöküp oturdu.
"Sen..! Hırsızsın değil mi?" dedim aşağıya bakarak. Kafasını yukarı kaldırdı ve alay eder bir şekilde konuştu.
"Ya evet canım hırsızım da ben." dedi ve sol elini açıp kapattı.
"Bak söyle bana seni hiç kimseye söylemem. Kimsin?" dedim ciddi bir şekilde.
"Ulaş." dedi kafasını bile kaldırmadan. Demek meşhur Ulaş buydu. Fakat çamaşır odasında ne işi vardı?
"Çamaşır odasında ne işin var o zaman?" dedim ve ayaklarımın üzerine çöktüm.
Yüzüme baktı ve "Anneme sürpriz yapacaktım ama şu işe baksana kapana kısıldım. Ya tek şansım sendin onu da boşa harcadın." dedi gözlerini devirerek.
"Ben ne bileyim ya kapının kırık olduğunu." dedim sinirli bir şekilde.
"Hem şimdi gelirler zaten merak etmeyin." dedim yere bakarak.
"Ben sabahtan beri buradayım bir Allah'ın kulu gelmedi nedense." dedi bana bakarak. Gözlerini üzerimde hissediyordum kafamı kaldırdım ve yüzüne baktım. Göz göze geldik ve gözlerini hemen devirdi. Bu sırada kendisini inceleyebilme fırsatı buldum. Gerçekten Yeşim'in hayranlıkla söyleyebileceği bir adamdı. Üzerinde ki siyah tişört ve siyah pantolonu oldukça güzeldi. Esmer, kaslı, yakışıklı bir çocuktu. Görüp görebileceğim en yakışıklı ve ideal erkek türü.
Kapının ardında oturuyordum birden kapı ittirilmeye başladı. Ulaş ayağı kalktığı gibi işaret parmağını dudağına götürüp sessizce konuştu.
"Sessiz ol, beni görmedin.." dedi ve saklandı.
Kapı açıldı ve yeşim içeriye girdi.
"Ben de seni bekliyorum sabahtan beri, ne oldu ?" dedi ellerini birbirine bağlayarak.
"Hiç.. Hiç bir şey olmadı kapı kolu kırık açamadım."
"Ay evet tamamen unutmuşum dün kırıldı kapının kolu. Neyse hadi gel gidelim çok işimiz var." dedi ve kolumdan tuttuğu gibi çekti dışarıya. Kapı kapanmasın diye arasına yerde duran kutuyu itelemiştim. Böylelikle Ulaş içeriye de kalmayacaktı. Aşağıya inip Ulaş'ın odasına girdik ve toparlamaya başladık. Oda oldukça büyük ve güzeldi. Siyah yatak takımı oldukça güzeldi. Asil bir hava katıyordu odaya. Odayı temizliyorken birden bir ses geldi. Yeşim ile göz göze geldik ve nedensizce güldük kendimi yatağa atmıştım. Yeni örtüler çok güzel kokuyordu. Kafamı kaldırdım baktım Yeşim yoktu. O sese gitmiş olacaktı. Selma Hanım'ı muhteşem sesine...

Yataktan doğruldum ve odayı iyice bir süzdükten sonra kapıya doğru yürüdüm ve dışarıya

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 15, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARANLIK SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin